Eski Bolu Evi |
Bolu ve çevre ilçeleri Türk sivil mimarisinin en güzel örneklerini bir araya toplamıştır. Bunların büyük çoğunluğu da iyi bir durumda günümüze ulaşabilmiştir. Kuşkusuz bunun da nedeni, bu evlerin sit alanlarında yer alışı veya eski eser tescilinin yapılmış olmasıdır.
Bolu ve çevresinde Osmanlıların ilk dönemlerine ait sivil mimari örnekleri günümüze gelememiştir. Beylikler ve Osmanlılar döneminde yapılan ilk sivil mimari örneklerinden çevredeki ağaçların kerestelerinden yararlanılmıştır. Özellikle buradaki ilk yapılanmada Çandı denilen büyük ağaç kütüklerinin uçları kertilerek çivisiz olarak, birbirlerine geçirilmek suretiyle binalar yapılmıştır. Bu tür mimarinin kökeni Orta Asya’ya kadar inmektedir. Buna dayanılarak da Beylikler ve Osmanlıların ilk dönemlerinde Orta Asya’nın mimari yönden izleri olduğu da Bolu yöresinde açıkça görülmektedir.
Günümüzde Bolu merkezinde, Göynük ve Mudurnu’da XIX.yüzyıl öncesine ait evlere rastlanmamaktadır. Bunun da nedeni yapıların ahşap oluşu ve Bolu’nun deprem kuşağı üzerinde bulunuşudur. Bugün Bolu, Göynük ve Mudurnu’daki geleneksel Türk evleri XIX.yüzyıla ait yapılardır. Bolu merkezindeki evler ne yazık ki Türkiye’nin pek çok yerinde olduğu gibi spekülatif davranışlarla yıkılmış ve yerlerini beton bloklar almıştır. Bu da Bolu merkezindeki evlerin yozlaştığını göstermektedir.
Eski Bolu Evlerinden Birinin Saçak ve Şahnişli Çıkması |
XIX.yüzyıldan sonra yapılan evlerde çevredeki orman dokusundan ötürü ahşap malzeme ağırlık kazanmıştır. Bunun dışındaki taş, kerpiç ve hımış gibi yapı malzemeleri daha çok cami, han, hamam gibi yapılar ile Gayrimüslim evlerinde kullanılmıştır.
Bolu merkezindeki tek tük kalmış evler daha çok iki ve üç katlı olup, bunlar ahşap ağırlıklı, taş temelli, kıtık sıva üzerine yapılmış beyaz badanalıdır. Evlerin cephelerinde dikdörtgen çerçeveli pencerelere geniş yer verilmiş ve böylece onların daha çok ışık almaları sağlanmıştır. Zemin katlarda daha çok ortadaki taşlığın çevresinde mutfak, kiler, depo gibi bölümlere yer verilmiştir. Zemin kattan, evin önünde ve arkasında bulunan bahçelere geçilmektedir. Üst katlarda iç sofalı ve dış sofalı olmak üzere iki ayrı plan türü uygulanmıştır. İç sofalı evlerde alt kattan çıkılan merdivenin bulunduğu sofanın çevresinde odalar sıralanmıştır. Bu odalardan bir tanesi diğerlerinden daha farklı konumda ve geniş olup, başoda ismi ile tanınmaktadır. Özellikle bu odanın bezemesine önem verilmiş, tavanları geometrik şekilli çıtalarla bölümlere ayrılmış, bazılarına da resimler yapılmıştır. Bu resimler arasında Bolu’ya mal edilen Köroğlu Destanı’na ait izler ve doğal manzaralar görülmektedir. Odaların her birisinde ocaklar, sedirler, gömme dolaplar, yüklükler ve gusülhaneler bulunmaktadır. Bazı odalara da üzerinde bitkisel bezemelerin bulunduğu küçük çeşme aynaları yerleştirilmiştir.
Evlerin üst örtüsü geniş saçaklıklı, alaturka kiremitli ahşap çatılarla örtülmüştür.
Göynük ve Mudurnu Evleri
Eski Bir Göynük Evi |
Bolu yöresinde Türk sivil mimarisini en iyi yansıtan evlerin başında Göynük, Mudurnu ve Sakarya’nın Taraklı evleri gelmektedir. Göynük ve Mudurnu evleri 100-150 yıllık bir geçmişe sahiptir. Günümüzde bunlar tescil edilmiş ve Kentsel Sit Alanı kapsamına alınmıştır. Bu yerleşim birimlerinde derelerin kenarlarında ve arkasındaki sırtlarda kurulmuş olan evler, aralarındaki daracık sokakların etrafında, bahçeler içerisinde, birbirlerinin manzaralarını engellemeyecek biçimde yapılmışlardır. Bu evlerde Osmanlı sivil mimarisinin sadeliği, estetiği ve özellikleri görülmektedir.
Göynük ve Mudurnu evleri genellikle zemin kat üzerinde bir veya üç katlıdırlar. XIX.yüzyılın başlarında yapılmış olan bu evlerin zemin katlarında depolar, kilerler, hizmetçi odaları, mutfaklar ve geleneksel günlerde ailelerin birlikte yemek yedikleri fırın odaları bulunmaktadır. Zengin evlerinde fırın evi tabir edilen bu tür mekanlar evlerin bahçesinde ayrı bir köşede yer almaktadır. Taşlığın kenarındaki bir merdivenle çıkılan birinci kat geleneksel Türk evlerinin bir benzeri olup, buradaki bir sofanın çevresinde günlük yaşamın geçtiği odalar bulunmaktadır. Bu odaların içerisine ocaklar, yüklükler, sedirler ve bir de gusülhane yerleştirilmiştir.
Göynük Evi Tavan Süslemelerinden Bir örnek |
Evlerin bazılarında ailenin yeni evlenen çiftleri için özel bölümler de yapılmıştır. Üst katlar genellikle yatak odalarına ayrılmıştır. Bazı örneklerde evlerin içerisindeki sofalardan ayrı olarak, dışarıya yönelik balkon niteliğinde cepheyi çepeçevre kuşatan dış sofalar bulunmaktadır.
Göynük ve Mudurnu evlerinde aydınlatmaya özen gösterilmiş, cepheye pencere dizileri yerleştirilmiştir. Evlerin bazıları dışa yönelik çıkmalar üzerinde şahnişli ve cumbalıdır.Çoğu kez bu evler kafesli ve cumbalı olup, burada da ağaç işçiliğinin en güzel örnekleri sergilenmiştir. Ayrıca balkon korkuluklarında ahşabın yanı sıra maden işçiliğinin dekoratif örnekleri de görülmektedir. Özellikle odalardaki kapı ve pencerelerde Osmanlı ağaç işçiliğinin çeşitli motiflerine yer verilmiştir. Evlerin üzerleri genellikle ahşap kırma çatılı ve alaturka kiremitlidir. Bunların arasından çıkan bacalar da ise estetik görünüme önem verilmiştir.
Mudurnu Konağı |
Kaynaklardan öğrenildiğine göre; Mudurnu’da İstanbul’dan getirtilen ustaların yaptığı Armutçular Konağı’nın ayrı bir önemi bulunmaktadır. Dört katlı, kare planlı olan bu konağın dört büyük salonu, bir sofası ve on yedi odası bulunmaktadır. Çıralı çamdan karkaslı, ahşap kaplamalı bu konağın ağaç işi oymaları, geometrik çıtalı tavan bezemeleri ve özellikle kapı tokmakları, balkon korkulukları gibi detayların üzerinde de en ince ayrıntısına kadar durulmuştur. Bunun yanı sıra Mudurnu’da 1870-1880 yıllarında Keyvanoğullarına ait Keyvanlar Konağı da orijinalliği bozulmadan restore edilmiştir.
Safranbolu evleri ile büyük benzerliği olan ve aynı özellikleri taşıyan Mudurnu ve Göynük evlerinin bazıları restore edilerek pansiyon olarak kullanılmakta ve turizme hizmet vermektedir. Böylece onların kendi yazgıları ile baş başa bırakılıp yok olmaları önlenmiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.mudurnu.gov.tr ve www.goynuk.org adreslerinden alınmıştır.