AK Parti Mersin İl Başkanı Mustafa Muhammed Gültak, Mersin Büyükşehir Belediyesi'nde yolsuzluk yapıldığına ilişkin iddialarla ilgili olarak, "İddiaları çok ciddi buluyoruz, takipçisi olacağız" dedi.
Gültak, düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin Mersin Büyükşehir Belediyesi'ndeki yolsuzluk iddialarına ilişkin sorularını da yanıtladı. Yolsuzlukla ilgili suç duyurusu haberini kendisinin de televizyonda seyrettiğini belirten Gültak, Metin Taşdelen adlı bir vatandaşın, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile ilgili ciddi bir açıklama yaptığını dile getirdi.
Gültak, "Metin Taşdelen adında bir arkadaşımız, vicdanının rahatsız olduğunu, 2004-2005 yıllarında Büyükşehir'e bir şeyler sattığını söyledi, örneklerini verdi. 'Bin liralık gübrenin tonunu biz 34 bin liraya sattık' diyor, birçok şey söylüyor. Evraklarla konuştuğundan dolayı ciddi buluyoruz. Bu saatten sonra bizim bu konuda fazla konuşmamıza gerek yok, kendisi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na evraklarını verdiğini söylüyor. Söylem olsa, birileri bir şeyler atsa veya isimsiz dilekçe olsa önemsemeyeceğim ama söyleminin karşısında bir kişinin dimdik durması, evraklarla birlikte gidip Ankara Başsavcılığı'na müracaat etmesi, kafalarda
soru işaretlerinden daha fazlasını meydana getiriyor" dedi.
Artık Ankara hukukunun bunu takip edeceğini, kendilerinin de bu olayın takipçisi olacaklarını ifade eden Gültak, eğer hukuksal olarak bir şey çıkarsa savcılık ve emniyet güçlerinin gereğini yapacağını belirterek, kamu vicdanı ve milletin de bu konuyla ilgili gerekli olanı zamanı gelince yapacağını vurguladı.
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan'ın, "suç duyurusu haberinin AK Parti yanlısı gazetelerde yer aldığı ve kasıtlı olarak yapıldığı" şeklindeki savunmasının sorulması üzerine Gültak, konunun çıkış noktasının medya değil vicdanen rahatsız olan bir vatandaş olduğunu savundu.
Gültak, "Metin Taşdelen çıkıyor, hür iradesiyle vicdanının rahatsız olduğunu söyleyerek, hatta isimler vererek bağlantı sağladığını söylüyor ve evraklarını veriyor. Dolayısıyla vatandaş eğer böyle bir şikayette bulunmasa bu olayın medyaya düşme imkanı da sıfır, yani medyanın çıkartıp koyduğu bir şey değil bu. Vatandaş Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunuyor, bunu da basınla paylaşıyor, bunun çıkışı basın değil ki, çıkış kaynağı Taşdelen. AK Parti medya grubu diye bir grubun olduğunu ben bilmiyorum, siz kendinize böyle bir şeyi yakıştırabilir misiniz? Medya tarafsızdır, bağımsızdır, hiçbir partinin tarafı da olmaması gerekir, ben medyayı böyle algılıyorum. Dolayısıyla bizim böyle bir medyamız yok, böyle bir iddiamız da yok, hiçbir zaman da olmadı. Dolayısıyla konunun çıkış noktası medya değil bir şahıstır. Bu konu savcılığa intikal etmiştir, savcılık bunu soruşturacaktır, gereğini yapacaktır. Belediye başkanı haklıysa o da savcılığa başvuracaktır ve gereğini yapacaktır. Ama inanmadığı bir davaya çıkıp da evraklarla başvurabilmesi için yalansa eğer bu iddia, bu kişinin ya çok saf ya çok deli olması gerekir. Çünkü bu evraklar sahteyse veya yanlışsa pabuç pahalıya patlar. Ben bunu kamu vicdanının tartışacağını
düşünüyorum" diye konuştu.