Öldürme yemini yaptıran Kuvayı Milliye Derneği'nin akıl almaz girişimlerde bulunduğu ortaya çıktı. Dernek yöneticileri, gençlere silahlı eğitim vermek amacıyla Düzce'de yer ayarlamış. Kuvvacılar, Mahir çayan gibi 5 genç arıyorlarmış...
Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ'ın yardımcısı Hüseyin Görüm (sağda), kendisini 'Hüseyin Kerim Bayraktaroğlu' ismiyle tanıtıyor.
Eğitmenlik için teklif götürülen kişi ise Danıştay saldırısının kilit ismi Muzaffer Tekin'i hastaneye getiren emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk.
Danıştay soruşturmasında kayıtlara geçen ifadelere göre, Derneğin Teşkilat Başkanı Hüseyin Görüm bu vahim girişimi bizzat yönetmiş. 20-25 yaşlarındaki bir grup genci İstanbul Maltepe'deki depoda toplayan Görüm, Öztürk'ü gençlerle buluşturmuş. Eğitim için Düzce'de yer hazırladıklarını söyleyen Görüm, "Asker yetiştireceğiz, silahımız, her şeyimiz var." demiş. Resmi ifadesinde bu bilgileri veren emekli Binbaşı Öztürk, Danıştay saldırısıyla ilgili düşüncesini de kayıtlara geçirmiş: "Bunlar Alparslan Arslan'ı yönlendirmiş olabilir."
Öztürk'ün iddiası geçmişteki bilgi ve gözlemlerine dayanıyor. Kuvayı Milliye Derneği, bir dönem Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'ne bağlı hareket etti. Hemen bütün toplantılarını Görüm'e ait depoda yapmışlar.
Kuvayı Milliye Derneği'yle ilgili yeni bağlantılar ortaya çıkıyor. Karadağ'ın ekibinde bulunan Hüseyin Görüm'ün devlet kayıtlarındaki profili dikkat çekiyor. Danıştay saldırısında kilit isim olarak arandığı dönemde Muzaffer Tekin'i hastaneye getiren emekli Binbaşı Öztürk, Görüm hakkında ilginç bilgiler veriyor. Bu bilgiler kayıtlarda şöyle yer alıyor: "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi'nin 2004 Haziran ve Temmuz ayları içerisinde Maltepe'deki baraka, bir depo ve bahçesinde gerçekleştirmiş olduğu buluşmada Hüseyin Görüm adlı şahıs çevresine topladığı 4-5 kişilik yaşları 20-25 arası olan gençlerle konuşmaktaydı. Bu esnada ben cep telefonu ile daha ileride konuşuyordum. Konuşmayı bitirip bu grubun yanından geçerken Hüseyin Görüm bu gençlere hitaben ve bana duyurarak, 'Komutan da sizin eğitiminizi verecek.' dedi. Ben, kendisine, 'Ne eğitimiymiş bu?' dediğimde cevaben 'Ne olacak komutan sen daha iyi bilirsin, asker olan ben değilim sensin.' demişti. Ben 'Bu eğitim nerede verilecek?' diye sorduğumda ise 'Yerimiz var, hazır, Düzce'de.' diye karşılık vermişti. Devamında 'Asker yetiştireceğiz, silahımız, her şeyimiz var.' diye konuyu bitirmişti." Emekli Binbaşı Öztürk, bu sözler üzerine Görüm'e tepki gösterdiğini belirterek, "Ben artık asker değil bir gazeteciyim, böyle konuşma hakkını, insanlara böyle görev verme hakkını nereden aldığını sormuş, sonunda ise böyle konuşmalarla insanları yasadışı yollara sevk etmesinin de suç olduğunu belirterek oradan uzaklaşmış ve kısa bir süre sonra da bölgeyi terk etmiştim." diye devam ediyor.
Polis kayıtlarına göre VKGB Derneği'nin Şile toplantısı hariç her buluşması İstanbul Maltepe'deki Görüm'e ait prefabrik bir depoda yapılıyor. Emekli Binbaşı Öztürk, VKGB Derneği'ni 'bir dernekten çok organize suç örgütü' gibi gördüğünü dile getiriyor. Danıştay'a yönelik saldırıyı gerçekleştiren Avukat Alparslan Arslan'ı VKGB'nin İstanbul Maltepe'deki yerinde bir defa gördüğünü anlatan Öztürk, şu bilgiyi veriyor: "Aynı zamanda Hüseyin Görüm'ün benden askerî eğitim vermemi istemiş olması ve 'Silahımız her şeyimiz var' demesi Danıştay saldırısıyla ilgili olarak bu insanların silah temini ve yönlendirme anlamında Arslan'ı yönlendirmiş olabileceklerini düşünüyorum."
Öztürk, ifadelerinde Görüm'ün kişisel profilini de çıkarıyor: 'Kendisini tanıtırken, geçmişte 9-10 yıl kadar cezaevinde kaldığını söyledi. Adı geçen şahıs daha çok mafya olarak adlandırılan kişi profili çizmekteydi.' Polis kayıtlarında Kuvayı Milliye Derneği'nde emekli Albay Karadağ ve Hüseyin Görüm'ün yanında yer alan İbrahim Özcan isimli bir şahıs da dikkat çekiyor. Kayıtlarda İbrahim Özcan'ın yasadışı terör örgütü TİKKO üyesi olduğu ve 13 yıl cezaevinde yattığı bilgisi geçiyor.
'Mahir Çayan gibi 5 genç arıyorum'
Dernek üyelerine yaptırdığı 'ölme-öldürme yemini' ile gündeme gelen Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ, 12 Mart'tan sonra idam edilen silahlı sol terör örgütü üyesi 3 genç için övgüler düzdü.
THKP-C kurucularından olan Mahir Çayan, 30 Mart 1972'de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının serbest kalması için yaptığı adam kaçırma eylemi sırasında 3 arkadaşıyla birlikte girdiği çatışmada güvenlik güçleri tarafından öldürülmüştü.
Karadağ, "Ben arıyorum şimdi 5 tane Mahir Çayan, 10 tane Yusuf İnanoğlu. Nerede? Nerede o şekilde vatana bu kadar samimi olarak hizmet için hareket etmiş insanlar nerede?" dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yaptığı 3 ihtilale de karşı çıkan Karadağ, 28 Şubat için, "Ben o şekilde netice alınmayan, ortada sallantıda kalan hiçbir müdahaleyi kabul etmiyorum." dedi. "13 bin 500 kişilik hain listeniz olduğu doğru mu?" sorusuna Karadağ, "O liste değişik kaynaklardan geldi. O listeyi ayıklıyorum." cevabını verdi. DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar'ın, "Dağdan ovaya insinler." sözü için ise Karadağ, "Bu gafillere söylüyorum. 3-5 tane oy alacağız diye alelade politikacılıkla Atatürk'ün dediği gibi halkı bu hallere düşürmek hakikaten hainliktir." yorumunu yaptı.
Karadağ, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yaptığı dönemde bazı generalleri de uyardığını iddia etti. Vatansever Kuvvetler Güç Birliği (VKGB) Genel Sekreteri Mesut Sezer'in "Karadağ, generallerin kafasını çuvala dolduracağını söyledi" iddialarının doğru olmadığını savundu. Generalleri yüzlerine karşı uyardığını belirten Karadağ şöyle konuştu: "Onları ben bizzat yüzlerine söylemiş olduklarım vardır. Mesela Doğu Aktulga rahmetliye söyledim. Bu işlerin bir hal çaresini bulun. Ben orada çok rahattım OHAL bölgesine ziyarete gittiğim zaman. Dedim ki 'Bunları yapmayın, iyi yapın. Bu omuzun üzerinde bu kafa niye duruyor? Bir işe yarasın. Bu omuzlarınızda 4 yıldız nedir?' Dediğim odur." İki yıllık derneğin 69 il ve 270 ilçede şubesi bulunduğunu bildiren Karadağ değirmenin suyunun nereden geldiğini, sayısını açıklamadığı üyelerinin aidatları ile açıklıyor. 15 milyon dolarlık yardım teklifi aldığını söyleyen Karadağ, "Bu parayı kabul etseydim şimdi televizyon kanalım ve helikopterim olurdu." diyor.
Erkan Acar/ İbrahim Balta/zaman
Yayın Tarihi :
14 Şubat 2007 Çarşamba 12:13:02
Yorumlarınız
mahmut berber IP: 88.240.51.xxx Tarih : 12.03.2007 17:37:34
ilk önce şunu söyliyeceğim ; ülkemiz mustafa kemalin cumhuriyeti ilan ettiğinden bu yana varlığını sürdürmekte bundan sonra da sürdüreceğine eminim yerter ki ülkemizi sevip sahip çıkalım. ülkemizin her karış toprağın da hepimiz biliyoruz ki şehit kanı vardır. bu arada ülkemiz de gözü olanlar çoktur türk ulusu bundan sonra birbirine destek olmalı hiç bir propagandaya kapilmamalıdır. saygılarımla
celaal dogan IP: 81.213.75.xxx Tarih : 24.04.2008 18:38:22
Ben öncelikle şunu belirtmek istiyorum mahir çayan gibi birini bulamazsınız ama onun yapabilecegi şeyleri yapan biri elbet çıkar ben en büyük mahirciyim mahir çayanın gittigi ve izledigi yolu izlerim ama sorun bu deil sorun en bastan kaynaklanıyor. onlar birer devrimcidir o insan gelmiş gecmiş büyük devrimci mustafa kamal gibi büyük bir devrim için çatışmış ve canını ortaya koymuştur.gerekirse bende bu ugurda başımı taşın altına sokarım. ve bir gün bütün devrimciler onun yaptıkları gibi yapma gayreti içine girecektir vatan hainlerini kellelerini kesip çuvala doldurmakmı? doldururum. Ama mahir gibi olamayız.