Mersin Emniyet Müdür Vekili Süleyman Ekizer, günümüzde trafik kazalarının önemli sayıda can kaybıyla sonuçlandığını belirterek, "Bir otobüs devriliyor, 38-39 kişi ölüyor, 2 gün basında yer alıyor ve sonra herkes unutuyor. Bir toplumsal olayda 2 kişi ölse, memleket ayağa kalkıyor. Nedense, trafik kazlarındaki vahim sonuçlar insanlarımızı uyarmıyor" dedi.
Ekizer, katıldığı bir törende, trafik kazaları ve trafik polislerinin davranışlarıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin güvenlik sorunu tartışıldığı zaman, trafik kazalarının birinci sırada yer alması gerektiğini belirten Ekizer, Türkiye'de en çok can ve mal kaybına sebep olan, milli bağlarımıza zarar veren olayın trafik kazaları olduğunu söyledi.
Emniyet birimleri içerisinde bütün birimlerin temel görevinin can ve mal kaybını önlemek olduğunu hatırlatan Ekizer, "Bu görevde en büyük sorumluluk, trafik polislerine verilmiştir. Bu ülkede trafik kazalarında can kaybı benimsenmiştir. Bir otobüs devriliyor, 38-39 kişi ölüyor, 2 gün basında yer alıyor ve sonra herkes unutuyor. Normal, sıradan bir hadise gibi görünüyor. Bir toplumsal olayda 2 kişi ölse, memleket ayağa kalkıyor. Bunu hafife almıyoruz ama nedense trafik kazalarındaki vahim sonuçlar insanlarımızı uyarmıyor. Sanırım bu duyarlılığı yüreğinde hisseden, acısını düşünen ve bunlardan sonuçlar çıkarma gayreti içerisinde bulunan en duyarlı kesim de trafik polisleridir. Her biri o acıyı yaşıyor" diye konuştu.
Trafik cezaları kesilirken bazı insanların, trafik polisine karşı kendilerini çok güçlü biriymiş gibi gösterip, o polisi yerinden edebileceği yönünde söylemleri olduğunu vurgulayan Ekizer, trafik polislerinin bu tür söylemlere aldırmadan, yasaların öngördüğü şekilde görevlerini yapmaya devam etmeleri gerektiğini kaydetti. "Benim eşime özel arabasıyla, benim polisim 182 YTL radar uygulamasından ceza yazdı, hem de Mersin'de. Cezayı yazan polisi bile merak etmedim ve bundan hiç üzüntü duymadım" diyen Ekizer, kanunlar karşısında kimsenin ayrıcalıklı olmadığını söyledi.
"Nasıl hakim vicdani bir bağımsızlıkla görevini yapıyorsa, polisin de vicdanına güvenilmesi gerekir" diyen Ekizer, toplumda da, polislere bu güvenin oluşmasının, yine polislerin vicdani davranışlarına bağlı olduğunu belirtti.
Emniyet teşkilatında, bir kişinin yaptığı örnek olmayan ayıp bir hareketin, tüm emniyet teşkilatını tartışılır hale getirdiğine dikkat çeken Ekizer, "Emniyet teşkilatının ana caddeye bakan vitrini, trafik polislerine aittir. Trafik polisinin evire çevire bir adamı dövdüğünü veya küfürler savurduğunu algıladıkları zaman, o polisi o taşkın hale kimin getirildiği merak edilmez ve yazılmaz ama polis sövüyorsa, devlet sövüyordur. Devlet sövmez arkadaşlar. Siz bu tür davranışlarda bulunmayacaksınız. Gazetecilerin konu mankeni olmayacaksınız" şeklinde konuştu.
iha
Yayın Tarihi :
10 Şubat 2007 Cumartesi 13:34:40