22
Aralık
2024
Pazar
MERSİN

Müftüden 'birlik ve beraberlik' mesajı

MERSİN MÜFTÜSÜ'NDEN 'BİRLİK VE BERABERLİK' MESAJI

Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy, son günlerde yapılan menfur saldırıların, toplumda barış ve huzuru, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü yaşatmak ve geliştirmek için herkesin üzerine düşeni yapmaya çalıştığı bir dönemde, herkesi bir kez daha derinden sarstığını ve üzdüğünü söyledi.

Ersoy, son dönemde artan terör olayları nedeniyle yaptığı açıklamada, 'birlik ve beraberlik' mesajları verdi. İslamiyetin, renkleri, dilleri ve kökenleri ayrı olan insanları aynı inanç etrafında birleştirerek kin ve düşmanlıkları ortadan kaldırdığını, dünyaya gerçek anlamda huzur ve barışı getirdiğini vurgulayan Ersoy, "Esasen İslam kelimesinin bir anlamı da 'barıştır'. Bu sebeple Müslüman huzur ve barış içinde yaşayan insan demektir. Huzur ve barış içinde olmak; birlik ve beraberliğimizi pekiştirmekle mümkündür. Milletleri yaşatan, ilerleten ve yükselten sihirli kuvvet, birlik ve beraberlikleridir. Milletimizin ilerlemesi, yükselmesi de bizlerin birlik ve beraberlik içinde bulunmamıza bağlıdır. Birliğin olmadığı yerde dağılma, parçalanıp bölünme, kin, nefret ve düşmanlık vardır. İşte bu birlik ruhu içinde hareket eden atalarımız, tarih boyunca büyük işler başarmış, vatanımıza ve milletimize yönelen tehlikeleri bu sayede etkisiz hale getirmişlerdir" dedi.

Bugün, bizleri savaş alanlarında yenemeyen ve bizimle bir daha savaşmayı göze alamayan şer güçlerin, çirkin emellerine ulaşabilmek için, ülke içinde her türlü fitne ve fesat tohumları ekerek Türk milletini içten çökertmeye çalıştığını söyleyen Ersoy, "Tarih şahittir ki, inançları sarsılmış, dini ve milli değerleri yıkılmış, birlik ve beraberliği yok olmuş milletlerin ayakta durduğu görülmemiştir. O halde aynı imanı taşıyan, aynı dine inanan, aynı Kur'an-ı okuyan, aynı kıbleye yönelen ve aynı Peygamberin yolundan giden biz Müslümanlar, millet olarak birlik içinde olmalıyız. Bu sadece milli bir görev değil, aynı zamanda çok büyük dini bir sorumluluktur" diye konuştu.

Son günlerde yapılan menfur saldırıların, toplumda barış ve huzuru, karşılıklı saygı ve hoşgörüyü yaşatmak ve geliştirmek için herkesin üzerine düşeni yapmaya çalıştığı bir dönemde, herkesi bir kez daha derinden sarstığını ve üzüntüye sevk ettiğini kaydeden Niyazi Ersoy, şöyle devam etti; "Bütün ilahi dinlere ve bizim de inancımıza göre bir insanı öldürmek, bütün insanlığı öldürmek gibi ağır bir günah ve vebal olup, masum insanları hedef alan saldırılar hangi değer ve kutsal adına, hangi amaçla işlenirse işlensin, dine ve insanlığın birlikte geliştirmeye çalıştığı ortak değerlere en açık ihanettir. Masum insanlara yönelik bu cinayetlerin dini, milli, felsefi ve insani hiç bir gerekçesi olamaz. Elem verici bu tür menfur saldırıların ülkemizin iç huzurunu olumsuz etkilemenin menfur bir unsuru haline geliyor olması, endişemizi ve üzüntümüzü bir kat daha arttırmaktadır. Büyük milletimizin tarihi boyunca elde ettiği şanlı zaferlerin, ortaya koyduğu kahramanlık destanlarının, kurduğu medeniyetlerin, dünyaya ışık olacak nitelikte geliştirdiği kültürlerin temelinde hiç şüphesiz fertleri arasında gerçekleştirdiği birlik ve kardeşlik ruhu yatmaktadır. Savaşta ve barışta, hep aynı ruh ayakta tutulmuş, birliğimizi bozan çeşitli olaylardan kaçınılmıştır. Allah'ın 'müminler ancak kardeştir' emrine gönülden bağlanmış olan atalarımız, bütün Müslümanları kardeş bilmiş ve aralarında hiçbir ayrım yapmamıştır. İşte asırlar boyunca milletimize hakim olan ruh, bu ruh olmuştur."

Birlikte kılınan namazlarda her rekatta okunan Fatiha suresinde 'ben' diye dua edilmediğini, 'biz' diye dua edildiğini dile getiren Ersoy, "Artık benden geçip bize yükselebilen, biz idrakinde bir toplum olmamıza ihtiyaç vardır. 'Öteki' kavramını sözlüğümüzden silip, yanı başımızdaki ve uzağımızdaki herkesi bizim bir parçamız olarak görmeye ihtiyaç vardır. Tekrar vurgulamak gerekir ki, bize emanet olarak verilmiş bir dünyayı fitne ve fesatla, isyan ve zorbalıkla yaşanılamaz hale getirmek sadece insanlığa karşı suç değil, aynı zamanda ilahi vahiyden ve rahmet elçisi bütün peygamberlerin getirdiği güzelliklerden de mahrum kalmaktır. Her vesileyle ifade ettiğimiz gibi, bu saldırıların arkasında hangi amaçlar olursa olsun, kim ya da kimler varsa unutmamalıdırlar ki, eninde sonunda bir masumun öldürülmesinin bütün insanlığın öldürülmesine denk olduğunu ilan eden Allah'ın şaşmaz adaleti karşısında hak ettikleri cezayı bulacaklardır" ifadelerini kullandı.

İHA
Yayın Tarihi : 25 Haziran 2010 Cuma 16:33:04
Güncelleme :25 Haziran 2010 Cuma 18:11:11


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?