İstanbul, Şişli ilçesi Ayazağa Köyü yakınında, eski Haznedar Çiftliği arazisi üzerinde bulunan bu kasırların bulunduğu alana Sultan II. Mahmut sık sık avlanmaya gelirdi. Bu nedenle de burada iki katlı bir kasır yaptırılmış, kasrın ve arazinin bakımı ile Başsilahtar Ali Ağa görevlendirilmişti.
Ayazağa’da günümüze gelen kasırlar Sultan Abdülaziz (1861–1876) döneminde Ser Mimarı Devlet olarak tanınan Sarkis Balyan tarafından yaptırılmıştır. Bu yapılar II. Meşrutiyet’ten (1908) sonra ordunun hizmetine verilmiş ve I. Dünya Savaşı sırasında Süvari Astsubay Mektebi olarak kullanılmıştır. Bunlardan ana yapı 1930’lu yılların başında onarılmış ve Süvari Yedek Subay Okulu’nun müştemilatı arasında kalmıştır. Ordudan süvari sınıfının kaldırılmasından sonra 1960 yılında Jandarma sınıfına tahsis edilmiş, 1973’te onarılmıştır. Ardından da İstanbul Kültür ve Sanat Vakfına tahsis edilmiştir.
Bu kasırlar arasında tarihi yapıların en büyüklerinden olan Ayazağa Kasrı 21.50x20.50 m. ölçüsünde kare planlı, bodrum, zemin, birinci kattan meydana gelmiş, çatı ile örtülü kâgir bir yapıdır. Büyük olasılıkla bu kasır Sultan II. Mahmut döneminde yapılan ilk kasrın temelleri üzerine oturtulmuştur. Kasrın birbirine simetrik iki giriş kapısı bulunmaktadır. On iki basamakla çıkılan sahanlıktan sonra yapının tümünü kaplayan 16.00x17.50 m. ölçüsünde büyük bir salon bulunmaktadır. Bu salonun köşelerine de daha küçük birer salon yerleştirilmiştir.
Kasrın dört tarafına, dikdörtgen pencereler birbirine simetrik olarak yerleştirilmiştir. Katlar arasında ince bir silme dikkat çekmektedir. Yapının içerisi ahşap kasetler ve çeşitli motiflerle bezenmiştir. Ayrıca kasrın duvarları Sultan Abdülaziz’in İngiltere’den getirttiği çinilerle kaplanmıştır.
Bu kasırlardan ahşap kasrın önünde köfeki taşından yapılmış 100.00x20.00 m. ölçüsünde 2.50 m. eninde büyük bir havuz bulunmaktadır. Bu havuzun suyu köşklerin önünü kapatan doğal kaya parçalarının arasından akmaktadır. Bu su Dertlipınar olarak isimlendirilmiştir. Büyük olasılıkla bu havuz Sultan II. Mahmut zamanına aittir. Ahşap kasır 10.00x16.00 m. ölçüsünde büyük bir salon ve onun arkasında da iki küçük oda bulunmaktadır. Bu küçük odalardan biri kahve ocağı, diğeri de havuzda padişaha gösteriler yapan Enderun Ağaları’nın soyunma yeridir. Salonun dip köşesine de biri küçük olmak üzere iki çeşme yerleştirilmiştir. Salon XIX. yüzyıl üslubunda kalem işi ve bezemelerle süslenmiştir. Ahşap kasrın salonu gotik üslupta vitraylı pencerelerle aydınlatılmış, üzerini örten ahşap çatısı geniş konsollarla dışarıya taşırılmıştır.
Kenthaber Kültür Kurulu