Toros Devlet Hastanesi Üroloji Uzmanı Doktor Yüksel Burgutoğlu, Mersin'in Kazanlı Beldesi'nde bulunan Kromsan Fabrikası'nın Mersin ve Kazanlı'nın kalbine saplanmış bir bıçak olduğu iddiasını yineleyerek mücadeleden vazgeçmeyeceklerini söyledi.
Mersin Temiz Toplum Hareketi Derneği öncülüğünde oluşturulan, Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldırım ve çeşitli sivil toplum örgütü temsilcilerinin yer aldığı 'Kromsan Gerçeği Çalışma ve Eylem Komitesi' üyeleri, Kromsan Fabrikası tarafından hakkında 100 bin YTL'lik dava açılan Doktor Yüksek Burgutoğlu'na destek vermek ve çevre kirliliğine dikkat çekmek için Kazanlı Beldesi sahilinde toplantı düzenledi. Temiz Toplum Hareketi Derneği Başkanı Mustafa Müderrisoğlu, yaklaşık 150 kişinin katıldığı toplantıda, sivil toplum inisiyatifi oluşturmak üzere kurulan 62 kişilik komitenin aldığı kararları kamuoyuna açıkladı.
Kazanlı Belediye Başkanı Kenan Yıldırım da konuşmasında, Kromsan Fabrikası'nın tehlikeli katı atıklarını fabrika sahası içerisinde 'Tehlikeli Katı Atıklar Yönetmeliği'ne aykırı biçimde depo ettiğini ve bu atıkların dışarıya taştığını savundu. Bu atıkların tarım alanları ve konutlara da taşındığını belirten Yıldırım, "Yapmış olduğumuz araştırmalarda bu tehlikeli katı atıkların içerisinde krom+6 olduğu ve bu zehirli maddelerle insanların iç içe yaşadığı defalarca kanıtlandı. Ancak, Kromsan yetkilileri her ne hikmetse bu kanıtları hep iddia olarak niteledi" dedi. Hakim nezaretinde gelen bilirkişinin aldığı numunelerin bilim kurumlarında ortaya çıkarılan analiz sonuçlarını açıkladıklarını belirten Yıldırım, "Fabrika sahası içerisinde 1.5 milyon ton katı atık beklemektedir. Bu katı atıkların yüzde 4'ünü krom+6 içermektedir. Küçük bir hesap yapacak olursak içerisinde 60 milyon kilogram saf krom+6 mevcuttur. İskenderun Limanı'nda batan Ulla Gemisi'nin içinde bulunan krom+6 miktarı sadece 3 bin 80 gramdı. Bu bile Türkiye'yi ayağa kaldırmaya yetmişti. Bunun 20 milyon kat fazlası Kazanlı Belediyesi sınırları içerisinde bulunmakta. Bilim adamlarına göre bu miktar, dünyada yaşayan insan neslini yok etmeye yetecek kadardır" diye konuştu. Yıldırım, belediye meclisi kararıyla Kazanlı Beldesi'nde yeni bir sağlık taraması başlattıklarını da ifade ederek, "Mademki bu atıklar zararsızdı, neden lisanslı araçlarla fabrika içine geri taşıdılar? Neden iki üniteyi kapattılar? Neden iki bacalarını yıktılar? Neden fabrika sahası içerisinde bilinen 1.5 milyon ton katı atığı bohçalama yöntemi ile koruma altına almaya çalıştılar? Aslında yaptıkları her işte, bizim yaptığımız ve kendilerinin iddia olarak nitelendirdiği açıklamalarımızı yine kendileri kanıtlıyorlar" ifadelerini kullandı.
Konuşmasına, "Türkiye bizim, Kazanlı bizim, bu insanlar bizim insanlarımız" diyerek başlayan Doktor Yüksel Burgutoğlu ise, Kazanlı'da kurulmuş olan Kromsan Fabrikası'nın Mersin'in kalbine saplanan bir bıçak olduğu iddiasını yineledi. Bu iddiaları yüzünden mahkemeye verildiğini söyleyen Burgutoğlu, "Kazanlı'nın kalbine sokulmuş olan bu bıçağı biz, duyarlı Mersin ve Kazanlı halkıyla birlikte çekip alacağız. Kazanlı, Mersin ve Akdeniz'in kurtuluşu buna bağlıdır" dedi.
Kromsan yetkililerinin fabrikanın hiçbir tehlikesi olmadığını, kanserojen atıkları içermediğini savunduğunu söyleyen Burgutoğlu, "Bunlar kendi kendilerini yalanlıyor. Kromsan atıklarının içindeki krom+6, ulu orta buraya saçılmıştır. Kromsan'ın bir yetkilisi Kromsan Fabrikası'nın Kazanlı'ya verdiği 10 yıllık zararın faturasını ödemeye hazır olduklarını belirtiyor. 'Gerisine karışmayız' diyor. Ben 1974 yılında Mersin'e geldim. 1974 ile 1984 yılları arasında hastanede tespit ettiğimiz kanser vakalarının sayısı iki elin parmakları kadar bile değildi. Kromsan'ın faaliyete geçtiği 1984 yılından sonra Mersin'de kanser hastalığında bir patlama oldu" diye konuştu.
Hakkında açılan 100 bin YTL tutarındaki tazminat davasının Çarşamba günü başlayacağını da hatırlatan Burgutoğlu, "Varsayalım ki mahkum oldum. Benden alacakları tazminat 1984 ile 2006 yılları arasında kanserden ölmüş ve ölecek kardeşlerimizi geri getirecek mi? Getirecekse biz ona da hazırız. Hatta hayatımızı da vermeye hazırız. Ben bir Cumhuriyet doktoruyum. Devlet bireylerin sağlığını korumakla yükümlüdür. Nerde devlet? Nerde yönetim? Bir kişiye verilmiş zarar bile topluma verilmiş zarardır" dedi.