Mersin Barosu Başkanı Hulki Özel, adli mekan yetersizliğiyle nitelikli hukuk insanı eksikliğinin adalete ulaşılmasına, adil yargılanma hakkının kullanılması önündeki en önemli engel olduğunu söyledi.

2010-2011 Adli Yılı'nın açılışı nedeniyle Cumhuriyet Meydanı'nda bir tören gerçekleştirildi. Atatürk Anıtı'na çelenk sunumuyla başlayan tören, saygı duruşu ve hemen ardından da İstiklal Marşı'nın hep bir ağızdan söylenmesiyle son buldu.

Mersin Barosu'nda gerçekleştirilen ve yoğun ilginin gösterildiği etkinlikteyse yargı alanında yaşanan sorun ve sıkıntılar dile getirildi. Burada konuşan Baro Başkanı Özel, adli mekan yetersizliğiyle nitelikli hukuk insanı eksikliğinin adalete ulaşılmasına, adil yargılanma hakkının kullanılması önündeki en önemli engel olduğunu savundu.

"ADLİ MEKANLAR FİZİKİ ANLAMDA YENİLENMELİ"

Bugün itibariyle Türkiye genelinde 11 bin 86 yargıç ve savcının görev yaptığını, bunun yanında 3 bin 610 yargıç ve savcı kadrosunun da halen doldurulmadığını kaydeden Özel, adli mekan ve teknik donanım yetersizliğinin giderilmesi konusunda çaba sarf edilmesine karşın, sorunun hala sürdüğünü dile getirdi. Özel, "Bölgemiz esas alındığında 2010 yılı sonundan itibaren Silifke ve Mut ilçelerimizde, 2011 yılı sonunda da Mersin merkezde yeni inşa edilmekte olan adalet saraylarında hizmet vereceğiz. Adli mekanlarımızın fiziki anlamda yenilenerek, hukuk hizmetlerinin bir bütünlük içinde sürdürülmesi yargının hizmet kalitesinin yükselmesi açısından çok anlamlı" dedi.

Teknik anlamda tüm hazırlıkları tamamlanan; 'Türk Ticaret Yasası', 'Hukuk Muhakemeleri Yasası', 'Borçlar Yasası', 'Arabuluculuk Yasası' gibi tasarıların, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine alınmaması ve yürürlüğe konulmadığını kaydeden Özel, bu durumun da yargıç, savcı ve avukatlarla birlikte tüm hukukçuları yasal donanımdan yoksun kıldığını öne sürdü.

"KARAMSAR OLMAYA GEREK YOK"

2010-2011 Adli Yılı'nda söz konusu temel yasaların gündeme alınması için kamuoyu oluşturulmasının kendilerinin birincil görevi olması gerektiğini savunan Özel, Türkiye'deki hukuk lisans eğitiminin yönetimi ve niteliği konularında yapılan tartışmaların uzun yıllardır devam ettiğini hatırlatarak, bugün Türkiye'de eğitim vermekte olan hukuk fakültelerinin sayısının takip edilmesinin artık mümkün olmadığına dikkat çekti.

Özel, "Nitelikli akademisyen, kütüphane gibi olmazsa olmazları açısından yetersizlikleri bilinen bu kurumlar her yıl 7 bin 500-8 bin civarında mezun vermekte bunların çok büyük bir kısmı da Avukatlık Yasası'nda yapılan bir değişiklik sonucu staj öncesinde giriş, staj sonrasında yeterlilik sınavlarına tabi tutulmadan, lisans eğitimini takiben bir yıl sonra mesleğimize katılabilmektedir" diye konuştu.

Dünyanın hiçbir ülkesinde avukatlık mesleğine girişin, Türkiye'deki kadar kolay ve bu denli hafife alınmadığı gibi değersizleştirilmediğinin altını çizen Özel, 'Avukatlık Yasası'nın söz konusu olumsuzluğu giderebilmesi için kamuoyu oluşturmanın acil görevleri arasında yer aldığını söyledi. Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü; "Karamsar olmaya gerek yok. Adaletin yüceliğine, hukukun üstünlüğüne, bağımsız yargıya ve bağımsız savunmaya inandığımız, hukuk eyleminde bulunduğumuz ölçüde çaresiz değiliz."