Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy, İslam dininin, yeryüzünden ayrımcılığın kaldırılmasına büyük önem verdiğini vurgulayarak, "Biz hoşgörüden ve birlikte yaşamadan, farklı olduğumuzun farkına varmak ve farklılıkları abartmadan ve sorun etmeden bir arada yaşama isteğini ve bir diğerini o hali ile tanıyıp sevebilmeyi bilmeliyiz" dedi.
Akdeniz İlçe Müftülüğü tarafından Mersin'deki Romanlara yönelik 'Birlik, Beraberlik, Kardeşlik ve Dayanışma' toplantısı düzenlendi. Akdeniz İlçe Müftülüğü'nde düzenlenen toplantıya Kaymakam Bekir Atmaca, Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy, Akdeniz İlçe Müftüsü Bünyamin Akkoç, Akdeniz İlçe Emniyet Müdürü Hasan Güner, Romanlar Sosyal Kültürel Dayanışma Derneği Başkanı Cemal Moğoltekin ve çok sayıda davetli katıldı.
Mersin Polifonik Yetişkinler Korosu'nun mini konseri ile başlayan toplantı, Akdeniz Müftüsü Bünyamin Akkoç'un Kur'an-ı Kerim okuması ile devam etti. Ardından Umre ibadetini yerine getiren 10 Roman vatandaşı arasında yer alan Aysel Atmaca adlı kadının, kutsal topraklarda yaşadığı duygularını aktardığı konuşması, salondakilere duygulu anlar yaşattı. Atmaca'nın konuşması sırasında, toplantıya katılanların bir bölümü göz yaşlarını tutamayarak ağladı.
Toplantının açılışında konuşan Romanlar Sosyal Kültürel Dayanışma Derneği Başkanı Cemal Moğoltekin, böyle bir toplantının düzenlenmiş olmasının kendilerini mutlu ettiğini belirterek, "İlkleri başaran Mersin'deki Roman vatandaşlarımız, gerçekten bu birlik ve beraberlik konusunda bugüne kadar üzerine düşeni hep yerine getirmiştir. Dünyanın her yerinde Romanlar yaşıyor. Bizler duygusal insanlarız. Kimseye zararı olmayan, vatanını, milletini, bayrağını seven insanlar olduğumuzu, her platformda ispat etmişizdir. Son dönemde biz Romanlarla ilgili ön yargılar ortadan kalktı ve insanların sevgisi arttı. 2010 yılı Roman açılımı, bizleri daha üst seviyelere getireceğine inanıyoruz" dedi.
Mersin Müftüsü Niyazi Ersoy ise, her renkten çiçeğin bulunduğu bir bahçenin içerisinde yer alan Mersin'in, birçok kültüre ev sahipliği yaptığını söyledi. Romanlarla bugün burada bir arada olmanın kendilerini mutlu ettiğini dile getiren Ersoy, "İslam dininin hiçbir ırka üstünlük tanımaması, tek üstünlüğün 'takva' olduğu, yani Allah'a hakkıyla kul olup, ondan korkmakla olabileceği esasını bildirmesi, bu kardeşlerimize apayrı bir özellik kazandırmıştır. Peygamber Efendimizin bin 400 sene evvel irad ettiği veda hutbesinde, 'Ey insanlar; Rabbiniz birdir, babanız da birdir. Acem'in Araba, Arab'ın da Aceme üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvadadır' diyerek bütün insanların eşit yaratıldığını ifade etmiştir. Yüce dinimiz İslam, genelde insanlar arası olumlu ilişkilerin kurulmasına, yeryüzünden ayrımcılığın kaldırılmasına büyük önem verir. Biz hoşgörüden ve birlikte yaşamadan, farklı olduğumuzun farkına varmak ve farklılıkları abartmadan ve sorun etmeden bir arada yaşama isteğini ve bir diğerini o hali ile tanıyıp sevebilmeyi anlıyoruz. İlahi dinlerin özünde Yüce Yaradanı sevmek, onun eseri olan her şeyi sevmek vardır. Sevgi ve hoşgörünün sadece konuşulması yeterli olmaz. Bu değerler paylaşıldıkça, davranışlarımıza yansıdığı ve insanlığın ortak barışı için bir işbirliğine dönüştüğü takdirde anlam kazanır. Bize göre insanlar ve toplumlar arasındaki ilişkilerde de, farklılıklarımızın farkına vararak ve farklılıklarımızı zenginlik sayarak birbirimizi sevebilmeliyiz" diye konuştu.
Romanların, tarihte ayrı bir yeri, her milletten değişik bir yaşayış tarzları olduğunu ifade eden, adeta 'yeryüzü vatanım' dercesine dünyanın her köşesine dağıldıklarını belirten Ersoy, "Başta Avrupa ve Osmanlı olmak üzere pek çok milletlerin tarihlerinde yer almışlar, kendilerinden söz ettirmişlerdir. Bu kardeşlerimizin kendilerine göre dilleri, yaşayışları, adet ve ananeleri ile bedeni ve ruhi hususiyetleri bulunmaktadır. Sıfatlar ne olursa olsun, isimlerimiz ne şekilde anılırsa anılsın, renklerimiz, inançlarımız her ne olursa olsun, bizler hep birlikteyiz ve bir bütünüz. Bizler, birbirimize güveniyoruz, birbirimize gönül kapılarımızı açtık ve kendimize de karşımızdakine de samimi dille, gönül diliyle konuşuyoruz. Bizim ülkemiz, bizim topraklarımız, bizim medeniyetimiz, kaynağını ve ilhamını sevgiden alır, hoşgörüden alır. Bu topraklarda hoş görülmeyen yegane şey varsa o da hoşgörüsüzlüktür" şeklinde konuştu.
Akdeniz Kaymakamı Bekir Atmaca da konuşmasında, öncelikle insanın, 'insan' olduğu için değerli olduğunun altını çizerek, "Etnik kökeni, rengi, dini, inancı ne olursa olsun. hepimiz insan olduğumuz için değerliyiz. O nedenle herkese saygılıyız. Sayın Başbakanımızın başlatmış olduğu 'Roman açılımı' konusu, gerçekten çok önemli. Yıllardır bu ülkenin vatandaşı idi Roman vatandaşlarımız. Bu açılımdan sonra onlar da bu toplumda olması gereken yere, hak ettikleri yere geleceklerdir" dedi.
Akdeniz Müftülüğü'ndeki toplantı, Türk Tasavvuf Müziği konseri ile sona erdi.