Çevre ve Orman Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu, Hayvanları Koruma Kanunu'nun sadece kedi ve köpeklere yönelik bir koruma içermediğini söyledi. 

Tokat'ta, Çevre ve Orman Bakanlığı 2006 yılı hizmet içi eğitim programı kapsamında 6-10 Kasım 2006 tarihleri arasında verilecek olan "Kara Avcılığı Kanunu ve Av Turizmi ile ilgili Mevzuat ve Yönetmeliklerin Uygulanması" eğitim semineri, açılış konuşmalarıyla başladı. Öğretmenevi'nde verilen eğitim seminerine; Çevre ve Orman Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu, İl Çevre ve Orman Müdürü İhsan İkinci, şube müdürleri, mühendisler ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı. 

Açılış konuşmasını yapan İl Çevre ve Orman Müdürü İhsan İkinci, önemli bir konuda eğitim seminerine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. İkinci, Tokat'ta av turizminin geliştiğini belirterek, "12 adet yapılan av organizasyonuna Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden 68 avcı katılmış, 112 yaban domuzu vurmuş, bu avlara karşılık bakanlığımızın ilgili hesabına 52 bin 300 YTL yatırmışlardır. Bu bedelden köy tüzel kişiliklerine de bin 380 YTL ödenmiştir. Avlanmak için ülkemize gelmek isteyen yabancı avcı sayısı her geçen gün artmakta olup, bu da ülke ve ilimiz ekonomisine katkı sağlamaktadır" dedi. 

Daha sonra kürsüye gelen Çevre ve Orman Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Mustafa Akıncıoğlu, 66 yıldan sonra 2003 yılında Kara Avcılığı Kanunu'nun değiştiğini ifade ederek, "Çok kısa bir süre içerisinde 11 yönetmelik hazırlandı. Eksiklikler elbette var. Bu seminerler, bu eksiklik ve aksaklıkların konuşulacağı platformlar. Kara avcılığı sadece avcılığı içermiyor. Kanunu iyice okuduğunuz zaman, tamamen korumacı bir yaklaşımla, ürettiğini hasat et düşüncesiyle mükemmele yakın bir kanun. Burada aksaklıkları bir daha gözden geçireceğiz" dedi. 

Akıncıoğlu, Hayvanları Koruma Kanunu'nun sadece kedi ve köpeklere yönelik bir koruma içermediğini belirterek, "Türkiye'de bu zamana kadar hiç rastlanmamış, omurgasız hayvanları da içine alan tüm canlılarıyla birlikte bir koruma konseptini barındırıyor. Türkiye'de bugüne kadar kanun ve yönetmelikle de bulunmayan omurgasız hayvanların nasıl yönetildiğine dair bir hüküm bulunmazken, bu tür kanunlarla birlikte habitatı etkileyen tüm unsurların korumasını içeren konsept belirlenmiş oluyor" diye konuştu.