Mersin Valisi Hasan Güzeloğlu, doğru sözü söylemenin ve doğru işi, doğru zamanda yapmanın önemli olduğunu vurgulayarak, bilineni tekrarlamanın yerine istenileni yapabilmenin de kendisinin yönetim anlayışı olduğunu söyledi. Kent olarak belirlenen hedefe ulaşılmasında, kentin tüm dinamiklerinin bir olması ve aynı hedefe ve yine aynı tempoda birlikte koşması gerektiğinin altını çizen Güzeloğlu, bunun yapılması halinde Mersin'in ve kent geleceğinin daha güzel bir yere taşınabileceğine dikkat çekti.

Suphi Öner Öğretmenevi'nde düzenlenen toplantıda kentte görev yapan yerel ve yaygın basın kuruluş temsilcileriyle bir araya gelen Güzeloğlu, önümüzdeki dönemde Mersin'de nasıl bir çalışma sistemi ortaya koyacağını açıkladı, ne tür çalışmalarda bulunacağının da sinyallerini verdi. Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ünal, Merkez Mersin Gazeteciler Derneği (MMGD) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Akdağ, Anadolu Basın Birliği (ABB) Mersin Şube Başkanı Selman Özipek'in de hazır bulunduğu toplantıda konuşan Vali Güzeloğlu, 25 yıldan bu yana kamu görevini icra ettiğini hatırlatarak, bu noktada görev yaptığı kentlerde hizmet yarışı içine girerken en yakınında hep gazetecileri gördüğünü ve onların desteğini aldığını anlattı.

Basının üstlenmiş olduğu misyona dikkat çeken Güzeloğlu, “Mersin'deki görev sürem boyunca basın mensuplarını her zaman yanımda görmenin ve sizlerle birlikte çalışma arzusundayım. Bunu da içtenlikle vurgularken, altını da özellikle çizmek istiyorum. Basının bu anlamda rahat çalışması, bilgiye rahatlıkla ulaşabilmesi, doğru ve güvenilir haberi topluma aktarması başarılı bir kamu yönetiminin olmazsa olmazıdır. Bunun sağlanması da bizim sorumluluğumuzdur. Bu noktada tüm kamu kurum ve kuruluşların yöneticileri, birim amirleri ve çalışanlarının; gazetecilerin yapacağı her türlü çalışmada ve doğru habere en kısa sürede ulaşılabilmesi adına sizlerle yakın bir çalışma içinde yer alıp, gerekli kolaylığı sağlaması adına bizzat gerekli talimatı verdim” dedi.

“SAĞLIKLI BİR KAMU YÖNETİMİ İÇİN BASIN OLMAZSA OLMAZIMIZDIR”

Gazetecilerin gerek meslek örgütü düzeyinde, gerekse çalışma koşulları bağlamında Valilik olarak yapabilecekleri çalışmalar ve kendilerinden beklenen katkıların sunulabilmesi adına yardımcı ve yapıcı olmaya da hazır olduklarının altını çizen Hasan Güzeloğlu, bunun yanında sorun ve sıkıntıların aşılmasında da güç birliği içinde olunması halinde bu durumun en önemli kazancının Mersin'e geri döneceğinin bilinciyle hareket ettiklerini dile getirdi. Kurumsal anlamda beklentilerin karşılanmasının yanı sıra düşence, istek ve projelerin hayata geçirilmesinde Valilik olarak her zaman basının yanında olacaklarını ifade eden Güzeloğlu, sağlıklı bir kamu yönetimi ve sürdürülebilir bir yönetim biçimi için de bunun kaçınılmaz bir görev olduğunu kaydetti.

Halkın sorun ve sıkıntılarıyla birlikte istek ve beklentilerinin aktarılmasında olduğu gibi yapılan çalışmaların, beklentilerin karşılanmasındaki yaklaşımların kamuoyuna aktarılmasında tüm bunların da doğru ve güvenilir bir şekilde aktarılmasında basının önemli bir sorumluluk üstlendiğine dikkat çeken Güzeloğlu, bu anlamda basının vazgeçilmez ve önemli bir hizmet üstlendiğini vurguladı. Güne yerel gazeteleri okuyarak başladığını, bunu yaparken de kesilip önüne konulan kupürleri okumak yerine, gazetenin bütününü okumaya gayret gösterdiğini anlatan Güzeloğlu, bu yaparak kentin nabzını, toplumun gündemini de yakından takip etme fırsatı bulduğunu söyledi.

“MERSİN GÜÇLÜ, HEYECANLI VE BAŞARILI BİR BASIN CAMİASINA SAHİP”

Hasan Güzeloğlu, “Bir satır ya da bir sütun haberin gerisinde bir çaba, bir emek ve gayret var. Bunun sadece orada kalması hem ona haksızlık olur, hem de o haberin içeriğindeki beklentinin karşılanmaması adına yanlış olur. Mersin, bu açıdan şanslı bir kent. Güçlü, heyecanlı ve başarılı bir basın camiasına sahip. Çok tecrübeli ve meslekte uzun yılları geride bırakmış, emeğiyle öne çıkmış gazetecileri bünyesinde barındırırken, taptaze mesleğinin hemen başında ve büyüklerinin de tecrübesiyle birlikte çok güzel bir şekilde harmanlanmış genç ve heyecanlı kadroları da var. Televizyon, radyomuz, gazetelerimiz var. Ulusal basın yayın organlarına Mersin haberlerini başarıyla servis eden ajanslarımız da var. Bu büyük camia, aynı zamanda da kentin büyüklüğüyle de orantılı” diye konuştu.

Mersin'in, Türkiye açısından önemli olmasının yanında ülkenin kalkınma ve gelişiminde de belirleyici bir rol oynayabilecek potansiyele sahip olduğuna işaret eden Güzeloğlu, bazı kentlerin büyüklüğünün kendisi ve çevresiyle tanımlanmak zorunda olduğunu, Mersin'in bu açıdan ölçeğini sadece il sınırlarıyla değil, etkilediği çevresi ve ülke ölçeğiyle tanımlanması gereken bir kent olduğunun altını çizdi. Mersin'in gelişmesi ve kalkınmasının bu anlamda ele alındığında; sadece bir kent olarak değil, en azından bölge ölçeğini reel olarak etkileyen bir konumda ele alınıp, bu şekilde değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Güzeloğlu, Mersin'in söz konusu büyüklüğü hak eden ve bu derinliği içeren bir kent olduğunu söyledi.

“BEKLENTİ VE DEĞERLENDİRMELER HER DÜZEYDE EVRENSEL OLMALI”

İstatistiklere ve değerlere baktığınızda tüm bu gerçeklerin çok net bir şekilde ortaya çıkacağını savunan Vali Güzeloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü; “21. yüzyılda kıyasıya rekabetin, ülkeleri aşarak kentlere indiği bir yarışta; Mersin'i bu açıdan değerlendirmeli ve bu noktadan yola çıkarak kenti geleceğe hazırlamalıyız. Bunu yaparken de ölçekler sadece Mersin'i değil, Akdeniz kıyı çanağını kapsayan, etkileyen ve içeren bir şekilde ele alınmalı. Çerçeveyi doğru çizdiğimiz zaman; içeriğini hem tanımlamamız hem de doldurmamız daha kolay olacaktır. Kentteki turizmi konuşurken, bu sadece bizim Akdeniz sahil şeridindeki 300 kilometreyi aşkın deniz ve güneşe dayalı veya bunun alt başlıklarıyla ilişkilendirilen bir turizm olgusundan öte Akdeniz kıyı çanağındaki diğer ülke ve turizm merkezleri ölçeğinde neler yapılabileceği de ele alınmalı. Bir destinasyon olarak Mersin'i turizme ve geleceğe taşıyıp ve bunun planlamasını yaparken de konuyu bu şekilde ele alıp, yorumlamalıyız.”

Mersin Limanı ile ilgili olarak bir değerlendirme yapılırken de dünya ölçeğindeki limanların ve limana bağlı gelişmeler ışığında ele alınması gerektiğini vurgulayan Güzeloğlu, bunun sanayi ve hizmetler sektörü başta olmak üzere her alanda vazgeçilmez bir bakış açısı olması gerektiğini belirtti. Bugün artık beklentiler ve değerlendirmelerin, her düzeyde küresel ve evrensel olması gerektiğini ifade eden Güzeloğlu, gelişen ve kalkınan Türkiye'de Mersin'in önemli bir potansiyele ve derinliğe sahip olduğuna dikkat çekti. Güzeloğlu, üm göstergelerde ve değerlendirmelerde; eğitimden sağlığa, sosyal hizmetlerden kültüre, kamu yönetimi ve tüm birimlerin de buna göre kendisini yeniden tanımlaması, beklenti ve hedeflerini de bu doğrultuda oluşturmak zorunda olduğunun altını çizdi.

”DEĞİŞİM HİSSEDİLEBİLİR, ANLAŞILABİLİR VE ULAŞILABİLİR OLMALI”

Kamu yönetiminin aslında başarıyı ararken, insanına sunduğu hizmetleri ve onun hayatla ilgili beklentilerini de her zaman gündeminde tutması gerektiğini vurgulayan Güzeloğlu, “Bizim ne kadar doğru ve kendimizce başarılı olduğumuz önemli değil, nasıl algılandığımız, bunun nasıl yansıdığı ve nasıl anlaşıldığı önemli. Eğer değişimden bahsediyorsak; değişim hissedilebilir, anlaşılabilir ve ulaşılabilir olmalıdır. Tüm kamu yöneticilerimizin bu doğrultuda konuya bakmalı. Bu değişim, bu yönde başlamıştır. Alanda olmak, yaşanan hayatın akışı içinde bulunmak ve meseleleri yerinde görerek, sorunu yaşayanlarla birlikte çözüme doğru yol almak bizim olmazsa olmazımızdır. Bunu sıklıkla göreceksiniz. Temel ve öncelikli olması gereken alanlarda başlayarak bunu hissedeceksiniz” dedi.

Kent gündeminde ve kent insanının önceliğinde ne varsa o dilin konuşulmaması, yine söz konusu dille onlarla temas kurulmadığı zaman bunun dışında kalınacağını kaydeden Güzeloğlu, Mut ilçesindeki kaysının pazar fiyatının, yaylada üretilen sütün hangi fiyatla ve hangi pazara sunulacağı, bunun yanında narenci ve turunçgil ihracatının yanında bununla ilgili beklentilerin boyutunun bir bütünün küçük parçaları ve olmazsa olmazı olduğunu dile getirdi. Güzeloğlu, “Süreç, bunların hep olgunlaşacağı ve ileriye hep olumlu taşınacağı bir dönem olacaktır. Ve bizim çabamız da bu olacak. Söz konusu bakış açısı da basınla birlikte oluşacağı gibi yine basınla birlikte olgunlaşacak” diye konuştu.

“İSTİHDAMA VE İHRACATA DAYALI BİR BÜYÜMEYİ BENİMSİYORUZ”

Mersin'in her düzeyde en yüksek ilgiyi hak ettiğini, kentin Türkiye'nin temel konularında ve gelişim sürecinde katkı sunacak ve koyan kimliğiyle de bu yaklaşımın beklentisi içinde olduğuna işaret eden Hasan Güzeloğlu, kendilerinin de bunun sözcüsü olacakları gibi takipçisi ve ısrarla gerçekleştirici olabilme adına basınla birlikte çalışacaklarını anlattı. Bugüne kadar ortaya konulan güzel ve başarılı çalışmaların, bundan sonraki süreçte de daha anlamlı ve daha farklı açılımlar sağlayacaklarını, bunu yaparken de hep birlikte yapacaklarını kaydeden Güzeloğlu, tüm bunları da inanç ve çabayla yerine getireceklerini söyledi.

Mersin'de istihdama ve ihracata dayalı bir büyümenin yanında üretim stratejisinin hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Güzeloğlu, ekonomik kalkınma ve bununla birlikte üretim alanlarında her düzeyde; tarımda, sanayide ve hizmetler sektöründe buna bağlı tüm alt başlıklarda kenti, Türkiye ortalamasının üstüne taşımak istediklerini vurguladı. Doğru bir yönetim ve buna bağlı olarak doğru projelerin hayata geçirilmesi halinde uyumun sağlanmaması için hiçbir neden de kalmayacağını savunan Güzeloğlu, dünyada yazılmış bütün başarı öykülerinde gerekli olan ve yapılması gerekenlerin bilindiğini, ancak öykülerin bilinmesinin yanında bunu gerçekleştirdiğine dikkat çekti.

“DOĞRU SÖZÜ SÖYLEMEK VE DOĞRU İŞİ YAPMAK ZORUNDAYIZ”

Vali Güzeloğlu, konuşmasını da şöyle sürdürdü; “Hani derler ya; 'Gök kubbenin altında söylenmemiş söz yoktur' diye. Aslında sözü söylemek ve tekrar etmenin ötesinde doğru sözü söylemek ve doğru işi yine doğru zamanda yapmaktır. Biz artık bunu yapmak zorundayız. Ülke olarak da, kent olarak da. Bilineni tekrarlamanın ötesinde, istenileni yapmak benim yönetim anlayışımdır. Bunu bir bütün olarak da yapmak amacımdır. O bütün kentin kendisidir. Bir bütün olabilmek, beni 'biz' de yok edebilmek; biz olabilmenin anlamına varabilmek, bu toprakların bin yıllık geleneğinin, insan sevgisinin ve buna gönül verenlerin hepimize hem muştuladığı, hem de vurguladığı evrensel doğrulardır. Bir kent olarak hedeflere ulaşabilmek ve hatta varabilmek için de hep birlikte koşabilmenin amacındayız. Bu tempoda koşup, doğru hedeflere hep birlikte yol almanın beklentisi içindeyim. Eğer bunu yapabilirsek kentimizi ve geleceğimizi çok daha güzel bir yere taşıyacağız.”