Türk toplumu, 'aldatılmayı' asla affetmiyor. Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) Mersin Şubesi tarafından yapılan anketin sonuçlarına göre; toplumda her ilişkide aldatılmanın yaşanabileceği düşüncesi kabul görürken, toplumda aldatılmayı hak eden kadın veya erkek olduğu yönünde de bir görüşün hakim olduğu ortaya çıktı. Maddi durumu iyi olan erkeklerin, eşlerini aldattıklarında kendilerini affettirebilmek için pahalı hediyeler aldıkları belirtilirken, erkeklerin eşlerini daha çok
fiziksel, kadınların da daha çok düşünsel olarak aldattıkları belirlendi.
CİSED Mersin Şube Başkanı Yaşam Yanardağ Çelik, hayatta her şeyin bir sebebi olduğuna dikkat çekerek, bu noktadan hareketle aldatmanın da altında yatan belirli sebepler olduğunu, bunun da 3 kategoride ele alınabileceğini vurguladı. Bireyin kişilik bozukluğunu telafi etmek için eşini aldatabileceği gibi eşler arasındaki iletişim sorununun da eşlerin birbirini aldatmasına sebep olabileceğini kaydeden Çelik, bir diğer etkenin de kişinin aldatmayı öğrenmiş olması olarak öne çıktığını, bireyin kendi
ailesinden ya da çevresindeki ilişkilerden görüp aldatmayı öğrenme yoluyla kabul edebileceğinin altını çizdi.
Türk toplumu için dile getirmiş oldukları her 3 faktörün de geçerli olduğunu ifade eden Çelik, "Birlikte olunan partner çok önemli. Eğer o ilişki duygu sağlamıyor ve birtakım sorunların yanında cinsel problemler de yaşanıyor, ortada da bir uyumsuzluk varsa; kadın veya erkek hiç fark etmez, biri diğerinin beklentilerini doyuramıyorsa aldatma gerçekleşir. Bunun illa fiziksel olması da gerekmiyor. Bizim toplumumuzda erkekler genelde fiziksel olarak eşlerini aldatırken, kadınlar genel olarak düşünsel olarak
eşlerini aldatma eğilimine giriyorlar. Ama her ne olursa olsun ikisi de aynı anlama geliyor" dedi. Yapmış oldukları anketi en az lise mezunu 100 denek üzerinde gerçekleştirdikleri bilgisini de veren Çelik, ankete katılanları 30 yaş ve üzeri bir grubun oluşturduğunu, deneklerde evli ya da hayatlarına en az bir partner almış insanları tercih ettiklerini dile getirdi.
"KADINLAR DA EN AZ ERKEKLER KADAR EŞLERİNİ ALDATIYOR"
Ankette ortaya çıkan en önemli sonucun; Türk toplumunun 'aldatılmayı' asla affetmemesi olduğuna dikkat çeken Çelik, buna rağmen toplumun aldatmayı yok saymadığını, bugün gelinen noktada kadınların da en az erkekler kadar eşlerini aldattığını ileri sürdü. Aldatmanın, aynı zamanda da bir tercih olduğunu savunan Çelik, ankete katılanların yüzde 75'i eşlerin birbirini asla aldatmaması yönünde görüş beyan ederken, bu kadar net bir durum ortada olmasına karşın, anketin sonuçlarıyla gerçeklerin birbiriyle
çeliştiğine işaret etti. İnsanlar, birbirlerini aldatmamayı düşünmesine rağmen aldatma eğilimi içine girdiğini belirten Çelik, ankete katılanların yüzde 50'lik bir bölümünün her ilişkide aldatmanın olabileceğini düşünürken, eşinin kendisini aldatmayacağı yönünde bir inanç taşıdığının altını çizdi.
Yine ankete katılanların yüzde 33'ünün "Eşim beni aldatmaz" düşüncesi içinde olduğunu dile getiren Yaşam Yanardağ Çelik, "Erkek, ikinci bir eş değil de ikinci bir partneri hak olarak görüyor ve 'Erkekler bunu yapabilir' şeklinde bir düşünce taşıyor. Ancak aynı şeyi kadın yaptığında toplum bunu pek de hoş karşılamıyor ve birtakım kötü yakıştırmalar yapıyor. Burada da şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: 'Erkek, çapkın olabilir ve aldatması hoş karşılanıp affedilebilir. Ama kadının aldatması affedilemez.'
Kadının eşini aldatması, onun hayatında çok ağır sonuçlar doğurabildiği gibi yaşamını da doğrudan tehdit edebiliyor" diye konuştu. Her ne kadar ankete katılanların yüzde 50'sinin aldatılmanın asla affedilmeyeceği yönünde bir cevap verse de affetme durumunun o anki psikolojiye ve sosyo-ekonomik duruma göre değiştiğini anlatan Çelik, eğer kadının çocuğu var ve ekonomik özgürlüğü yoksa bu durumu sineye çekebildiğini söyledi. Ankette ortaya çıkan bir diğer ilginç sonucunsa toplumda aldatılmayı hak eden
kadın ve erkeklerin olduğuna yönelik bir inancın hakim olması olarak gösteren Çelik, aldatmanın da tek taraflı bir olay olmadığı gibi karşılıklı bir süreç olarak öne çıktığını, çiftlerin bu durumu birlikte doğurduğunu kaydetti.
"DURUMU İYİ OLAN ERKEK, EŞİNİ ALDATTIĞINDA ONA PIRLANTA ALIYOR"
Çelik, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bir erkek, eşini aldatıyorsa burada tek suçlu erkek midir? Hayır, tek suçlu erkek değildir ve kadının da bunda payı vardır. Olumsuz fiziksel değişiklikler, cinsel yaşamın olumsuzluğu, diyalog probleminin yanında ev içinde yaşanan birtakım sorunlar erkeği ya da kadını aldatmaya itebiliyor." Ankette yer alan 'Sizce aldatma affedildiğinde tekrar eder mi?' sorusuna katılanların yüzde 61'inin tekrar edebileceği yönünde cevap verdiğine işaret eden Çelik, genel olarak
bakıldığında bunun açıkça görülebileceğini dile getirdi. Ekonomik durumu iyi olan erkeklerin, eşlerini aldattıkları zaman onlara tek taş yüzük veya pırlanta hediye ettiklerini ya da maddi değeri yüksek bir hediye aldıkları yönünde bir genellemede bulunan Çelik, bireyin bu şekilde de aldatılmayı bir şekilde yok saydığını ve bu sebeple de aldatılma sürecinin tekrar ettiğini ifade etti.
Partnerini aldatan erkeğin, eşine pahalı bir hediye alarak bu sorunu çözmeye çalıştığını ancak bunun yanlış bir yaklaşım olduğunu savunan Çelik, aldatılma sorununun konuşularak çözülmesi yerine pahalı bir hediyeyle çözüme kavuşturulmak istenmesini de uzmanlar olarak doğru bulmadıklarını anlattı. Çelik, kadının kendisine sunulan pahalı hediyeyi almasının erkeğini affettiği anlamına gelmeyeceğini, sorunun çözüme kavuşturulamadığı gibi aldatma eğiliminin de tekrar edebileceğini, bunun patolojik bir durum
olduğunu da dile getirdi. Aldatılmanın, evliliklerin de bitmesine sebep olduğunu, ankete katılanların yüzde 56'sının da bu yönde yanıt verdiğini hatırlatan Yaşam Yanardağ Çelik, olumsuz fiziksel değişimlerin, ilgisizliğin ve yolunda gitmeyen bir cinsel yaşamın aldatma üzerinde etkisi olduğunu, eğer bir ilişkide doyum sağlanamıyorsa kadın ya da erkeğin farklı arayışlar içine de girebileceğini de sözlerine ekledi.