Akif PAŞA (1787-1845)
Devlet adamı, şair, yazar. Özel öğrenim gördü. Bozok’ta Cebbarzade Süleyman Bey’in Divan Kâtipliğine getirildi. Onun ölümü üzerine İstanbul’a gitti. 1813’te Divan-ı Hümayun Kalemi’ne girdi. Amcası Mustafa Efendi Reis-ül-Küttap’tı. Amcasının tanıtması ve güçlü kalemiyle kısa sürede tanındı. Çeşitli memurluklarda bulundu. Reis-ül-Küttap’lık adı Umur-ı Hariciye Nezareti’ne çevrilince ilk Hariciye Nazırı oldu. Kendisine vezirlik rütbesi de verildiği halde, yine de “Âkif Efendi” diye anılıp tanındı. İngiliz uyruklu gazeteci Churchill’in Kadıköy’de avlanırken bir çocuğu yaralaması olayının gelişen siyasal boyutları Âkif Paşa’nın bakanlıktan uzaklaştırılmasına neden oldu. Bu dönemde yazdığı Tabsıra adlı yapıtında, Churchill olayındaki haksızlığı ve Mülkiye Nazırı Pertev Paşa’nın yolsuzluklarını açığa çıkararak onu Edirne’ye sürdürdü, yerine de kendisi Mülkiye Nazırı oldu. Ancak kısa süre sonra Mustafa Reşit Paşa’nın buyruğuyla Kocaeli Mutasarrıflığı’na, oradan da Edirne’ye sürüldü.Edirne’de yargılandı. İki yıllığına sürgün edildi. Cezası bitince Hicaz’a gitti, dönerken İskenderiye’de öldü.
Kimilerince, şiirleri ve düz yazılarıyla Tanzimat edebiyatının hazırlayıcısı olarak nitelenen Âkif Paşa’nın “Tabsıra” adlı yapıtı da anı türünün ilk örneği sayılır. Ayrıca “Adem Kasidesi” ve “Mersiye”si ünlüdür.
Başlıca eserleri: Münşeat-ı Elhac Âkif Efendi ve Divançe (1843,1845), Eser-i Âkif Paşa (1873), Muharrerat-ı Hususiye-i Âkif Paşa (1883).