Mersin Lojistik Platformu Başkanı Josef Atat, Mersin'de kurulacak olan 'Lojistik Merkezi'nin tüm Türkiye'ye örnek olacağını, bununla birlikte liman, demiryolu ve otoban bağlantılarıyla birlikte kentin; yeni bir 'İpek Yolu' başlatabileceğini söyledi.
Mersin'in, Bağımsız Devletler Topluluğu ve Çin'in mallarını dünyanın her noktasına taşıyabilecek bir konumda olduğuna dikkat çeken Josef Atat, mevcut potansiyelin de iyi değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamda Mersin'in lojistik bir üs ve hatta lojistik merkezi olabileceğinin altını çizdi. Atat, 'RIS Mersin Projesi' kapsamında Mersin'in hangi sektörlerde kalkınabileceğinin saptandığını ve bu konuda da; tarım ve tarıma dayalı sanayi, turizm ve lojistik sektörlerinin saptandığını ve bu alanda gelişim
kaydedilmesi amacıyla 3 ayrı platform kurulduğunu kaydetti.
Kurulan Lojistik Platformu'nun başkanlık görevine getirildiğini hatırlatan Atat, lojistik sektöründe yapmış oldukları çalışmalara da Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın tam destek verdiğini vurguladı. Atat, "Müsteşarlık, bizim için bir bütçe oluşturdu. Biz de buradan yola çıkarak; 'Mersin Lojistik Master Planı' çıkartılması için harekete geçtik. Dış Ticaret Müsteşarlığı'nın desteğiyle ihaleye çıktık. İhale geçen Temmuz ayında sonuçlandı. Bir firmaya verdik. O firma da konuyla ilgili araştırmalarını sürdürüyor.
8 aylık bir süreleri var. 8 ayın sonunda bize nihai raporu sunacaklar. Ama geçen süre zarfında 3 tane ara rapor var. İlk ara raporu sunmak üzereler. Bakacağız, eksikler varsa tamamlayacağız" dedi.
Mersin'in lojistikle ilgili tüm altyapısıyla birlikte mevcut şirketlerin analiz edileceğini, bununla birlikte de 'Lojistik Merkezi'nin nerede kurulabileceği konusunda gerekli araştırma ve incelemelerin yapılacağını, tüm bunların da kendilerine rapor olarak sunulacağını kaydeden Atat, bununla birlikte Mersin'e lojistik sektöründe yatırım için gelecek olan firmaların elinde bir done olacağını söyledi. Mersin'in 'lojistik üs' olacağına inandığını, hazırlanan dokümanların yanında pratikte yapacakları
çalışmalarla da bunu yapacaklarını dile getiren Atat, lojistiğin ise sadece liman olmadığını buna demiryolu, karayolu ve havayolu taşımacılığının da dahil olduğunun altını çizdi.
Adana'da yer alan havalimanının mevcut ihtiyacı karşılayamadığını, bu kapsamda gerek yolcu trafiğinde gerekse kargoda sıkıntı yaşandığına işaret eden Josef Atat, sorunun aşılması noktasında Mersin ile Adana arasında yer alan Yenice beldesinde uluslararası ölçekte bir havaalanı yapılması için çalışmaları yoğunlaştırdıklarını belirtti. Atat, "Hükümet yetkilileriyle, basın mensuplarıyla toplantılar yaptık. Zaten aklın yolu da bir. Geçtiğimiz ay düzenlemiş olduğumuz 'Lojistik ve Transport Fuarı'nda da
Ulaştırma Bakanı Sayın Binali Yıldırım da; Çukurova Bölgesel Havaalanı'nın Mersin'de yapılacağının müjdesini verdi. Söz konusu havaalanı; büyük bir havaalanı olacak. Adana Havalimanı ise olduğu yerde kalacak. Önümüzdeki 50-60 yılın yolcu ve kargo ihtiyacını karşılayacak bir havaalanı yapılacak ve biz buna inanıyoruz" diye konuştu.
Tüm bu çalışmaların dışında Mersin'deki mevcut demiryolu faktörünün de göz ardı edilemeyeceğini, bu noktada Mersin'in Tarsus ilçesine bağlı Yenice beldesinde önemli atılımlar yapıldığını anlatan Atat, bölgedeki ihtiyacın karşılanması için; 'lojistik köy' kurma çalışmalarının da sürdürüldüğünü dile getirdi ve ardından da Yenice'nin bölgenin en büyük makas aktarma noktası olduğunun bilgisini verdi.
Josef Atat, Mersin ile Ankara arasında doğrudan bağlantıyı sağlayacak bir otoban yapılmasına yönelik çalışmaların durgunlaştığını, bu konuda Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ile yapmış oldukları görüşmelerde de sorunun aşılacağı ve söz konusu otobanın da 2009 yılının ortalarında tamamlanacağının altını çizdi.
Mersin'de kurulması planlanan; 'Lojistik Merkezi' ile birlikte liman ve demiryolu bağlantısının da sağlanacağını, bunun yanında merkezin aynı zamanda otoban bağlantısının da sağlanacağının bilgisini veren Atat, şehir içi trafiğinin düzenlenmesi noktasında da ilgili belediyelerle görüşmelerde bulunduklarını ve olumlu sonuçlar elde ettiklerini ifade etti. Atat, 'Lojistik Merkezi' konusundaki çalışmaların yaklaşık bir asır önce Avrupa'da da yapıldığını, ancak Mersin olarak kendilerinin geç kalındığını
söylemeyeceğini aksine; "İyi ki başlamışız" ifadesini kullanabileceklerini ve bu kapsamda Mersin'in Türkiye'ye örnek olabileceğini belirtti.
Diğer şehirlerin de Mersin'in ortaya koymuş olduğu projeyi kendi bölgelerinde hayata geçirebileceğine işaret eden Atat, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Çünkü bu ülkemizin kalkınması. Ülkemiz için uğraşıyoruz ve bunu da canı gönülden yapıyoruz. Bilim çağındayız ve her şey çok çabuk yapılabilir. Yeter ki istek olsun, heves olsun, yatırım olsun. Mersin olarak altyapı konusunda zayıfız. Ama bu sorunu kısa sürede aşacağız ve önemli bir mesafe kat edeceğiz. Önümüzdeki 5 yıl içinde Mersin'de öyle sanıyorum ki 3-4 tane lojistik merkez kurulmuş olacak."
Mersin'den önce dünya ticaretinin iyi bir noktada olması ve bir 'Lojistik Merkezi'ne ihtiyaç duyulması gerektiğini savunan Losef Atat, ticaret ve talep olmadığı sürece yapılanların hiçbir anlam ifade etmeyeceğini kaydetti. Atat, Avrupa'nın çeşitli yerlerindeki mal hareketlerinin oldukça fazla olması nedeniyle lojistik merkezlerinin kendiliğinden oluştuğunu ve bu durumun da kentler arasındaki rekabeti artırdığını, tam da bu noktada Mersin'in kendini öne çıkartmayı başardığını savundu. Atat, Anlatya'nın turizmde öne çıktığını, ancak lojistikte M ana arasında yer alan Yenice beersin'in önüne geçemeyeceğini çünkü Mersin'in arkasında hinterlandı olduğunu, bununla birlikte Gaziantep gibi Türkiye'nin en büyük sanayisine sahip bir kent olduğunu, ayrıca Kayseri gibi ülkenin en büyük ihracatını gerçekleştiren kentler arasında yer aldığını vurguladı.
İç piyasada malların tüm noktalara sadece Mersin üzerinden gidebileceğini, alternatif yolların da bulunabileceğini, ancak bunun da masrafları artıracağı için çözüm olarak görülemeyeceğini belirten Josef Atat, asıl önemli olanın da rekabetçi bir ortamda malı bir noktadan başka bir noktaya en ucuz ve en hızlı şekilde götürülebilmesi olduğunu, bu konuda Mersin'in iyi bir hizmet verecek potansiyele sahip olduğunu, bu konuda her ne kadar geç kalınsa ve zaman boşa harcanmış olsa dahi başlangıcın önemli olduğunu dile getirdi. Lojistikle birlikte müşteriye katma değerli hizmet sunacaklarını, bunun da Mersin'e artı değer kazandıracağını belirten Atat, tüm bunları yaparken doğru ve yerinde bir organizasyonun şart olduğunu, bu kapsamda da TIR ve büyük araçların şehir içine girmesini istemediklerini, bunun için 'Lojistik Merkezi'nin şehir dışında bir yerde kurularak, şehir içi aktarmaların küçük araçlarla yapılarak, bunun trafiği rahatlatmasının sağlanacağını ifade etti. Atat, "Artılar da; Mersin'in lojistik hareketini gösteren dünya çapında bir reklamı olsun. Transit yüklerin Mersin üzerinden komşu ülkelere taşınıp depolanabileceği veya demontaj halinde gelen malların Mersin'de monte edildikten sonra komşu ülkelere taşınabileceği, lojistik hizmetinin, Mersin sınırları içerisinde yapıldıktan sonra gönderilmesi, katma değerin Mersin'de kalması. Bütün yapılacak şeyler bunlar" diye konuştu.
Dünyanın bütün ülkelerine şu anda Mersin'den mal gönderildiğine dikkat çeken Atat, bazı malların direkt, bazılarının da aktarmalı olarak gönderildiğini ifade ederek, Mersin Limanı'ndan kalkan bir geminin sefer vermediği hiçbir ülke, hiçbir limanın da olmadığının bilgisini verdi.
Limanın yıllık kapasitesinin 19 milyon ton olduğunu, konteynır kapasitesinin de 1 milyon 200 bin civarında olduğunu vurgulayan Atat, tüm bu işlemlere bakıldığı zaman da Mersin'in yeni bir 'İpek Yolu' başlatabileceğini söyledi. Atat, şu görüşleri dile getirdi: İpek Yolu bir geçiş, bir transit yoldur. Biz o transitin haricinde kalıcı olsun, burada işlensin, burada tüketilsin, her şey burada olsun. Burada her şey ekonominin gidişatına, arz ve talebe bağlı. Şimdi petrol iniyor. Ama dünyanın petrole ihtiyacı var. İhtiyaç olduğu sürece bu petrol çıkacaktır. Gemiyle getirmek mi ekonomik yoksa İpek Yolu'na dönmek mi ekonomik?" 'Lojistik Merkezi'nin Mersin'de nerede kurulabileceğine yönelik olarak hazırlanacak olan raporun sonucunu beklediklerini, yer olarak da Mersin'in doğusunu düşündüklerini ve bu noktanın aynı zamanda liman, otoban ve demiryolu bağlantısına da yakın olacağının bilgisini veren Josef Atat, rapor tamamlanıncaya kadar tüm çalışmaları dondurmak zorunda kaldıklarını, gerekli etütlerin yapılmasının ardından ortaya çıkacak olan 'yol haritası' ile birlikte çalışmalara kaldıkları yerden devam edeceklerini söyledi.
Atat, "Mersin Valiliği bu işe yakından ilgileniyor. Tüm çalışmalar Valilik önderliğinde yapılıyor. Belediye ve sivil toplum örgütleri de ana arasında yer alan Yenice bedestek veriyor. Emin olun, şimdi karar verin 3-4 bin dönüm yer tahsis edin. Bütün organizesi bitsin. Yatırımcıya deyin ki; 'Parselasyonu yaptık. Buyurun gelin yatırım yapın.' 1.5 yıl içinde bütün bu merkez doldurulur. Ne yapacağınızı bildikten sonra inşası çok kolay. Asrın sektörüdür bu sektör. Şu anda İstanbul'da lojistiğe çok büyük yatırım var. Mersin Lojistik Merkezi; Gaziantep'in, Kayseri'nin, Konya'nın, Niğde'nin, Nevşehir'in ve diğer ilerin de lojistik merkezi olacak" dedi.