Mersinli gazeteciler, basında sansürün kaldırılışının 102. yıldönümü kapsamında 'Sansürsüz' adı altında bir bülten çıkarttı. Sorun ve sıkıntılarını söz konusu bülten aracılığıyla dile getiren gazeteciler, aradan geçen 102 yıla rağmen basında hala 'sansür'ün var olduğu görüşünde birleşti.
Tabloid boyutta 4 sayfadan oluşan ve 'Basın Bülteni' olarak hazırlanan çalışmada; kentte yerel ve ulusal düzeyde faaliyet gösteren basın kuruluşlarında çalışan toplam 32 gazetecinin görüş ve düşüncelerinin yer aldığı kısa yazılara yer verildi. Tayfun Tuna, Mehmetdip Sevli, Kemal Han, Meltem Ahatoğlu, Mazlum Vesek ve Hediye Eroğlu tarafından hazırlanan bültende aynı zamanda da Türkiye Gazeteciler Sendikası Adana Şube Başkanı Mustafa Gümüşdamla'nın, 'Sendikadan Mektup Var' başlığıyla kaleme almış olduğu köşe yazısı da yer aldı.
Basında sansürün kaldırılışının yıldönümü kapsamında Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) tarafından Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen tören öncesinde dağıtılan bültense yoğun ilgi gördü. Mersin'de aynı zamanda da bir 'ilk' olarak öne çıkan bültenin, önümüzdeki yıllarda daha geniş kapsamlı olmasının yanında görsellik ve içerik anlamında daha da zenginleştirileceğinin altı çizildi. Bültenin birinci sayfasındaysa söz konusu çalışmaya katkı sunarak, görüş ve düşüncelerini dile getiren gazetecilerin fotoğraflarına yer verilirken, kısa bir giriş yazısı da yer aldı.
Söz konusu yazıdaysa basında sansürün hala devam ettiğinin altı çizilirken, gazeteciler üzerindeki baskıların devam ettiği, bunun yanında da basın çalışanlarının sosyal güvencelerinden mahrum bırakıldığı vurgulandı. 'Çalışan gazetecilerin yüzde kaçı sansürsüz haber, röportaj ya da yayın yapabiliyor?' sorusunun gündeme taşındığı yazıda Türkiye'de basın özgürlüğündense asla söz edilemeyeceğinin altı çizildi. Mersin'de basın sektörü açısından öncelikli olarak sorgulanması gerekenin; meslek örgütlerinin mevcut gazetecilik yapısı üzerindeki insiyatifi olduğuna dikkat çekilirken, kent merkezinde şu anda 14 resmi gazetenin yanı sıra 6 özel televizyon ve çok sayıda radyo kuruluşunun olduğu hatırlatıldı.
Yazıda şu ifadelere yer verildi; "Ancak bu yayın organlarında çalışan basın emekçilerinin sosyal ve ekonomik haklarını ne derece alabildiği tartışmaya açıktır. Günlük gazeteleri baz alacak olursak; bu kuruluşlar en az 5 sigortalı işçi istihdam etmek zorunda. 14 resmi gazetede 70 çalışanın olması gerekirken, bugün sahaya inan kaç gazeteci var? Mersin'de bulunan meslek örgütlerinin bu kanayan yaranın neresine parmak bastı? Sorgulanması gereken asıl konulardan biri de budur. Gazetecilerin olmadığı, özgürce çalışmalarına imkan verilmediği, düşüncelerin yasaklanıp sansürlendiği toplumlarda demokrasiden söz edilemez."