22
Aralık
2024
Pazar
MERSİN

Çocuğunu göremeden öldü

(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ

Mersin'de ikinci çocuğuna hamile kalan genç kadın, 'mide ağrısı' şikayetiyle gittiği hastanede sezaryenle doğum yapmak zorunda kaldı.

Genç kadın, kanaması durdurulamayınca sevk edildiği hastane 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. 'Utku' adı verilen bebeğini hiç görmeyen anne, arkasında gözü yaşlı bir eş ve iki çocuk bıraktı.

2002 yılında görücü usulü ile evlenmelerine karşın birbirlerine aşkla bağlanan 24 yaşındaki Tuğba Ünal ile Ali Ünal (27) çifti mutlu bir evlilik sürüyordu.

Çift, 5 yıl önce dünyaya gelen ilk bebeklerine 'Selçuk' adını verdi. İkinci çocuklarının dünyaya gelmesini heyecanla bekleyen genç çift, kendilerini bir kez daha anne ve baba olmaya hazırlıyordu. Ancak, geçen mayıs ayında şiddetli 'mide ağrısı' şikayetleri baş gösteren Tuğba Ünal, ağrıların şiddetini artırması üzerine doktoruna başvurdu. Genç kadın,

mide ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede gebelik zehirlenmesi belirtileri gösterince doğumuna 20 gün kalmasına rağmen hemen sezaryene alındı. Sağlıklı bir erkek çocuk dünyaya getiren Tuğba Ünal, ameliyattan bir süre sonra kanaması başlayınca Adana'da özel bir hastaneye sevk edildi. Genç kadın, burada 9 gün süren yaşam mücadelesine yenik düşerek 2 Haziran günü hayatını kaybetti.

Gelininin ölümünde 'ihmal' olduğunu öne süren kayınpeder İbrahim Ünal, hamileliğinin 9. ayına giren gelininin 15 günde bir doğum kontrolü için özel bir hastaneye gittiğini belirterek, "Bir gün evde otururken gelinim, 'Karnım ağrıyor' dedi. Biz de kendisini hemen daha önce de kendisini tedavi eden ve belirli periyotlarla da doğum kontrolünde bulunan doktorun çalıştığı hastaneye götürdük" dedi.

 

"SEZARYENLE DOĞUM YAPTIKTAN SONRA KANAMAYI DURDURAMADILAR"

Söz konusu hastanede kadın doğum uzmanı olarak görev yapan H.Ö.'nün, Tuğba Ünal'ı muayene ettikten sonra kendisine ağrı kesici hap verdiğini dile getiren Ünal, ilacı kullanan gelininin durumunda herhangi bir değişme olmadığını, yapılan son kontrollerin ardından da doktorların sezaryenle doğum yapmasına karar verdiklerini dile getirdi. Ünal, "Torunum Utku böyle dünyaya geldi ancak gelinimin durumu kritikti. H.Ö., 'Müdahale ediyorum' diye gelinimi uzun süre yoğun bakımda tuttu. Bu esnada da diğer doktor

arkadaşlarını arayarak kendilerinden bilgi alıp ne yapması gerektiğine karar vermeye çalışıyordu, çağırdığı doktor arkadaşlarıyla da Tuğba'ya müdahale ediyordu. Gelinime ise narkoz üstüne narkoz veriliyordu. Bu işlem yaklaşık 3-4 saat sürdü ve daha sonra gelinimi bize kanamalı olarak verdiler ve Adana'da yer alan başka bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini söylediler" iddialarında bulundu.

 

"250 TL PARAMIZ YOK DİYE GELİNİMİN CENAZESİNİ BİZE VERMEDİLER"

Adana'daki hastaneye giderken gelininin durumunun daha da kötüleştiğini ileri süren İbrahim Ünal, vardıklarında hemen tedavi altına alındığını ve kendisiyle ilgilenen doktorun da, "Neden bu kadar geciktirdiniz? Neden daha erken getirmediniz hastanızı hastaneye?" şeklindeki sorularıyla karşılaştıklarını anlattı. Ünal, "Yoğun bakımda tutulan gelinimin kanaması 3 gün boyunca sürdü. 'Böbreği yetersiz' dediler, kendisini makineye bağladılar. 'Kansız' dediler, kan bulup kendilerine verdik. Sonra 'nefes

darlığı' deyip bizden imza alıp gelinimin boğazını deldiler. Bu kez çıkıp bize 'akciğer yetmezliği' sorunu olduğunu söylediler. Ama tüm bu müdahalelere rağmen gelinim hastaneye yatırıldığı 9. günü hayatını kaybetti. Yanımızda sırf 250 TL olmadığı için de gelinimin cenazesini bize vermediler" şeklinde konuştu.

 

"KANAMASI OLAN BİR HASTA NEDEN ADANA'YA SEVK EDİLİR?"

Gelininin hayatını kaybetmesinde doktorların ihmali olduğunu düşündüğünü ifade eden Ünal, her şeyden önce Tuğba Ünal'ın neden Mersin'deki herhangi bir hastaneye değil de Adana'daki bir hastaneye sevk edildiğini öğrenmek istediğini söyledi. Ünal, Mersin'de Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi gibi bir sağlık merkezi bulunmasına rağmen neden gelininin buraya gönderilmediği sorusuna yanıt verilmesini istedi. Gelinin Adana'ya değil de Mersin'deki hastanelerden birine sevk edilmesi halinde bugün

hayatta olabileceğini öne süren İbrahim Ünal, "Kanaması olan bir hasta neden Adana'daki bir hastaneye sevk edilebilir? Hadi yolda ambulansın lastiği patlasa ya da kaza yapsaydı o zaman ne olacaktı? Bunun hesabını kim verecek?" diye sordu.

 

"AİLECE YIKILDIK VE YAŞANANLAR BİZİM PSİKOLOJİMİZİ BOZDU"

Tuğba Ünal'ın kayınvalidesi 47 yaşındaki Elif Ünal ise kendisine yöneltilen soruları gözyaşları içinde yanıt vermeye çalıştı. Ünal, ne olduğunu anlamadıklarını ve kendilerine gelininin cenazesinin verildiğini belirterek, "Gelinim karın ağrısı şikayetiyle hastane gitti ama önce sezaryenle doğum yaptırdılar, ardından da kanaması var diye bir başka hastaneye sevk ettiler. Yaşananlara hala bir anlam veremiyorum. Gelinimi toprağa verdik, acısını hala yaşıyoruz. Onun öksüzlerine annelik etmeye çalışıyorum ama

çok zorlanıyorum ve ne yapacağımı da bilmiyorum. Küçük torunum durumdan etkilendi süt içmiyor, mamayla idare etmeye çalışıyoruz. Büyük torunum Selçuk ise hırçınlaştı, geçimsiz bir çocuk oldu. Yaşananlar onu çok yıprattı. Diğer arkadaşlarının okula annesiyle geldiğini gören Selçuk, 'Benim annem niye yok?' diyerek ağlıyor. Ben yaşananların bir ihmal olduğuna inanıyorum. Bize gelinimin ölüm nedenini bile söylemediler. Allah kimsenin başına böyle bir şey vermesin. Alice yıkıldık, hepimizin psikolojisi bozuldu" dedi.

 

"YASTIĞA HER BAŞIMI KOYDUĞUMDA YOKLUĞUNU HİSSEDİYORUM"

Eşi Tuğba Ünal'ı kaybetmenin acısını hala yüreğinde yaşadığını ve yokluğunu derinden hissettiğini anlatan Ali Ünal da, eşinin hastaneye kaldırıldığı akşam kendisinin işyerinde çalıştığını dile getirdi. Ünal, yatakta yastığa başını her koyduğunda göz yaşlarına hakim olamadığını eşinin yokluğunun kendisine acı verdiğini belirterek, günlerin kendisi için çok zor geçtiğini ifade etti. "Eşimi ölümünden bir gün önce hastanede gördüm. Kendisiyle son bakışmamızdı ve bir gün sonra da ölüm haberini aldım" diyen Ünal, onu hala özlediğini ve çocuklarında teselli bulmaya çalıştığını vurguladı.

 

DOKTOR İHMAL İDDİALARINI KABUL ETMEDİ

Öte yandan, ihmalle suçlanan doktor H.Ö., hastanın 'gebelik zehirlenmesi' nedeniyle acilen sezaryene alındığını, hastada 'hellp sendromu' oluştuğunu belirterek, "Daha kapsamlı bir yoğun bakıma ihtiyaç olduğundan hastayı hemen sevk etmek zorunda kaldık. Mersin'deki hastanelerin yoğun bakımında yer olmadığından Adana'ya sevk edildi. İhmal iddiaları kesinlikle doğru değil. Hasta için yapılabilecek bütün tıbbi müdahaleler yapıldı" dedi. H.Ö., hastayı yaşatabilmek için büyük bir çaba sarf ederken bu tür

iddiaların kendisini ve doktorluk mesleğini yıprattığını da sözlerine ekledi.

(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ
(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ
(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ
(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ
(ÖZEL HABER) MİDE AĞRISINDAN GİTTİ, SEZARYEN OLDU, ÇOCUĞUNU GÖREMEDEN ÖLDÜ
İHA
Yayın Tarihi : 2 Ekim 2010 Cumartesi 13:57:01
Güncelleme :2 Ekim 2010 Cumartesi 15:11:15


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?