Sems-i Semseddin Ahmed Es-Sivasi (1520-1597)
Tokat'ın Zile ilçesine bağlı Silis köyünde doğan Şemseddin Sivas'i, alim ve mutasavvıf bir şairdir. Babası Seyyid Mehmet Ebulberekât'tır.
Ahmet Yesevi'nin Horasan Erenleri Zinciri'nden olan Ebulberekat Horasan'dan Anadolu'ya kırk kadar sofisi ile gelmişti. (Bazı kaynaklarda 28 sofisi ile geldiği belirtilir.) Kendisi Hüseyini olduğu için seyyid lakabını almıştır.
Halk arasında Şems'ül Aziz veya esmerliğinden dolayı Kara Şems denilen şairin asıl adı Ahmed, künyesi Ebu's-senâ lakabı ise Şemseddin'dir. Şiirlerinde Şemsi mahlasını kullandı. Ebulberekât'ın dört oğlundan biri olan Şemseddin Ahmed, yedi yaşında babası ile Amasya'ya giderek Şeyh Muslihiddin 'in sevgisini kazandı. Ardından Tokat'a giderek Arakiyecizâde Şemseddin Efendi ile Şeyh Şirvani'den ilim tahsil etti.
Daha sonra İstanbul'a giderek ilmini daha da derinleştirdi, müderrisliğe yükseldi. Bir gün kazaskeri ziyarete gittiği zaman mevki isteyenlerin küçülmelerini görerek üzüldü ve tasavvufa yöneldi. Devrinde büyük şöhrete kavuşan Şemseddin Ahmed, hac görevini ifa etti. Dönüşünde tekrar İstanbul'da Zile ve Tokat'tan sonra Sivas Valisi Hasan Paşa tarafından yaptırılan Meydan Camii'nde göreve başlamak üzere Sivas'a geldi. Sivas'ta çok sayıda öğrenci yetiştirdi.
Hayveti Tarikatının Şemsiyye konulu kurdu. Seksen yıla yakın ömrünü ilme, öğrenci yetiştirmeye, eserlerini yazmaya ve irşadlarda bulunmaya vakfetti, ünü Sivas'ın dışına da yayıldı. III.Mehmet ile Eğri seferine katıldı. Din, devlet ve millet bütünlüğüne yürekten inanmış bir kimse idi. Devletin bekası için yaşının ilerlemiş olmasına bakmadan, padişahtan davet geldiğinde "işittik, itaat ettik, zaten biz her an hazırlıklıyız. Bismillah, hemen gidelim" diyerek yollara düştü. 1597 (H.1006) yılında vefat etti ve Meydan Camii'nin kuzey tarafında bulunan türbesine defnedildi.
Nuh felek şemsi toplandı nur ile ölümüne düşürülen tarihlerden biridir. Soyundan gelen Abdülmecit Sivasi, Abdullahad Nuri, Ahmed Suzi ve Recep Kamil de güçlü mutasavvıf şairlerdir. Dergahın son şairi Şeyh Ahmed Güneren (Rindi)dir. Yazmış olduğu kırka yakın eserde, yüksek bir din kültürüne sahip olduğu görülen Şemseddin Sivasi, Arapça ve Farsça'ya da çok iyi vakıftır.
Şiirlerini tasavvufi fikirlerini ifade etmek ve yaymak amacıyla yazmış olup, şiiri bir vasıta olarak görmüştür. Duygu ve düşüncelerini içten ve özlü bir şekilde ifade etmiş, aruz ve hece vezni ile söylediği şiirlerinde Allah ve Hz.Peygamber sevgisini dile getirmiştir. Bestelenmiş bir çok ilahisi bulunan Şemseddin Sivasi, Mevlid de kaleme almıştır. Şemsi'nin mevlidi baştan başa tasavvufî bir eserdir, günümüzde de okunmaktadır.
Şiirlerinden bazıları didaktik özellikleri dolayısıyla halk arasında ezbere bilinen Şemseddin Sivasi'ye, Sivas halkı sevgi ve hürmetleri dolayısıyla Şems'ül-Aziz adını da vermiş, onu Sivas'ın manevi koruyucularından addetmiştir. Türbesi evliya kabri olarak ziyaret edilen Şemseddin Sivasî ile ilgili olarak çeşitli menkıbeler de halk arasında bütün canlılığı ile yaşamaktadır.