Tokat’ta yerleşimin başlangıcı çok eski tarihlere kadar inmektedir. Karadeniz’i İç Anadolu’ya ve Güneydoğu’ya bağlayan kervan yollarının buradan geçmiş olması yörenin yerleşim yönünden de önem kazanmasına neden olmuştur. Ancak sivil mimari örnekleri deprem ve su baskınları yüzünden de günümüze çok az ulaşabilmiştir. Bunun yanı sıra XX. yüzyılın otalarında başlayan yapılanmalar da sivil mimari örneklerinin çoğunun yok olmasına neden olmuştur. Bununla birlikte, yöreye özgü bazı örnekler günümüze gelebilmiştir.
Tokat’taki ilk yerleşim kalenin bulunduğu tepenin yamaçlarında başlamış, buradaki Cami-i Kebir Mahallesi’nde günümüze gelen evlerle karşılaşılmıştır. Eğimli bir alanda kurulan bu yerleşim küçük, dar ve dolambaçlı sokakların çevresinde sıralanmıştır. Buradaki yapılanma, güneş, yağmur ve rüzgâr gibi doğal etkiler göz önüne alınarak yapılmıştır. Kayalık yamaçlar da depreme dayanıklılığı arttırmıştır. Bu kesimin ana yolu sayılan Sulu Sokak üzerinde de birbirine bitişik düzende yapılar bulunmaktadır.
Tarihi kaynaklardan XV. ve XVI. yüzyıllarda şehirde 3000, XVIII. Yüzyıllarda 3500, XIX. yüzyılda ise 4000–6000 evin burada bulunduğunu öğreniyoruz. Günümüze gelebilen evlerin sayısı 100’e yakındır. Bu evlerin büyük bir bölümü XIX. yüzyılın sonu ile XX. yüzyılın başında yapılmış, çoğu da yenilenmiştir.
Tokat’ta XIX. yüzyılın ortalarına tarihlenen yalnızca altı ev bulunmaktadır. Araştırmacılar bu evlerden yalnızca birinin XVI. yüzyılın izlerini taşıdığını ileri sürmüştür. Evlerin içerisindeki bezemelerin hepsi XX. yüzyılın ortalarına aittir. XIX. yüzyılda şehir nüfusunun artması ile birlikte daha önce geniş bahçeler içerisinde yapılan evler bu kez, sokaklarda bitişik nizamda yapılmaya başlamıştır.
Tokat evleri çoğunlukla iki veya üç katlıdır. Dışarıdan içeriye girildiğinde zemin katlar taş döşeli olup, taşlık olarak isimlendirilir. Bu bölümler yazın sıcak günlerinde de ev işlerinin yapıldığı mekânlardır. Ayrıca buraya kiler, ambar, depo gibi bölümler de eklenmiştir. Büyük ve küçük ocaklar, fırınlar yine burada yer almıştır. Tokat evlerinde zemin kat ile üst kat arasına bir ara kat yerleştirilmiştir. Bu bölüm daha çok kışın yaşanılan yer olduğundan biraz da basık yapılmıştır. Genellikle bu bölüme iki oda yerleştirilmiş, helâlar ise ya zemin kata, ya da bu ara katın bir yerinde yapılmıştır. Yine bu ara katta, bazen de üst kat odalarında gusülhaneye yer verilmiştir. Evlerin üst katları çoğunlukla günlük hayatın geçtiği ve geniş pencerelerle dışa açılan bölümdür. Ara katlara göre bu katlar çok daha iyi aydınlatılmıştır. Üst kat odalarında pabuçluk, sedirlik, ocak, dolap, yüklük, sergen ve lambalık gibi yaşamı içeren ayrıntılar da bulunmaktadır.
Tokat evlerinde çoğunlukla üç plan tipi uygulanmıştır. Bunlar, ikiyüzlü iç sofalı plan tipleri, üç tarafı odalı dış sofalı tipler ve dış ve köşe sofalı tiplerdir.
İkiyüzlü iç sofalı plan tipi ortadaki sofaya iki yandan açılan odalardan meydana gelmiştir. Bu plan tipinde genellikle ikişer odaya yer verilmiş ancak, bazı örneklerde de oda sayısının değiştiği görülmüştür. Bu plan tipinin benzerlerine İzmit, Bolu, Gebze, Uşak, Tire, Konya, Geyve ve Konya-Ereğli’de de rastlanmaktadır.
Üç tarafı odalı dış sofalı plan tiplerinde oda sayısı daha fazladır. Burada bir kenarı avluya bakan sofanın üç tarafı odalarla çevrilmiştir. Bauda çoğu kez görüldüğü gibi sofa evin merkezi olmaktan uzaklaşmıştır. Bu plan tipinin erken örneklerinde sofanın önü açıktır. Bununla beraber kısmen önü kapatılmış ve daha serbest bir planda yapılmış Latifoğlu Konağı gibi örneklerle de karşılaşılmaktadır. Daha geç dönemlerde yapılan bu plan tipi örneklerde sofanın önü kapatılmış ve iç mekâna dönüştürülmüştür. Bu tipin benzerlerine Isparta, Giresun ve Ankara’da da rastlanmaktadır.
Dış ve köşe sofalı plan tipleri de daha çok küçük boyuttaki evlerde uygulanmıştır. Bu plan tipinin erken örneklerinde sofanın önü açık iken sonradan kapatılmış ve yapının içerisine alınmıştır.
Tokat evlerinin yapımında taş temeller üzerine ahşap çatkılı, araları kerpiç dolgulu yapı tekniği uygulanmıştır. Bağdadi denilen teknik ise daha çok çıkmalarda ve ara duvarlarda kullanılmıştır. Ahşap çatkının kurulması ve kerpiç dolgunun yapılmasından sonra da iç yüzeyler samanlı çamur ile sıvanmış, üzerleri alçı ile örtülmüştür. Dış yüzeylerde ise kıtıklı kireç sıvası ve samanlı çamur sıva uygulanmıştır.
Evlerin cephe düzenlemelerinde daha çok ön cepheye önem verilmiştir. Erken yapılanmada avluya açık sofa daha sonradan kapatılmış ve çıkmalar cephenin belirleyici mimari elemanı konumuna gelmiştir. Bu nedenle de köşelerde çıkmalı ev tipleri ile de karşılaşılmıştır. Üst örtüde çatı saçaklarına özen gösterilmiştir. Bu saçaklarda saçak altı düz ahşap kaplamalı, saçak altı içe eğilimli örnekler ve saçak altı hiçbir şekilde kaplanmayıp düz bırakılmış tiplerle de karşılaşılmıştır. Çatılar genellikle yayvandır. Bitişik nizam evlerde ise beşik çatı, bahçe içerisindeki evlerde de kırma çatı kullanılmıştır. Bütün bu evlerde alaturka kiremide yer verilmiştir.
Evlerin bezemeleri oda kapılarında, yüklük ve dolap kapaklarında, tavanlarda ve duvarlarda görülmüştür. Bezeme daha çok ahşap, sıva üzerine kalem işiyle ve alçı ile yapılmıştır. Yapılarda yaygın biçimde kullanılan ahşap, Tokat’ta aynı zamanda bezeme unsuru olarak da kullanılmıştır. Tavanlar çıtalarla bezenmiştir. Bu tavan bezemelerinde “S” şeklindeki çıtalar birleştirilerek küçük karelere bölünmüş, Yağcıoğlu Konağında görüldüğü gibi üçgen şekillerle de karşılaşılmıştır. Bunların dışında küçük bir göbekten dağılan düz veya eğri ışınlar, bitkisel motifler ve çubuklar da sık sık uygulanan bezemelerdir. Bunların yanı sıra, baklava, kare, oval, sekizgen ahşap motiflere de rastlanmıştır. Bazı evlerin tavanlarında ise bitkisel motiflerin yanı sıra düz tavanlara da yer verilmiştir. Ayrıca sıva veya ahşap üzerine de kalem işleri ile motifler ve resimler de yapılmıştır. Bunların başında meyve, bitki resimleri, cami resimleri ve şehir manzaraları sıkça kullanılmıştır.
Tokat evlerinde maden işçiliği kapı tokmakları ve kapı kollarında görülmektedir. Bunlar demir, bronz ve pirinçten yapılmış olup, iri halkalar veya el biçimindedirler. Kapı kuşaklarının aralarına konulan çapraz veya düz silme demirler kabara denilen çivilerle çakılmıştır. Yöresel maden sanatkârları buraya Şakşak tabir edilen oymalı pullar üzerine tokmaklar ve Çekecek denilen iri halkalar, kilitler, zemberekler yapmışlardır.
Tokat’ta günümüze gelebilen XVIII. yüzyılın sonlarına tarihlenen Vakıf Evi Bey Hamam Sokak’ta bulunmaktadır. Bu evin mimari yapısının yanı sıra bezemeleri, tavan süslemeleri dikkati çekmektedir. Hoca Ahmet Mahallesi Hoca Ahmet Sokağı’nda bulunan Yağcıoğlu Konağı XIX. yüzyılın ortalarında yapılmıştır. İç sofalı plan tipinde olan bu evin cephe görünümü, mimarisi ve bezemesi ile dikkat çeken örneklerdendir. Gazi Osman Paşa Caddesi’nde XVIII. yüzyıla tarihlendirilen Latifoğlu Konağının plan tipi diğer Tokat evlerinden farklıdır. Burada “L” şeklinde avluya açılan açık bir sofanın etrafına odalar sıralanmıştır. Ayrıca zemin katına bir hamam ile iş evi yerleştirilmiştir. Pencereleri de XVII.-XVIII. yüzyıl konaklarında olduğu gibi büyük ölçüde ve ikili pencere düzeninde yapılmıştır. Bu evin bezemeleri de dikkati çekmektedir.
Ali Paşa Hamamı Sokağı’ndaki Madımaklar Evi bahçe içerisinde olup, belirli bir plan düzenine uymamaktadır. Bu evin en büyük özelliği tavan, duvar, yüklük ve dolaplardaki kalem işleridir. Deve Görmez Mahallesi Deve Görmez Sokak’ta bulunan Mustafa Süsoy Evi, iki katlı “U” şeklinde bir plan düzeni göstermektedir. Evin alt ve üst katı iki yüzlü, iç sofalı plan tipindedir. Ancak bu evde kapalı olan taşlık ön cepheden çıkıntı yaparak üstü açık küçük bir ön avlu haline dönüşmüştür. Bu ev XIX.-XX. yüzyıla tarihlendirilmektedir.
Bey Hamam Sokak’taki Cevdet Erek Evi 1903 yılında yapılmış, iki katlı dikdörtgen planlı bir yapıdır. İki katın arasında ara kata yer verilmiştir. Bu evde Başoda geleneğinin sürdürüldüğü görülmektedir. Horuç Hamam Sokak’taki Fatma Ercan Evi XIX.-XX. yüzyıla tarihlendirilmiştir. Kareye yakın dikdörtgen planlı olan bu ev, dış ve köşe sofalı plan tipindedir.
Tokat ilçelerinden Niksar’daki evlerde ağaç ön planda tutulmuştur. Bunun da nedeni ilçenin arkasındaki geniş çam ormanlarıdır. Niksar evlerinde daha çok Karadeniz Bölgesi evleri ile İç Anadolu evlerinin bir karışımı görülmektedir. Bu evler çoğunlukla iki ve üç katlı olup, çıkmalarla üst katlar dışarıya taşırılmıştır. Hımış tekniği burada uygulanmış, evlerin cepheleri sıvanmış veya ahşap kaplamalarla örtülmüştür. Bu evlerin büyük çoğunluğu birbirlerine bitişik nizamda yapıldığından cephe çıkmalarına çok fazla yer verilmemiştir.
Zile evleri höyük çevresinde yapıldığından, mimari yönden Tokat evlerine benzemektedir. Ancak, tarih boyunca birçok kez yangın geçirdiğinden, erken döneme tarihlenen sivil mimari örnekleri günümüze gelememiştir.
Kenthaber Kültür Kurulu
Fotoğraflar, www.maliye.gov.tr ve www.tokat.gov.tr adreslerinden alınmıştır.