Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) tarafından düzenlenen iki günlük eğitim ve turizm gezisi ile Mersinli gazeteciler Mut ilçesini gezdi.
Mut Belediye Başkanlığı'nın ev sahipliği yaptığı geziye MGC Başkanı Ahmet Ünal, Anadolu Basın Birliği Başkanı Selman Özipek ile MGC Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda gazeteci katıldı.
Mut Belediye Başkanı Selahattin Arslan ve Mut Kaymakamı Osman Yenidoğan'ın da eşlik ettiği gezi sırasında Mut Kalesi, Alahan Manastırı, Gezende Barajı ve Hidrorelektrik Santrali, Yerköprü Şelalesi ile Karaekşi Orman İçi Dinlenme Tesisleri'ni gezen gazeteciler, stres atma imkanı buldu.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ahmet Ünal, gezinin ilk gününde düzenlenen kaynaşma yemeğinde Mersinli gazeteciler adına Mut Belediye Başkanı Selahattin Arslan'a bir teşekkür plaketi takdim etti. MGC tarafından yıllar sonra tekrar hazırlanan tanıtım kartları da, düzenlenen törende MGC Yönetim Kurulu'na ve üyelere takdim edildi.
Plaket töreni öncesi kısa bir konuşma yapan MGC Başkanı Ünal, "Biz Mersinli medya mensupları olarak kendimizin, kentimizin ve bölgemizin sorunlarının çözümüne talibiz. İki hafta önce dünyanın en güzel köşelerinden biri olan Namrun'a gitmiştik ve şimdi Mut'tayız. Mut'u bilirdik ama bu gezide bir kez daha öğrenmiş olduk. Buradaki Alahan Manastırı, Mut Kalesi, Yerköprü Şelalesi gerçekten görülmeye değer, dünyanın en önemli tarih ve kültür hazinelerinden biri. Buranın eşsiz havasını, bu havanın oluşturduğu simgesel tarım ürünleri olan kayısı ve zeytinlerini gördük. Anadolu basını olarak sorunlarımıza sahip çıktığımızda sorunların da takipçisi oluruz" dedi.
Mut Belediye Başkanı Selahattin Arslan ise yaşamının değişik dönemlerinde çok sayıda plaket alma şansına eriştiğini ancak, 4. güç olan basının elinden böyle bir plaket alabilme şansına ilk kez kavuştuğunu söyledi.
Mut ilçesinin tarihinin oldukça eski tarihlere dayandığını ifade eden Arslan, Mut'un tarihi ile ilgili şunları kaydetti:
"Tespit edilen tarih MÖ. 4 bin-5 bin yılları. İlk yerleşik hayat Luilerle başlamış. Bir dönem burada yaşamışlar ve Mut adı da bunlardan kalmış. Lui dilinde Mut, derin çanak, derin vadi anlamına gelmektedir. Mut'un coğrafi yapısı, eni boyu 40 ile 70 kilometre arasında değişen, Torosların orta yerinde farklı bir nokta. Daha sonra Roma dönemi başlamış, Beylik döneminde de Karamanoğulları bize çok yakın bir yerde ilk beyliğin temelini atmışlar. Mut Kalesi o zaman Ermeni kalesiymiş ve Karamanoğulları gelişip büyüyünce bu kaleyi fethetmişler ve kalede yaşayan Ermeniler de Silifke'ye göçmüşler. Mut belli bir dönem Karamanoğulları Beyliği'nin başkenti olmuş. Osmanlılarla sık sık savaş yapmışlar. Osmanlılar Karamanoğulları Beyliği'ni yok etmek için, ekonomisini çökertmek amacıyla geçim kaynakları olan bağları ve zeytin ağaçlarını kesmişler. Daha sonra burası Osmanlı egemenliğine geçmiş. Mut Belediyesi Osmanlı döneminde kurulmuş. Cumhuriyet dönemine kadar da Osmanlı yönetiminde kalmış. Akdeniz’de Kuvayı Milliye teşkilatı ilk kez Mut'ta kurulmuş. Buradaki Kuvayı Milliyeciler ilk müdahaleyi Ermenek'e yapmış" dedi.
Mut'un dokusu ile insan yapısının Yörük olduğunu, sıfır nem olması nedeniyle özellikle zeytincilikte zirai mücadele gerekmediğini de kaydeden Aslan, "94 köyümüz var. Tamamının geçmişi Yörük. Bir kısmı 2-3 yüz yıl önce yerleşik hayata geçmişler. 15-20 yıl önce de yerleşik hayata geçen köylerimiz var. Sarıkeçili Yörükleri de bu bölgenin insanı. Yörük kültürüyle gelmişiz ama 1950 yıllarında tarımla tanışmışız. Daha önce yapılan tarımda ekonomik bir girdi yoktu. 1960'lı yıllarda kayısı yetiştiriciliği önem ve hız kazanmış. Bugün Mut'un turfanda kayısıcılıktan yıllık 100 bin ton civarında rekoltesi var. 100 bin ton rekolte dünya bazında en büyük kayısı üretim noktasıdır. Dünyanın en çok kayısı üreten ülkesi Türkiye, Türkiye'de en çok kurutmalık kayısı üreten il Malatya, en çok sofralık kayısı üreten yer olarak da Mut gelmektedir. Bu oran yeni ekimlerle çok daha fazla artacak. Yaşanabilecek bir darboğazın önüne geçebilmek için ihracatımızı artırmak zorundayız. Geçtiğimiz yıl 10 bin ton civarındaki ihracat bizi biraz rahatlattı. Bunu 30-40 bin tonlara çıkarmak gerek. Bununla ilgili dış pazar da var. Bunu için kamunun desteği ve teşviki şart. Mut'un çanak şeklinde olmasından dolayı farklı bir iklimi var. Nem tabelamız çok zaman sıfır nem gösterir. Sıfır nem, yetişen ürünlerin bir takım bakteriyel hastalıklardan uzak olması, daha dayanıklı ve uzun süre rafta kalan, albenisi ve damak tadı güzel farklı ürünler yetişmesi anlamına gelir. Biz bunu ilçe olarak iyi değerlendirebilirsek, alanları sulu tarıma açabilirsek Mut'ta yaşayan insanların 4-5 katını istihdam ederiz. Akdeniz ülkelerinde büyük zeytin üretim havzaları var. Ama dünyanın her yerinde üretilen zeytin ürününe mutlaka zirai ilaçlama yapılıyor. Ama Mut'ta zeytin ürününe zirai ilaçlama yapılmaz. Kimyasal ilaç kesinlikle kullanılmaz. Havada nem olmayınca zarar veren o sinekler yaşamıyor. Yaşamda her şeyden önce gerekli olan paradır. İstihdam yaratılıp insanların ekonomisi güçlendiremiyor, karnını doyuramıyorsanız o insanlardan üretim beklemek, sağlıklı bir yaşam çizgisi yaratmalarını beklemek mümkün değildir. Önce ekonomi, bunun yanında da eğitim gerekiyor. Bu konuda Mut ilçesinde bir kimlik kazanmak istiyoruz. Doğamız zengin. Bunu da tahrip ettirmeden, turizmde kullanmak istiyoruz. Tarımsal üretime yönelik sanayi olsun istiyoruz. Hedefimiz bu" diye konuştu.
Rutin belediyeciliği her belediye başkanının görevi olduğunu bunun da reklamını doğru bulmadığını vurgulayan Arslan, şöyle konuştu:
"Ben yol, asfalt gibi şeyleri yapıyorum diye gündeme getirmek yanlıştır. Bu işleri yapmamak ayıp. Bizim farklı yapabildiğimiz ekonomimizi iyi kullanmamızdır. Türkiye'deki bütün belediyeler içinde bütçesi en sağlıklı olan belediyelerden biriyiz. Bunu övünerek söylüyorum. Bütçemizde bulunan parayı kendi paramızı harcar gibi isabetli harcamak için çaba harcıyoruz. Hizmet üretiyoruz ama hiçbir dönemde hiçbir yere borcumuz olmadı. Önümüzde üç tane ciddi projemiz var. Belediye binamızı yıkıp yeniden yapmak istiyoruz. Bu konuda Üniversitelerden destek alıyoruz. Küçük bir istimlak sorunu var. Onu da aşıp bu dönemde belediye binamızı bitirmek istiyoruz. Belediye olarak halkımızla kavgamız, sorunumuz olmuyor. Belli dönemlerde il ile sorunumuz oluyor. Pek fazla yatırım alamıyoruz. Okullarımız var, yurtlarımız yok. İlk, orta ve yüksek öğrenim için yurtlara ihtiyacımız var. Bu konuda Mut'ta çok büyük eksiklik ve sıkıntı var. Siyasi rant sağlamak için kimi zaman ilçenin Karaman'a bağlanması konusu gündeme getiriliyor. Bu konu ilçeyi küçültücü ve düşürücü bir yaklaşımdır. Karamanla kültür açısından da coğrafi açıdan da bir bağ yoktur. Yatırımcı kuruluşların bu konuda Mut'a sahip çıkmasını istiyoruz. Sayın Valimiz Mut'u önemsiyor, katkı veriyor. Kendisine teşekkür ediyoruz. Son olarak yapılan duble yol çalışmaları ilimizin dışarıya açılan üçüncü kapısıdır. Sertavul geçidi Gülek Boğazı'nın bir alternatifidir."
İlçede okuma oranının son yıllarda arttığını ancak, devletin yurtları olmadığı için üniversiteye bağlı yüksek okula kayıtlarını yaptıran öğrencilerin ya okula devam edemediğini, ya da farklı örgütlerin yurtlarında barınmak zorunda kaldıkların anlatan Aslan, yurt olmadığı için orta öğrenimini yapamayan öğrencilerin de bulunduğunu, durum böyle olunca devletin eğitim politikasının dışında bir takım bilgilendirme faaliyetlerinin önünün açıldığına işaret etti.
Belediye başkanımızın bu tür kültürel çalışmalarını çok beğeniyoruz,Ayrıca yeni düzenlediği OTO-GAR çok güzel olmuş ancak bu güzelliğin kıymetini bilecek mutlu insanlara ihtiyacımız var. teşekkürler