Mersin Valisi Hüseyin Aksoy, okul çağında olup da okula gitmeyen bir tek çocuk bile kalmaması için, herkesin üzerine düşen görevi titizlikle yapması gerektiğini söyledi.
Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce Suphi Öner Öğretmenevi'nde düzenlenen 'Bilgilendirme-Değerlendirme Toplantısı'nda konuşan Vali Aksoy, okul çağında olup da okula gitmeyen çocuk konusunda en büyük sorumluluğun okul müdürlerine düştüğünü vurgulayarak, "Bir okul müdürü, kendi sorumluluk bölgesinde, okul çağında olup da okula devam etmeyen bir tek çocuğu bile kalmışsa uykusunun kaçması gerekir. Uykusu kaçmıyorsa, heyecanını kaybetmiş demektir. Bu heyecanı taşımıyorsak, kendi kendimizi sorgulamalıyız. Çocuklarımızı okula kazandırmanın mutluluğunu ve heyecanını yaşamalıyız” dedi.
Çocukların eğitime kazandırılması için yürütülen çalışmalar kapsamında geçtiğimiz yıl bin 500, bir önceki yıl ise bin 800 çocuğun okula kazandırıldığını hatırlatan Aksoy, “2007 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne göre Mersin genelinde okul çağında olup okula gitmeyen 5 bin 382 çocuğumuz olduğunu tespit etmiştik. Bugün itibarıyla gelen rakamlar oldukça sevindirici. 3 bin 428 çocuğumuzu okula kazandırdık” diye konuştu.
Bu konuyu çok önemsediklerini vurgulayan Aksoy, “Kaymakamlar, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve okul müdürlerinin performansını buna göre değerlendireceğiz. Bu konuda başarılı olan okul müdürlerini ödüllendireceğiz. Başarısız olan okul müdürlerini ise cezalandıracağız. Çaba göstermenize rağmen belki çocukların tamamını okula alamamış olabilirsiniz. Bunun makul gerekçeleri olup olmadığını inceleriz. Ama, Mersin'de okul çağında olup da okula gitmeyen bir tek çocuk bile kalmışsa, bu beni fazlasıyla rahatsız eder. İlçe kaymakamlarını, milli eğitim müdürlerini, okul müdürlerini de rahatsız etmeli. Çünkü bizim görevimiz bu çocukları okula kazandırmaktır” şeklinde konuştu.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
Okul öncesi eğitimin önemine de değinen Vali Aksoy, “Okul öncesindeki okullaşma oranımız şu anda yüzde 41 seviyesinde. Elbette arzu edilen noktada değiliz. Okullarımızın fiziki imkanları çok iyi değil. Derslik bakımından sorunlarımız var, bunun farkındayım. Mümkün olduğu kadar derslik yapma gayreti içindeyiz. 'Eğitime Yüzde Yüz Destek Kampanyası' kapsamında şu ana kadar yaklaşık 200 dersliğin protokolü imzalandı. Bir kısmı tamamlandı, bir kısmının inşaatı ise devam ediyor. Okul öncesi okullaşma oranını daha üst seviyelere çıkarabilmek bakımından okul müdürlerinin kendi okullarında imkanlarını zorlayarak daha fazla sınıf açma gayreti içinde olmalarını da bekliyoruz” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye genelinde başlatılan 'Ana-Kız Okuldayız' kampanyası çerçevesinde, Mersin'de Eylül ayında başlatılan kurslardan şu ana kadar 3 bin 635 vatandaşın yararlanarak belge aldığını söyleyen Vali Aksoy, geçtiğimiz yıl yapılan araştırmalar kapsamında 5 bin 520 kişinin okuma-yazma bilmediğinin tespit edildiğini hatırlatarak, "Bu kişileri kurslara aldık, okuma yazma öğrendiler. Hala bölgemizde okuma-yazma bilmeyen çok sayıda vatandaşın olduğunu biliyoruz. Bunları tespit edip okuma-yazma kurslarına alma yönünde çalışmalarımız var. Okul müdürlerinin mahallelerde okuma yazma bilmeyenleri tespit ederek bu kurslara katılımlarını sağlamalarını istiyoruz. Okuma yazma bilmeyen tek bir vatandaşımız kalmayana kadar bu işi sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.
Mersin'de özellikle yoğun göç alan bölgelerde halkın, sosyal hayata uyumunu ve toplumla daha fazla bütünleşmesini sağlamak adına, sosyal ve kültürel etkinliklerin artırılması gerektiğinin altını çizen Aksoy, Halk Eğitim Müdürlüğü'nün kurslarının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.
Aksoy, okul müdürleri ile Halk Eğitim Merkezi Müdürlerinin işbirliği içinde hareket ederek, bölgelerinde ihtiyaç duyulan kursların açılması yönünde ortak çalışma yapmalarını istedi. Mersin'de toplum merkezi sayısının yetersiz olduğunu dile getiren Aksoy, “Geçtiğimiz yıl bu konuyu programımıza aldık. Mersin merkezde 2, Tarsus'ta 1 olmak üzere 3 yeni toplum merkezi yapıldı. Toroslar ilçesindeki Halkkent Mahallesi'nde bulunan toplum merkezi tamamlandı. Akdeniz ilçemizde bulunan toplum merkezinin inşaatı ise tamamlanmak üzere. Buralar hizmete girdiğinde, bölgede yaşayan insanlarımızı hem sosyal hem kültürel anlamda geliştirecek, hem de maddi anlamda aile bütçelerine katkı sağlayacak kurslar açılacak “dedi.
OKUL SAĞLIĞI PROJESİ
Okul Sağlığı Projesi hakkında da bilgi veren Vali Aksoy, ilköğretim 1. ve 6. sınıflara yönelik olarak sürdürülen sağlık taraması çalışmalarına bu yıl 8. sınıfları da dahil ettiklerini belirtti. Bu projeye büyük önem verdiklerini ve okul müdürlerinin de bu konuda hassasiyetini beklediğini ifade eden Aksoy, şöyle devam etti; “Sağlıkta erken teşhis ve tedavi büyük önem taşır. Erken yaşta tespit edilecek hastalıkların tedavisi de erken olacaktır ve olası hastalıkların ciddi boyutlara gelmeden önlenmesi sağlanacaktır.”
Sağlık taramaları kapsamında, 1.sınıf öğrencilerinin, doktor ve iğne fobisini yenmelerini sağlamak için sağlık kurumlarına gönderildiğini, 6.sınıf öğrencilerinin sağlık taramalarının yapılması için ise, sağlık ekibinin okula gelmesini uygun gördüklerini kaydeden Aksoy, “Böylece sağlık ekibinin sağlık taraması dışında, okullarda suların temizliğinden, tuvaletlerin ve çevrenin temizliğine kadar genel olarak denetimi sağlanmaktadır” diye konuştu.
Çocukların daha sağlıklı içecek tüketmelerini sağlamak amacıyla, okul kantinlerinde taze meyve suyu satılmasını zorunlu hale getirdiklerini söyleyen, bunu bir genelgeyle okullara bildirdiklerini ifade etti. Aksoy, buradaki amacın; çocukların daha sağlıklı içecekler almalarını ve bölgede üretilen narenciyenin çocuklar tarafından tüketilmesini sağlamak olduğunu vurguladı.
YOKSUL ÖĞRENCİLERE YARDIM
Maddi durumu iyi olmayan öğrencilere başta kaban ve ayakkabı olmak üzere çeşitli yardımlar yapıldığını da hatırlatan Vali Hüseyin Aksoy, yardım alamamış olan öğrenciler varsa bunların mutlaka kaymakamlıklara bildirilmesini istedi.
Fırsat buldukça okulları dolaştığını ve sorunları yerinde incelediğini belirten Aksoy, şöyle konuştu; “Ancak takdir edersiniz ki, zaman zaman uğrayamadığımız okullar da olabiliyor. Bu nedenle okullarımızın sorunlarını bizlere mutlaka iletin. Özellikle kış mevsimini yaşadığımız bu günlerde ısınma sorunu olan okulumuz kalmamalı. Bu kış günü çocuklarımızı soğukta bırakmaya hakkımız yok. Kendi çocuğumuzu soğukta bırakabilir miyiz? Bunu kendinize sorarak, tedbirini alacağız. Eksikler olabilir, her tarafa yetişemeyebiliriz, kaynaklarımız kısıtlı olabilir ama ısınma sorunu hiçbir gerekçeyle izah edemeyiz."