Mersin Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (MESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, Ticaret ve Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanan ve KOSGEB tarafından yürütülen 'Cansuyu Kredisi'nin kapsamının genişletilerek sadece imalatçı esnafın değil, tüm esnaf ve sanatkarların da faydalanabileceği şekilde sürdürülmesini istedi.

Dinçer, yaptığı açıklamada, 'Cansuyu Kredisi'nin KOSGEB tarafından dağıtılmasının sıkıntıya yol açtığına dikkat çekerek, kurumun küçük esnafı koruyan ve destekleyen bir yapısı olmadığını, bu nedenle de yasal düzenleme ya da yeni bir kurumun oluşturulmasını talep ettiklerini hatırlattı. Dinçer, kredinin ilk ayağının 20 Ağustos 2008 tarihinde uygulamaya konulduğunu, bununla birlikte sıfır faizli 125 milyon YTL'lik kredinin kullandırıldığı bilgisini vererek, projenin ikinci ayağına tüm esnaf ve sanatkarların dahil edilmesini beklediklerini ancak gerekli yasal düzenlemelerin yapılmaması nedeniyle krediden sadece imalatçı esnafının yararlanabildiğini dile getirdi. Dinçer, "Projeden sadece imalatçı esnaf yararlanınca sayı da düşük oluyor. İlk etapta Türkiye genelinde 5 bin, ikinci etapta da toplam 10 bin imalatçı esnaf bu krediden yararlandı. Projenin son ayağında da yine 10 bin imalatçı esnaf yararlanacak. Yani 'Cansuyu Kredi'sinden toplam 25 bin esnaf ve sanatkar yararlanmış olacak. Mersin'de bu krediden birinci aşamada 112 imalatçı esnaf kredi desteği aldı. İkinci aşamada da 193 esnaf başvuruda bulundu ve üçüncü etap başvuruları önümüzdeki günlerde başlayacak. Kent geneline baktığımız zaman 80 bin esnaf var, ancak krediden sadece 450 firma yararlanmış olacak. Bu kesin bir rakam değil. Madalyonun öteki yüzünden baktığımızda da Türkiye genelinde 2 milyon esnaf var, kredi kullanan esnaf 25 bin. Peki geri kalan esnaf ne olacak?" dedi.

Mersin'de esnafın yüzde 90'ının hizmet sektöründe faaliyet gösterdiğini ve bu nedenle kredinin ağırlıklı olarak hizmet sektörüne verilmesi ve bu alandaki esnaf ve sanatkarın ayakta durabilmesi için desteklenmesi gerektiğini söyleyen Dinçer, 'Cansuyu Kredisi'nden yararlanacak olan esnafa hizmet sektöründe faaliyet gösteren esnaf ve sanatkarların da dahil edilmesini beklediklerini, bu yönde umutlarının devam ettiğini kaydetti. Dinçer, konuyla ilgili olarak Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın çalışmalarının sonuç vermesi ve TBMM'de de onaylanmasının esnaf ve sanatkarlar açısından çok büyük bir destek olacağını vurguladı. Ancak bu durumun yeterli olmayacağını, esnafın sosyal güvenlik alanındaki yükünün de azaltılmasını isteyen Dinçer, yeniden ayağa kalkabilmeleri için de vergi indiriminin yanında pirim ödeme yükünün hafifletilmesi ile esnaf ve sanatkarlara enerji yönünden de bazı avantajların sağlanıp, yüzde 50 oranında enerji indirimi yapılmasını istedi. Dinçer, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Tüm bunların yanında esnafı büyütmek lazım. Esnafın bireysel olarak büyütülmesinin imkanı yok, ancak gruplar halinde büyütebiliriz. Biz esnaf ve sanatkarlar içinde kaç tane büyük firma çıkartabilirsek, o kadar başarılı oluruz. Aynı sektörlerde ya da farklı sektörlerde boy gösteren küçük esnaf bir araya gelip, planlı ve programlı şekilde ortak hareket etmeli. Ticaret ve Sanayi Bakanlığı'nın bu konuda çok ciddi adımlar atması gerekiyor."

Dünya ölçeğinde yaşanan ekonomik krizin Türkiye'yi de etkilediğine dikkat çeken Dinçer, yaşanılan süreçle birlikte 2009 yılında kepenk kapatan esnaf sayısında çok ciddi bir artış yaşanacağının altını çizdi. Dinçer, geçmiş dönemlerde sanayide en az 10 işçi çalıştıran atölyelerin bugün 2 kişi çalıştırmak zorunda kaldığını, işletme sahiplerinin endişe içinde olduğunu belirterek, bu durumun küçük esnafın yavaş yavaş yok olduğu anlamına geldiğini söyledi. Buna karşı gerekli tedbirlerin alınması gerektiği, aksi durumda küçük esnaf açısından çok büyük bir erozyon yaşanacağını kaydeden Dinçer, "Yaşanılanlar Türkiye için de oldukça tehlikeli bir süreç. Çünkü Türkiye genelinde fiilen çalışan 2 milyon esnaf var. Bu esnafın yanında en az 3 kişi çalıştığını varsayarsak; 6 milyon insan fiilen çalışıyor. Aileleri de işin içine kattığımız zaman da ülke nüfusunun 3'de biri esnaf ve sanatkarın üretiminden geçiniyor" diye konuştu.

Kepenk kapatan esnaf sayısının her geçen gün arttığını, bunun da korkutucu bir düzeye ulaştığını savunan Dinçer, bu durumun beraberinde işsizliği getirdiğini, Mersin ve Türkiye'nin en önemli sorunun da işsizlik olduğuna işaret etti.

Krizle birlikte Türkiye'nin en büyük şirketlerinin iflasın eşiğine geldiğini, aynı durumun Mersin için de geçerli olduğunu ve birçok önemli işletmenin kapısına kilit vurduğunu hatırlatan Dinçer, erozyonun sadece küçük esnaf için değil, büyük ölçekli firmalar için de geçerli olduğunu anlattı. Mersin Serbest Bölgesi'ndeki durumun hiç de iç açıcı olmadığını, Mersin'in geleceği olarak gösterilen lojistik sektöründeki firmaların büyük sıkıntı içinde olduğunun altını çizen Dinçer, bununla birlikte finansman anlamında yaşanılan sıkıntının Türkiye'de işlerin hiç de yolunda gitmediğini ortaya koyduğunu kaydetti.

İHA

Yayın Tarihi : 24 Aralık 2008 Çarşamba 14:39:50