İstanbul ili Beşiktaş ilçesi, Kuruçeşme’de, Sultan Abdülaziz’in (1861–1876) kızı Nazime Sultan Yalısı yanındaki Naciye Sultan Yalısı ile birlikte XIX. yüzyılın ilk yarısında Hibetullah Hanım Sultan’a aitti. Daha önce Şah Sultan’a ait olan bu yalı biri büyük diğeri de küçük olmak üzere iki ayrı yapıdan meydana geliyordu. Bunlardan Ortaköy tarafındaki büyük olan yalı Enver Paşa ile evlenen Naciye Sultan’a, diğeri de Nazime Sultan’a verilmişti. Kaynaklarda Nazime Sultan’a yalının ne amaçla verildiği belirtilmemiştir. Bazı arşiv belgelerinde de 1900–1901 yıllarında onarıldığı yazılıdır.
Nazime Sultan Ali Halit Paşa ile 1889 yılında evlenmiştir. Yaşamıyla ilgili birbirleri ile çelişkili bilgiler bulunmaktadır. Bazı kaynaklara göre; 25 Kasım 1895’te ölmüş ve Sultan II. Mahmut türbesine gömülmüştür. Bazılarına göre de, Cünye’de (Beyrut) 1947’de ölmüş ve Şam’daki Sultan Selim haziresine gömülmüştür.
Nazime Sultan Yalısının Raimondo d’Aronco tarafından tasarlandığı iddia edilmişse de bununla ilgili kesin belgeye rastlanmamıştır. Yalı denize paralel uzun ve bol pencereli, önünde rıhtımı olan iki katlı bir yapı idi. XIX. yüzyılın sonlarına doğru sultan sarayları için uygulanan planlar uyarınca birbirlerine eşit büyüklükte harem ve selamlıktan meydana gelmişti. Yalının giriş bölümünün üst katı at nalı kemerli bir cephe görünümüne sahipti. Bu görünümü ile de Boğaziçi’ndeki sultan yalılarından ayrılmaktadır. Girişten sonra geniş merdivenlerle çıkılan salonlar siyah ve beyaz salonlar olarak isimlendirilmişti. Salonların çevresine odalar sıralanmıştır. Cephedeki çok sayıda pencereler özel bir konumdaki çerçeveler içerisine alınmış ve bunlar stilize bezemelerle hareketlendirilmiştir.
Çırağan Sarayı’nın yanmasından sonra bu yalı bir süre Meclis-i Mebusan binası olarak kullanılmış, hanedanın yurt dışına çıkarılmasından sonra satılmış, bir süre tütün deposu olarak kullanılmış ve sonra da yıkılmıştır.
Kenthaber Kültür Kurulu