22
Aralık
2024
Pazar
MERSİN

Bakan Tüzmen, Mersin'de

Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, dünyada yaşanılan ekonomik krizi Türkiye'nin kendi lehine çevirerek bunu bir fırsata dönüştürmesi gerektiğini vurguladı. 

Tüzmen, Rusya ile Türkiye arasında yaş meyve-sebze ihracatında yaşanılan gümrük krizinin aşılması noktasında da anlaşmaya varıldığını, bu noktada Türkiye açısından asıl önemli olan konunun, uygulama olduğunu kaydetti. 

Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Mersin'e gelen Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Basın Merkezi'nde düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Tüzmen, dünyada yaşanılan ekonomik krizin yanı sıra Rusya ile yaşanılan gümrük sorununa ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.
Dünya genelinde bir kriz yaşanacağını ve bunun da Türkiye açısından dikkate alınması gerektiğini daha önce de dile getirdiklerini hatırlatan Tüzmen, Türkiye'nin geçmiş dönemlerde finans ve banka krizleri olarak adlandırılabilecek krizler yaşadığına dikkat çekti. Tüzmen, "Yaşanılan krizlerle birlikte hep birlikte bir tecrübe edindik. Dolayısıyla kriz dönemlerinde nasıl hareket edilmesi gerektiğini artık çok iyi biliyoruz. Tabi burada önemli olan krizi tahmin etmek değil, onu zaten biliyoruz. ABD'den dalga dalga tüm dünyaya yayıldığını görüyoruz. Ancak biz ülke olarak makroekonomik dengeleri sağlam bir temele oturtup, bunu da istikrarlı bir şekilde sürdürebilirsek yaşanılan süreci lehimize çevirip, fırsat olarak değerlendirebiliriz. Yabancı sermaye akımları şu anda kendine yer arıyor. Biz de bunu akıllı bir şekilde değerlendirdiğimiz zaman, güvenli ve istikrarlı bir ülke olan Türkiye bu akımları yönlendirebilir. Ben buna bakarım. Kriz anında tehdit unsurunu, nasıl bir fırsat unsuru haline getirebilirsiniz. Biz bunun çalışmasını yapıyoruz" dedi. 

İhracatta bölgesel ve sektörel ölçekte çeşitliliğinin sağlanması gerektiğini, bu kapsamda da ihracatın sadece belirli bölgelere değil, bütün komşu ülkelerle birlikte Asya ve Avrupa ülkelerine ciddi ve devamlı bir şekilde sürdürülmesi gerektiğini savunan Tüzmen, bu durumun sağlanması halinde de krizin etkilerinin daha az hissedileceğini kaydetti. Tüzmen, Türkiye'de ve Avrupa'daki büyüme oranlarındaki düşüşün de ülke ihracatını etkilediğini belirterek, AB'deki büyüme oranındaki yaklaşık yüzde 1'lik bir düşüşün, Türkiye ihracatını yaklaşık yüzde 3.3 oranında etkilediğinin bilgisini de verdi. 

Almanya açısında da yüzde 1'lik bir düşüşün, Türkiye için ihracatta yüzde 3.8'lik bir düşüş anlamına geldiğini de sözlerine ekleyen Tüzmen, "Bütün bunlara baktığımız zaman sadece Avrupa pazarının değil, Asya ve Afrika pazarının yanında komşu ülke pazarlarında ciddi bir şekilde ihracat artışı sağladık. Bunu yaptığımız için bugün yüzde 36'lık ihracat artışını sürdürebiliyoruz. Konuştuğum an itibariyle Türkiye'nin toplam ihracatı 132 milyar dolar rakamını geride bıraktı" diye konuştu. 

Türkiye'nin ithalat artış oranında bir azalmanın söz konusu olduğunun altını çizen Bakan Kürşad Tüzmen, ekonomide dünya genelinde yaşanılan sıkıntıların gerek üreticilerin, gerekse de tüketicilerin ekonomik bir dengede buluşmasını sağladığını, dolayısıyla bütün dünyanın küresel rekabette inişli-çıkışlı bir grafik ortaya koyduğunu hatırlattı. Tüzmen, bu noktada Türkiye'nin kriz ortamını bir fırsata dönüştürmesi gerektiğini vurgulayarak, bu noktada başlatılan çalışmaların da sürdürüldüğünü, AB içerisinde oluşan boşlukların doldurulması, Türkiye'nin mevcut pazar payını arttıracak yeni zincirlerin alınmasının yanında Türk firmalarıyla daha önce rekabet eden firmaların Türkiye saflarına katılması gibi stratejiler belirlediklerini dile getirdi.
Türkiye ile Rusya arasında gümrük krizinin aşılması noktasında yapılan anlaşmanın detaylarına ilişkin bir soruya da yanıt veren Tüzmen, konuyla ilgili olarak Gümrüklerden Sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın anlaşmanın detaylarıyla ilgili açıklamayı yaptığını, ancak şu anda Türkiye açısından asıl önemli olanın uygulamanın yanında sorun ve sıkıntıların da aşılması olması olduğunu vurguladı. Tüzmen, Rusya ile Avrupa arasında ihracat nasıl yapılıyorsa, Türkiye ile de aynı uygulamanın geçerli olacağını, bunun dışında da farklı bir uygulamanın da söz konusu dahi olmayacağının altını çizdi. 

Kendisi için asıl önemli olanın ihracatın artışının sağlanması olduğunu ifade eden Tüzmen, ürünün ihracatının sağlanması durumunda da sorunun kendiliğinden aşılacağını, bugün itibariyle de Türkiye'deki mevcut ürünlerin ihracatı konusunda da herhangi bir sorun ya da sıkıntının da yaşanmadığının bilgisini verdi. İhracat engellendiği zaman büyük sıkıntıların yaşandığını belirten Tüzmen, ihracattaki sıkıntıların aşılması noktasında da Hükümet olarak yüreklerini ortaya koyduklarını ve neler yaptıklarını herkesin çok iyi bildiğini, her ne pahasına olursa doğruları söylemeye devam ettiklerini, bu konuda sıkıntılarla karşılaşmalarına rağmen, doğruları söylemeye de devam edeceklerini vurguladı. Tüzmen, "Açık olan tek bir şey var ki; o da Türkiye'nin tek moral kaynağının ihracat olduğudur. İhracat artışının dışında, ihracatı arttırmak dışında Türkiye'nin başka bir çıkış yolu da yoktur. Bu son derece önemlidir. Çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak istiyorsak, ihracat artışına destek olmak zorundayız" dedi. 

Bir gazetecinin; "Rusya ile yaşanılan gümrük kriziyle birlikte, başta Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek tarafından yapmış olduğunuz açıklamalardan rahatsızlık duyulduğu ifade edildi. Hükümet ile aranızda bir problem var mı?" sorusuna da Bakan Tüzmen, şu yanıtı verdi:
"Açık söylemek gerekirse, bizim hükümet içerisinde bu konuyla ilgili olarak Rusya ile olarak, Çin ziyaretimin ardından ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı'nda gerekli açıklamaları yapt'fd sağladık. Bunu yaptıım. Bazı yanlış anlamalar vardı ve bunlar da aşıldı. Şu anda herhangi bir sıkıntı yok." 

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır'ın; "Kürşad Tüzmen'in Rusya ile ilgili söylemleri Türk üreticisine ve doğal olarak da Mersin ekonomisine zarar veriyor, istifa etmelidir" şeklindeki ifadesine de yanıt veren Tüzmen, şöyle konuştu;
"Ben buraya onların iradesiyle gelmedim. Beni buraya getiren irade çok farklı. Ben, böyle ucuz ve seviyesizce yapılan siyasete yanıt vermem. Ben size işte vizyon bu diyorum ve yaptığım işleri anlatıyorum. Ben Mersin'e ne katkıda bulunabilirim, ne yapabilirimin peşindeyim. Ama hayatı boyunca hiçbir başarıya imza atmamış bu tür siyasetçiler, ne yazık ki siyasetin de seviyesini aşağıya çekiyor. Biz, onlardan eleştiriyi her zaman bekleriz ama eleştiriler yapıcı olsun ve gerçekten ortaya bir şeyler koysunlar, bir fikir söylesinler. Farklı bir söylem dile getirsinler. Artık eskisi gibi bu tür kasaba ticareti yapan, bir şekilde siyaseti şark kurnazlığıyla yapmaya çalışanlara milletimiz en iyi şekilde ayırt etmektedir. Dolayısıyla biz yaptığımız işleri söylemeye çalışıyoruz. İnsanların, söylemlerinin inandırıcı olabilmesi için de geçmişlerinde bir başarıya imza atmaları lazım. İşte çıkıp da; 'Geçmişte biz şunu şunu yaptık' diyebilmeleri lazım. Böylesine kendi içerisinde meslek içi eğitimlerini bile tamlayamamış arkadaşların yapmış olduğu demeçlere de çok fazla itibar etmemek lazım." 

Bir gazetecinin Başbakan ile Doğan Grubu arasındaki gerginliği değerlendirmesi istenen Tüzmen, "Açık söylemek gerekirse Sayın Başbakanımız, bütün hükümetteki arkadaşlarımız basına ellerinden gelen desteği veriyorlar. Basın objektif olduğu sürece, her hangi bir şekilde önlerindeki engellerin aşılması konusunda Sayın Başbakanımız elinden geleni desteği vermiştir. Tabi ki, yanlış haber, yanıltıcı haber konusunda Sayın Başbakanımız hassasiyetini dile getirmiştir. Bunu böyle almak lazım" dedi.

İHA
Yayın Tarihi : 20 Eylül 2008 Cumartesi 16:36:08


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?