İstanbul’da eylül ayından itibaren IDO tarafından hizmete sokulacak olan Deniz Taksi’yi üreten Teknomar Genel Müdürü Gürkan Çanga, "Su altında kalan kısmı çok az olan tekne hızlandıkça iyice suyun üstüne çıkarak sallantı ve dalgayı azaltıyor. Bu sayede kıyıda oturanlar ile balık tutanlar rahatsız olmuyor" dedi.
Eylül ayında hizmete gireceği açıklanan deniz taksiyi ilk kez Hürriyet denedi. Ortaköy iskelesinden bindiğimiz 11 metrelik teknenin elektrikli manyetik sistemle çalışan otomatik kapısında bizi deniz taksileri yapan Teknomar Denizcilik ve Deniz Araçları İşletme ve Ticaret A.Ş.’nin Genel Müdürü Gürkan Çanga karşıladı. Genişliği 4.30 metre olan 19 metrekare kullanım alanlı teknenin 16 metrekarelik yolcu salonunda, turkuvaz ve açık gri döşenmiş koltuklara oturduk. Modern görüntüyü 34 bin BTU’luk güçlü klimanın rahatlatıcı etkisi tamamlıyor. Bu klimayla ortalama 60 metrekarelik bir alanı soğutmak ya da ısıtmak mümkün. Sırt kısmı ayarlanabilen koltukların emniyet kemerleri de var. Ayağa kalkmak istendiğinde tavandaki tutunma barlarından yararlanılabiliyor. Dizüstü bilgisayar ya da cep telefonlarının şarj etmek istiyorsanız priz de var. Kapının üzerindeki imdat kolu gözümüze takıldığında Gürkan Çanga, "Tehlike anında çektiğinizde elektrik kesiliyor ve manyetik alan ortadan kalkıyor. Bu durumda kapıyı parmak ucunuzla iterek bile açabilirsiniz" dedi.
Sekiz bölümde güvenlik
Çift gövdeden oluşan katamaran tipi teknenin en önemli özelliklerinden biri 240’ar beygirlik iki adet Yanmar marka dizel motoru. İki motor hem arızalanıp yolda kalma oranını 10 binde 1’e düşürüyor, hem de olduğu yerde dönebilecek kadar manevra kabiliyeti sağlıyor. Taksiler, İDO’nun isteği üzerine 18 deniz mili (yaklaşık 32 km/saat) hız yapabilecekler. Teknelerin gövdesi batmaya karşı 8 ayrı bölümden oluşuyor. 6 bölüm su alsa bile ikisi duba görevi görerek taksinin su üstünde kalmasını sağlıyor. Çanga, İDO’nun, güvenlik standartlarında Avrupa’dan bile zorlu olduğunu söylüyor. Teknenin hızı, yeri, iç ve motor sıcaklığı gibi tüm veriler, hem kaptan, hem de Teknomar’dan izleniyor. Motor bölümü ise bir yangın esnasında içeride patlayıp bölümü havasız bırakarak yangını söndürmeyi sağlayan sistemle donatılmış. Ayrıca, hem tekne hem yolcular sigortalı.
Dalgalardan atlayabiliyor
Tekneler, İstanbul Boğazı ve Marmara Denizi’nin şartlarına göre imal edilmiş. İstanbul’da iki dalga arasındaki mesafe yaklaşık 7 metre olduğu için 11 metrelik deniz taksi, boşluğa düşmeden iki dalga arasında atlayıp, düz gidebiliyor. Draftı (su altında kalan kısım) çok az olan tekne hızlandıkça iyice suyun üstüne çıkarak sallantı ve dalgayı azaltıyor. Bu sayede hem tekne iskelelere kolayca yanaşabiliyor, hem de kıyıda oturanlar ya da balık tutanlar rahatsız olmuyor. Gerçi bizim yolculuğumuzda çırpıntılı bir deniz vardı. O yüzden bozuk bir yolda gider gibi hissettik kendimizi. Deniz taksilerinde mesafe kısa olduğu için televizyon yok. Müzik ise kara taksilerindeki gibi sürücünün insafına kalmıyor. Henüz yayın yok ama taksi hizmet vermeye başladığında fonda İstanbulla özdeşleşen hafif bir müzik dinleyeceğiz.
Tanesi 350 bin Euro
TEKNOMAR Genel Müdürü Gökhan Çanga, Deniz Taksi konusunda şu bilgileri verdi: "350 bin Euro’ya mal olan teknelerde hiçbir yenilikten kaçınmadık. İnsanları şehir hatlarının tarifelerinden kurtarmak ve herkesin 7 gün 24 saat denizden faydalanabilmesini istedik. Amacımız yolcumuza 6 dakikada ulaşmak ama 6 tekneyle bu konuda sıkıntı çekebiliriz. Taksiler Tuzla’daki Labranda firmasında Türk Mühendisler tarafından üretildi."