Mersin Eczacı Odası Başkanı Hüseyin Şimşek, ilaçta tasarruf uygulamasıyla birlikte Türkiye'deki her 3 eczaneden 1'inin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ileri sürdü. Şimşek, son olarak uygulamaya konulan 'avans sistemi'nin de eczanelerin kapısına kilit vurulması anlamı taşıdığını kaydetti.
Şimşek, düzenlediği basın toplantısında, 2004 yılında uygulamaya konulan 'Sağlıkta Dönüşüm Programı' ile birlikte ilaçta tasarruf döneminin başladığını hatırlatarak, bu durumun da hastaların ilaca ulaşmasını engellediğini savundu. Şimşek, Türkiye'de 28 bin eczacının olduğunu, söz konusu eczacıların da değişen uygulamalar ve artan vergi yükleriyle ilaçta yapılan tasarrufun faturasını çok ağır bir bedelle ödediğini vurguladı.
Eczacılar olarak muayene ücreti tahsildarlığı değil, sağlık hizmeti vermek istediklerini söyleyen Şimşek, özellikle konsolide bütçe ve yeşil kartta ilaç bedelinin çoğu zaman geç ödendiğine dikkat çekti. Şimşek, "Şimdi de 'avans' adı altında bizim hastalarımıza ulaştırdığımız ilacın yüzde 75-90'ının 80 gün sonra, geri kalanının da belirsiz bir zamanda ödenmesi tehlikesiyle karşı karşıyayız. Çok açıktır ki avans sistemi, eczanelerin kapısına kilit vurulması demek. Kamuya ilaç verdiğimizde yaptığımız eczacı ıskontolarının yanı sıra kamu kurum ıskontosu adı altında yeni bir ıskonto vermek zorunda bırakıldık" dedi.
Eczanelerin 4 yıldan bu yana ayakta kalma mücadelesi verdiğini, bunun yanında her 3 eczaneden 1'nin kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu savunan Şimşek, eczaneler tarafından verilen danışmanlık ve ilaç hizmetinin de ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, serbest eczanenin gerçek sağlık hizmeti sunucusu olarak görülmediğini, bunun yerine 'tedarikçi aktör'lerden biri olarak konumlandırıldığını iddia etti.
Eczanelerin yaygınlıkları ve sundukları danışmanlık hizmetiyle sağlık sisteminin önemli bir parçası olduğunu anlatan Şimşek, söz konusu sistemin giriş kapısı ve son halkasının da eczaneler olduğunu, bu nedenle de eczacıların vazgeçilmez sağlık çalışanları olduğunu ifade etti. Şimşek, 'Eczacılık Temel Yasası'nda yapılan düzenlemelerle birlikte eczanelerin şirketleşmesi, tek elde toplanması ve el değiştirilmesinin önünün açıldığına dikkat çekerek, "Korkumuz odur ki, o eller eczacının elleri olmayacak. Türkiye'nin büyüyen ilaç pazarındaki payını arttırmak isteyen çok uluslu şirketlerin elleri olacak" diye konuştu.
Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizler eczacıyız. Mahalledeki, köşe başındaki, halka en yakın sağlık danışmanlarıyız. Bilgimizle, eğitimimizle ve eczanelerimizle hastalarımıza hizmet vermek için çabalıyoruz. Fakat hem meslek örgütümüzü, hem de 28 bin eczacının taleplerini dinlemiyorlar. Verilen sözler tutulmadı, atılan imzalar reddedildi. Temmuz ayında uzun süren görüşmeler sonucunda Bakanlar Kurulu, kamu kurum ıskontolarını eczanelerin üzerinden almaya, üstelik imza atarak söz vermişti. Ancak bu sözlerinin gereği yerine getirilmedi.
Üstüne üstlük, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tamamen kamu yararı ve hasta sağlığı için gerçekleştirdiğimiz bazı reçetelerin eşit dağıtımı sistemini tek taraflı ve hukuksuz şekilde iptal etti."