8
Eylül
2024
Pazar
NİĞDE

Rektör Ecer, hakkındaki iddiaları cevapladı

Bir süre önce bazı ulusal ve yerel gazetelerde hakkında çeşitli iddialarda bulunulan Niğde Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, iddialara cevap verdi. Niğde Televizyonu’nda Niğde Üniversitesi’nin tanıtımına yönelik her hafta canlı yayınlanan “Üniversite Köşesi” adlı programda konuşan Ecer, hakkındaki iddiaları yalanladı. 

Geçtiğimiz günlerde ulusal gazetelerden birinde yayınlanan haberde Niğde Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Nedim Çetin’in Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne Rektör Adayı olma sürecinde Prof. Dr. H. Ferhat Ecer’e 25 Bin dolar verdiği öne sürülmüştü.

Ecer, “Nedim Çetin 2002 yılında, randevu alarak makamıma ziyarete geldi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’ne rektör adayı olmak, seçim kampanyasını yürütebilmek için belirli bir süre izin almak ve istişare etmek istediğini söyledi. Daha sonra da rektör adaylığı konusunu açtı. Ben de kendisine bu konuyu iyi düşünüp düşünmediğini sordum. Kendisi bana 'Ben Maraşlıyım orada da yaklaşık 50 Maraşlı öğretim üyesi var. Ben özellikle onların oylarına talibim' dedi ve benden destek istedi. Nezaket gereği kendisine, Niğde Üniversitesi mensubu bir öğretim üyesini orada rektör olarak görmekten mutluluk duyacağımı söyledim ve başarı diledim. Olayın tamamı bundan ibarettir, kendisinden herhangi bir şekilde para almam sözkonusu değildir” dedi.

"Derin devleti bilmem" 

Program yapımcısı İrfan Bahar’ın “Derin devlet seni rektör görmek istiyor" şeklinde bir cümle sarf ettiniz mi?” şeklindeki sorusuna Ecer,  “Anayasa'da sınırları çizilmiş tek bir devlet vardır. O da Türkiye Cumhuriyeti Devletidir. Bunun dışında bir devletin varlığından da isminden de bahsetmek mümkün değildir. Ben başka devlet bilmem. Nedim bey sanırım Kurtlar Vadisi adlı diziyi çok izliyor ve bu dizinin etkisinde kalıyor” şeklinde cevap verdi.

Prof. Dr. Nedim Çetin’in ifadesine göre Erciyes Kayak Merkezi’nde Prof. Dr. H. Ferhat Ecer ve ailesine tatil yaptırdığı ve tatil masraflarını ödediği yönünde çıkan habere de cevap veren Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Biz Nedim Çetin ile ne kayak ne de tatil yaptık. Üniversite Kayak Takımımız Erciyes Kayak Merkezinde Üniversitelerarası Kayak Müsabakaları için hazırlık kampındaydı. Ben de antrenör Mustafa Kılıç hocanın takımın motivasyonunun artması için yaptığı ısrarlı davet üzerine takıma moral olması amacıyla kayak merkezine çocuklarımı ve eşimi de alarak kendime ait özel arabamla gittim. Orada Bayındırlık ve İskan Bakanlığı’nın tesislerinde bir gece kaldık. Nedim bey ve eşi de takım ile birlikte oradaymış. Kayak Merkezinde bulunduğumuz günü üniversitemizin kayakçılarıyla birlikte geçirdik. Nedim Çetin, şahsına ait fotoğraf makinesi ile öğrenciler ve bizlerle birlikte çok sayıda fotoğraf çekti. Ertesi gün öğle saatlerinde ben kendime ve aileme ait olan tüm masrafları ödeyerek Niğde’ye döndüm. Yaptığım bu ödemelerin makbuzu halen elimde bulunmaktadır. Bütün bu olaylara Öğr Gör. Mustafa Kılıç da şahittir.” dedi.

İrfan Bahar’ın bu olayın ne zaman yaşandığını sorması üzerine 2002 yılında olduğunu söyleyen Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Bu olayların 2 yıl sonra, rektörlük seçimleri arifesine denk gelen bu dönemde asılsız isnat şeklinde Nedim Bey ve yandaşları tarafından ortaya atılmasını gayri ahlaki bulduğum gibi bu konudaki değerlendirmeyi de kamuoyunun vicdanına bırakıyorum. Ben bu iddialarla kamuoyunu meşgul etmedim etmeyeceğim de. Bu doğrultuda hukuki süreci başlattım. Konu ile ilgili gerekli işlemler bağımsız yargı tarafından yürütülmekte ve bu iddialara gerekli cevabı yargıdan çıkacak kararla vereceğim. Ancak bu noktada benim asıl endişem şahsımla ilgili değil kuruluşundan beri emek verdiğim ve mensubu bulunduğum Niğde Üniversitesi’nin yıpratılması ile ilgilidir. Zira Niğde Üniversitesi için yaratılan bu imaj, mensuplarımızı etkileyerek onların motivasyonlarını ve çalışma şevklerini azaltmakta, her alanda oldukça büyük başarılar elde ederek şehrimize ve üniversitemize birçok şekilde katkı sağlayan öğretim elemanlarımızın ve öğrencilerimizin çalışma azmini yok edecek boyuttadır. Bunun yanı sıra diğer üniversitelerin ve oralarda görev yapan öğretim üyelerinin üniversitemize ve öğretim üyelerimize olan bakış açısını değiştirmektedir. Ben Niğde Üniversitesi rektörü ve hepsinden önemlisi bir Niğdeli olarak bu durumdan son derece kaygı duyduğumu ifade etmeliyim. Niğdeliler, Niğde Üniversitesi’ne sahip çıkmak zorundadır, kişisel çıkarlar için Niğde Üniversitesi’nin yıpratılmasına izin vermemelidir. Bu doğrultuda yapılan hesapları bozmalıdır. Zira, Niğde Üniversitesi’nin yıpratılması en çok Niğde’ye zarar verecektir.” diye konuştu.

YÖK’ün söz konusu iddialarla ilgili tutumunun sorulması üzerine, YÖK’ün inceleme başlattığını ifade eden Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Olayların yaşanmasından yine iki yıl sonra Şubat 2004’te Nedim Çetin’in iddiası üzerine YÖK tarafından bir inceleme başlatıldı. Bu incelemede hem benim, hem Nedim Çetin’in, hem de şahit olarak ismi geçen diğer arkadaşların ifadeleri alındı. Bu ifadelerin incelenmesinden sonra YÖK bu iddiaları doğru ve gerçekçi bulmadığı için soruşturma açmaya gerek bile duymadı.”

Bazı gazetelerde çıkan ihale yolsuzluğu iddialarına da değinen Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Bütün kamu kurumlarında olduğu gibi üniversitemizde de ihaleler, Devlet İhale Kanunu’na uygun olarak yapılmaktadır.İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ek İnşaatı İhalesi de kanunlara uygun olarak yapılmıştır. Mevcut yasaya göre; ihaleye çıkıldıktan sonra üniversite bünyesinde bir ihale komisyonu oluşturulmakta ve ihale, bu komisyon tarafından yapılmaktadır. Yine İhale Yasası gereği komisyon 5 kişiden oluşmakta olup, komisyon üyesinin bir tanesi de Maliye Bakanlığı Yetkilisi olmak zorundadır. Ayrıca, yasa gereği ben bu komisyonda görev alamam. İhale bu komisyon tarafından yapıldıktan sonra ihale dosyası Sayıştay Başkanlığı’na gönderilmektedir. Sayıştay dosyayı incelemekte ve dosya üzerinden ihalenin kanunlara ve usullere uygun olup olmadığını denetlemektedir. Şikayet ve tereddüt hasıl olduğunda ise idareden açıklama istemekte, şayet açıklamayı yetersiz bulursa ihaleyi reddetmekte yeterli bulursa da ihaleyi onaylamaktadır. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ek İnşaatı İhalesi de bütün bu aşamalardan geçmiş ve Sayıştay tarafından onaylanmıştır. İhaleye katılan ve daha düşük bedel önerdiği ifade edilen Ahenk - Tisa firması eksik evrak sebebiyle ihale komisyonu tarafından ihaleden elenmişlerdir. İlginç olan ise, Milliyet Gazetesi’nde “İhale Yolsuzluğu” başlığı altında verilen haberin Anadolu Haber Gazetesi tarafından iktibas edilmesidir. Anadolu Haber Gazetesi imtiyaz sahibi aynı zamanda Tisa İnşaat firmasının da ortağıdır. Bu ortaklık Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiş bulunmaktadır. Söz konusu ortak firmanın ihaleden elenme sebebi ise oldukça önemlidir. Her ihalede olduğu üzere şirket yetkililerden sabıka kaydı istenir. Bu doğrultuda söz konusu ortaklığın kurumumuza sunduğu ihale dosyasında Ahenk İnşaat yetkilisinin TCK’nın 342. ve 503. maddelerinden sabıkası olduğu anlaşılmıştır. TCK’nın 342. maddesi resmi evrakta sahtekarlık, 503. maddesi ise dolandırıcılık suçlarını içermektedir. Bu şartlar altında söz konusu şahsın ihaleye girmesi kanunen mümkün değildir. Bütün bunlara rağmen, ihalede dedikodu olmasın diye incelenen dosyada bir takım eksiklikler tespit edilerek kendilerine bildirilmiş, gönderilen yazıda “Ahenk Yapı İnş. Tes. Tur. Mad. San. Ve Tic. Ltd. Şti – Tisa İnş. Tic. Ve Turz. Ltd. Şti ortak girişim firmasının teklifi, Ahenk Yapıya ait iş deneyim belgesi olarak verilen iş denetleme belgesi sınıf olarak IV-B sınıfına girmemesi, teknik personel taahhütnamesi her iki firmanın getirmemesi, ayrıca teknik personellerinin en az beş yıl deneyimli olması gerekirken teknik personellerden bir adet inşaat mühendisinin deneyiminin üç yıl olduğu, SSK’dan alınan borcu yoktur yazısında isteklinin Türkiye genelinde taahhüdünde yapılmış ve devam eden tüm işler için alınacağından dosyada sicil numarası dışında iş bulunmadığı takdirde bunun dilekçe ile ibraz edemedikleri için, belge eksikliğinden dolayı değerlendirme dışı tutulmuştur.” denilmektedir. Kısaca söylemek gerekir ki, söz konusu gazetenin sahibi şahıs, ihaleden elenme nedenlerini çok net bilmesine rağmen bu durumu sorumlu gazetecilik anlayışının tersine bir davranış biçimi sergileyerek kamuoyunu aydınlatmak yerine aldatarak Milliyet Gazetesi kupürünü kendi gazetesine iktibas etmiş ve bu yolla kamuoyunu yanlış yönlendirmeye çalışmıştır.” dedi.

Program yapımcısı İrfan Bahar’ın “Şimdiye kadar hakkınızda çıkan iddialarla ilgili neden sessiz kaldınız?” şeklindeki sorusuna da cevap veren Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Ben söz konusu iddiaların tümüne cevap verdim. Ancak, bu iddiaları ortaya atan malum gazete bu cevapları yayınlamadı. Zaten iddia edilen konular yayınlanmadan önce de tarafıma ya da kurumuma bu konularla ilgili olarak bilgi almak için hiçbir başvuruda bulunulmadı. Halbuki objektif ve sorumlu bir gazetecinin öncelikli görevi bir iddia ile ilgili gerçeklere ulaşmak için araştırma yapmak olmalıdır. “Ya istifa et ya cevap ver” şeklinde başlıklar atılmasına karsın hiçbir cevabımız ve tekzibimiz gazetelerinde yayınlanmamış ve kamuoyu da yanlış yönlendirilerek sanki cevap verilmiyormuş gibi bir izlenim oluşturulmak istenmektedir.” dedi.

Yapılan şeylerin son derece çirkin ve asılsız iddialar olduğunu ifade eden Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, bu iddia ve iftiraların kişileri yıpratmaktan çok kurumları yıprattığını ve sağ duyu sahibi olan insanların kişisel çıkarları için kurumlara zarar vermemeleri gerektiğini belirterek, “Niğde Üniversitesi, Niğdelilerin ve Niğde’nindir. Ferhat Ecer’in ötesinde kurumlar önemlidir. Niğde için son derece önemli olan Niğde Üniversitesi’ni yıpratmaya kimsenin hakkı yoktur. Biz bugün varız yarın yokuz ama Ferhat Ecer Niğdelidir, Niğde’de yaşamaktadır, öldüğü zamanda bu topraklara gömülecektir. İşte daha önceki rektörlerimiz hiçbiri burada değildir. Ama sonuçta burada olan, endişe taşıyan, ülkesinin, milletinin, memleketinin ve Niğde’nin kalkınmasının kaygısını ve rahatsızlığını taşıyan ben varım ve Ferhat Ecer bugün olduğu gibi yarında burada olacak. Bizim dört yıl içerisinde arkadaşlarımıza sağladığımız imkanlar tüm öğretim elemanlarımızın şevkini arttırmıştır. Ama şu an hepsi sorumsuz bir tavırla ortaya konulan bir töhmet altında kalmışlardır.” diye konuştu.

Programın sonunda Niğde Üniversitesi’nin geleceği ile ilgili de konuşan Prof. Dr. H. Ferhat Ecer, “Üniversitemizin geleceği son derece parlak ve aydınlıktır. Her arkadaşımız büyük bir özveri ve fedakarlıkla üzerine düşen görevi yerine getirip, hem üniversitemize hem şehrimize hem de ülkemize faydalı olmaya çalışmaktadır. Hedefimiz, geçtiğimiz günlerde adımlarını atmaya başladığımız yeni fakülte ve bölümlerin açılmasını sağlayarak –ki bununla ilgili YÖK’e başvurularımızı yaptık- Niğde Üniversitesi’ni geliştirerek Niğde’yi önemli bir üniversite şehri haline getirmektir.” şeklinde konuştu.

Lokman Zor
Yayın Tarihi : 25 Kasım 2004 Perşembe 13:54:20
Güncelleme :29 Kasım 2004 Pazartesi 14:17:37


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?