22
Aralık
2024
Pazar
MERSİN

Stres hastalıklara davetiye çıkarıyor

Davranış Bilimleri Uzmanı Kunter Kurt, stresin etkisini bir yıkım şeklinde gösterdiğine dikkat çekerek, stres fırtınasına önlem alınmadığı takdirde insanlarda kalıcı ruhsal veya fiziksel hastalıklara neden olabileceğini söyledi.

Kurt, yaptığı açıklamada, stresten arındırılmış bir yaşamın söz konusu olamayacağını bildirdi. Stresin belli bir ölçüde "yaşamın zorlayıcısı" olarak gerekli olduğuna işaret eden Kurt, "Ancak duygusal ve fiziksel dünyamızın zaman zaman karşılaştığı zor durumun kalıcı olmaya başlaması halinde ciddi bir yıkım sürecine girilebilir" dedi.

Stresin, organizmanın tehlike içinde olduğu şartlar ve etkinlikler karşısında dengenin bozulduğunu ifade eden Kurt, "Stres, organizma üzerinde fizyolojik, biyokimyasal ve psikolojik tepkilere neden olmaktadır. Diğer anlamıyla stres, organizmanın dengesini bozan ya da bozabilecek etkenlerin tümüdür. Bu etkenlerden travmalar, aşırı sıcak ve soğuklar, gürültü ve çevre kirliliği, fiziksel, duygusal gerilimler, iç ve dış çatışmalar, psikolojik, çevre faktörleri ve kültürel değişimler sosyal etkenler olarak
karşımıza çıkıyor" diye konuştu.

Stresin uzun sürmesi ya da saldırının bedence savuşturulamaması durumunda bireyin değişik sorunlarla karşılaşmasının kaçınılmaz olduğunun altını da çizen Kurt, şöyle konuştu:
"Stres, sisteme giren ve sistemden çıkan madde, enerji ya da bilginin yetersizliği, aşırılığı ya da uyuşmazlığı durumunda dengenin bozulduğu ve yeniden uyum yapmasına yönelik işarettir. Dengedeki geçici bozulmalar sistemi harekete götürür. Hareket ve hareketsizlik bir denge halindedir. Stres yoksunluğu durağanlık, eylemsizlik, yok olma veya ölümdür. Kronik stres, bedensel, ruhsal, sosyal rahatsızlık ve hastalıklara yol açar. Olumlu stres düzeyi, hareketi, eylemi, motivasyonu sağlar."

Organizmanın strese karşı anlık tepkiler gösterdiğini de anımsatan Kurt, bu tepkilerden gözlenebilen tepkilerin kalbin hızlanması, el ayak soğuması, hızlı ve kesin soluklar, ellerin titremesi, kasların gerilmesi ve tuvalet ihtiyacı olarak şeklinde görüldüğünü söyledi. Kunter Kurt, gözlenemeyen tepkilerin duyu organlarının keskinleşmesi, adrenal bezleri kortizon artışı, troid hormonu artışı, seks hormonlarında azalma, endorfin salgılamasında artış, sindirim sisteminin yavaşlaması, kan şekerinin ve kolesterolünün artışı, kalp atışının hızlanması, oksijen alımında artış, terleme ve tüylerin kalkması şeklinde ortaya çıktığını, kronik stresin ise konsantrasyon bozukluğu, isteksizlik, uykusuzluk ya da aşırı uyku, aşırı hareketlilik, iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme, kanser ve ölüm gibi sonuçlarının görüldüğüne dikkat çekti.

Stresli bir durumla başa çıkmaya çalışırken kişinin kendisine olumsuz şeyler yerine olumlu ve mantıklı şeyler söylemesinin yararlı etkisinin yadsınamayacağını söyleyen Kurt, şunları kaydetti:
"Olaylar karşısında gösterilen olumsuz tutumlara, saldırganlık ya da kayıtsızlık, sıkıntı ve gerilim hali, sinirlilik, neşesizleşme, durgunlaşma, çökkünlük hali, dinlenmekle geçmeyen yorgunluk, unutkanlık, irritabilite, korkulu rüyalar, karamsarlık, kendini küçük görme, yalnızlık hissi, yersiz suçluluk hissetme, organik açıklaması olmayan belirtiler, uyku iştah bozukluğu, konuşma güçlükleri, uykuda diş gıcırdatma, konuşma, gürültü ve sese karşı duyarlılığı örnek gösterebiliriz."

 

iha
Yayın Tarihi : 18 Şubat 2008 Pazartesi 11:44:47


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?