Kandilli Rasathanesi eski Müdürü Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, en büyük sıkıntının Türkiye'nin deprem ülkesi gerçeğinin yok sayılması olduğu söyledi. 

Niğde Üniversitesi tarafından düzenlenen "Depremle Yaşamak" konulu panel, Derbent Kültür Merkezi'nde yapıldı. Panele çok sayıda akademisyenle birlikte, üniversite öğrencileri ve ilköğretim okulu öğrencileri de katıldı. Panelde konuşan Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, deprem ülkesi olmamıza rağmen kötü yapılaştığımızı ifade etti. Işıkara, "O kadar kötü yapılaştı ki, şimdi kimse yaşadığı mekana güvenmiyor. Depremden korunmanın en önemli yolu deprem güvenliği olan binalara güvenmektir. 4 büyüklüğünde sarsıntı nedeniyle insanlarımız geceyi dışarıda geçiriyor. Böyle olmaması gerekiyor, çünkü insanların yaşadığı mekana güvenmeleri lazım. Depremle yaşamayı bilmiyoruz ama birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor" dedi. 

Depremlerde büyüklük ve şiddet kavramlarının sıklıkla karıştırıldığının altını çizen Işıkara, "Her depremin bir büyüklük değeri vardır ama hasara göre değişen çeşitli şiddet değerleri vardır. Ben çocuklara şunu anlatmaya çalışıyorum. 'Deprem mi olacak?' sorusunu sormak yerine, deprem olacak gerçeğini kabul edip büyüklüğü ne olursa olsun muhtemel depremin zararlarını nasıl önleriniz onu anlatıyorum. Pahası olmayan can kayıpları ve ekonomi kayıpları ile Gölcük depreminin ülkemize maliyeti 24.5 milyar dolardır ve 18 bin vatandaşımız ölmüştür. Türkiye'nin ekonomik krizinin başlangıç nedeni 17 Ağustos'tur. Bunları en aza çekmek için depreme hazırlıklı bir toplum olmalıyız. Çalışmalarımız anlaşılırsa ileride bu zararları en aza indirebiliriz" diye konuştu. 

Prof. Dr. Işıkara sözlerine şöyle devam etti: "Depreme hazırlıklı olmak için ne gerekiyor? Koruma kültürüne ve bilincine sahip çıkıp yaygınlaştırmalıyız. Bu öğretileri eve gittiğinizde komşularınızla, yakınlarınızla mutlaka paylaşın. Ülkemiz bir deprem ülkesi, bu gerçeği kabul etmek zorundayız. Depremden korunma bilinci önce sizden başlar. Deprem öldürmez, binalar öldürür. Deprem sırasında bir binanın altında nasıl davranılacağı bilinirse, binalar bu sarsıntılara uygun malzemeler ve teknikler uygulanarak inşa edilirse birçok sorunu şimdiden aşmış oluruz."