Günümüzde Ura olarak tanınan Olba kenti, Diokaisareia (Uzuncaburç)’nın 4 km.doğusundaki bir tapınak kentidir. Romalılar yöreye egemen olduktan sonra İ.S. I. yüzyılın sonlarına doğru Zeus Tapınağı'nın bulunduğu yere özel önem vererek, burasını Olba'dan ayırıp Diakaiseria adıyla bağımsız bir site haline getirmişlerdir. Nitekim burada Zeus Tapınağı ile kent burcu dışında kalan bütün mimari yapılar, Roma dönemine aittir. Bizans döneminde de burası yerleşim yeri olarak kullanılmıştır.
Antik çağda etrafı surlarla çevrilmiş Olba üzerinde taş döşemeli bir yolla Kızkalesi'ne (Korykos) bağlı olan Diokaiseria tapınak ve diğer kalıntıları ile yörenin en önemli yapılarındandır. Bugün de kalıntıları bulunmaktadır. Bu tapınakta saygı gören tanrı Zeus çeşitlemesi, Olbios (Olbalı) diye anılıyor, dolayısı ile tapınak Xeus Olbois Tapınağı olarak biliniyordu. Asıl olba kenti sönükleştikten sonra, tapınağın bulunduğu yerdeki Prakana, Diokaisareia’nın Olba diye anılması büyük olasılıkla bundan kaynaklanmaktadır.
Rahip hanedanlık sülalesi Teukridler yöreyi İ. Ö.III. ve II. yüzyılda yönetmişler ve Eliaiussa ve Korykos antik kentleri civarında da denizle bağlantı oluşturmuşlardır. İ. Ö. II. yüzyıldan itibaren zaman zaman tiranlar tarafından sıkışırılan Teukrid hanedanlığı M. Antonius ve Augustus dönemlerinde de hükmünü sürdürmüştür. Zeus tapınağı, kule ve piramidal mezar buradaki Hellenistik dönem yapılarıdır.
Olba antik kentinden günümüze kadar gelebilmiş kalıntılar arsında çeşme binası, su kemeri, evler, tiyatro ve nekropol bulunmaktadır. Buradaki en önemli yapıtlardan biri olan çeşme binası Septimus Severus (İ.S. 193 - 211) zamanında yaptırılmıştır. Lamus Deresi'nden alınan su kanal, tünel ve akuadüklerle bu çeşmeye akıtılıyordu. Çeşmenin yanında bulunan tiyatro binasından bazı oturma basamakları ile sahnenin bir bölümü günümüze gelebilmiştir. Ayrıca oldukça geniş olan nekropol sahasında kaya mezarları ve lahitler görülebilir.
Diğer bir önemli eser ise nekropolün bulunduğu vadi üzerine kurulmuş, 150 m uzunluğunda, 25 m yüksekliğinde dört kemerli akuadüktür. Bu su kemerinin korunması ve çevrenin gözetlenmesi için kuleler inşa edilmiş olması yapının önemini göstermektedir. Antik çeşme ile aynı dönemde yapılmış olan su kemeri, Bizans İmparatoru II. Justin yönetimi sırasında, 566 yılında onarım görmüştür.
Gazi Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Emel Erten başkanlığında bir ekip tarafından Olba’da bu yıl araştırmalar, 1 Temmuz – 20 Temmuz 2008 tarihleri arasında yapılmıştır.
Arkeologların çalışmalarının yanı sıra Olba ve çevresinde jeolog bilim adamları da ekip üyeleri olarak kendi alanlarında yayın için araştırmalarını sürdürmektedir. Olba 2008 yılında Ankara’da yapılan Kültür ve Turizm Bakanlığı 26. Uluslararası Kazı, Araştırma ve Arkeometri Sempozyumu’nda bir arkeoloji iki de jeoloji alanındaki bilimsel sunumla temsil edildi.
TC Kültür Bakanlığı izni ile yapılacak Olba Arkeolojik Yüzey Araştırması’na başkan Doç. Dr. Emel Erten ile birlikte Mersin Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Latince Okutmanı Murat Özyıldırım (ma), Arkeologlar Derneği Mersin Şubesi Başkanı Tuna Akçay (ma), Sanat Tarihçi Yard. Doç. Dr. Sibel Ünalan, Hacettepe Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Candan Gökçeoğlu, Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Yard. Dr. Kıvanç Zorlu ile Kültür ve Turizm Bakanlığı temsilcisi olarak Cenap Işık katılmıştır.