'Dünya Kadınlar Günü' kutlamaları Mersin'de erken başladı. Cinsel ve sınıfsal ayrımcılığa karşı biraraya gelen kadınlar, eylem yaptılar. Ellerinden tefleri, dillerinden türkü ve sloganları eksik etmeyen kadınlar, omuz omuza halay çekerek eylemlerine son verdiler.

Mersin Kadın Platformu tarafından organize edilen gösteri yürüyüşü, Akdeniz Belediyesi Hizmet Binası önünde başladı. Üzerinde; 'Cinsel, Ulusal, Sınıfsal Sömürüye Karşı Yürüyoruz' yazısının yer aldığı pankartı taşıyan kadınlar, Hastane Caddesi ile İstiklal Caddesi güzergahını takip ederek Atatürk Caddesi üzerinde yer alan Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası'na doğru yürüyüşe geçtiler. Polisin geniş güvenlik önlemleri altında sloganlar atarak yürüyen kadınlar, zaman zaman araç ve yaya trafiğinin de

aksamasına neden oldular. Yürüyüş esnasında ellerindeki tef ve davulları çalan kadınlar, hep bir ağızdan türküler de söylediler. Büyükşehir Belediyesi Hizmet Binası önünde son bulan yürüyüşün ardından grup ortak bir açıklama yaparak, sorun ve sıkıntılarını dile getirip, yerel ve merkezi hükümetten beklentilerini açıkladı.

Burada konuşan Mersin Kadın Platformu Sözcüsü Hacer Koçak, erkek egemen zihniyetin; kadının sadece emeği değil aynı zamanda da bedeni üzerinden de varlığını sürdürmeye çalıştığını, bu noktada da kadınlar olarak emeklerinin, bedenlerinin, kimliklerinin sömürülmesine karşı yürüdüklerini anlattı. Bugün yeryüzünün birçok kıtasında, Ortadoğu'da süren savaşların kadınların bedeni üzerinden geçtiğini savunan Koçak, "Kadınlar, tecavüz işkencesinden geçiriliyor, katlediliyor ve aşağılanıyor. Mülk kabul edilip

sahip olunuyor ve yenilgi psikolojisi buradan oluşturulmaya çalışılıyor" dedi.

Koçak, "Biz kadınların yürüyeceği yol, dün olduğu gibi bundan sonrası için de bellidir. 100 yıl önce özgür, eşit, adil bir yaşam için alanlara çıkan Clara Zetkin'den aldığımız bayrağı cinsel, ulusal ve sınıfsal sömüreye karşı dünya özgür oluncaya dek onurla dirençle taşıyacağız" diye konuştu. Açıklamanın ardından eyleme katılan kadınlar, yanlarına getirmiş oldukları davul ve tefler eşliğinde şarkılar söyleyip omuz omuza halay çektikten sonra olaysız bir şekilde dağıldılar.