Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu yeni bir krize sahne oldu. Komisyona çağrılan Hakkári Belediye Başkanı Metin Tekçe’nin, "PKK terör örgütü değildir" dediği ortaya çıkınca, Ankara Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlatıp, tutanakları, ’PKK’yı övme suçu’ işlendiği gerekçesiyle Şemdinli Komisyonu’ndan istedi.
Şemdinli Olaylarını Araştırma Komisyonu’nun gizli oturumunda, üyelerin sorularını cevaplayan, Hakkári Belediye Başkanı Metin Tekçe’nin konuşmas şok etkisi yarattı. Tekçe’nin "PKK terör örgütü değildir" ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’ya yönelik "Kürtlüğü benim için beş para etmez" sözleri nedeniyle Ankara Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Tekçe’nin bazı gazetelerde özeti yer alan bu değerlendirmeleri tutanaklara şöyle yansıdı:
İNSANLARIN HAKKINI DİLE GETİRİYOR
Metin Kaşıkoğlu: Halklar, dediniz, savaş dediniz, size çok somut bir şey sormak istiyorum. PKK sizce terör örgütü müdür, yoksa hakkını arayan meşru bir kuvvet midir?
Metin Tekçe: Yani, benim sonuçta, yapmış olduğumuz, raporumda iletmiştim. Hakkári’yi biraz daha tarihi boyutlarıyla ele alışımın, ekonomik ve sağlık boyutlarında örnekler verişimin sebeplerinden birisi budur.
Metin Kaşıkoğlu: Bu çok zor bir soru mu sizce? Sayın Başkan, net bir cevap verin. PKK bir terör örgütüdür veya değildir. Terör örgütü değilse sizce nedir? Çok kısa ve net.
Metin Tekçe: Bana göre, geçmişte çıkışı ne olursa olsun, ama şu anda, Kürtlerin temel alanda bazı düşünceleri de ifade eden ya da ben kendi açımdan söyleyeyim, benim şu anda siyaset yürütmüş olduğum siyasi partinin düşüncesinin demokratik zeminde, Kürt sorununun çözümünde, barışçıl bir ortamın yakalanmasına dönük söylemlerde, eğer bir ortaklaşma veya bir yerde buluşuyor ise yani bana göre, o insanların belirli haklarını da dile getiren bir örgüttür diyorum.
Metin Kaşıkoğlu: PKK terör örgütü müdür, değil midir?
Metin Tekçe: Değildir bana göre.
Enver Yılmaz: Avrupa’da da, başta Almanya olmak üzere PKK’yı muhtemelen yakın zamanda da ABD, PKK’yı yıllarca terör örgütü ilan etti ve ilan ediyor. Sizin, başta Türkiye Cumhuriyeti Devleti olmak üzere diğer Avrupa ülkeleri ve Amerika’dan farklı bilgileriniz var mı ki, ’PKK terör örgütü değildir’ tanımını yapıyorsunuz?
Metin Tekçe: Hayır, yani sonuçta, benim bu soruya cevap vermek istemezdim. Yani eğer siz sadece iki seçenek önüme bırakırsanız ve ikisinden birini tercih etmemi istiyorsanız ben tabii ki öyle ifade ettim.
Musa Sıvacıoğlu: Peki PKK hiçbir şey yapmıyor mu? Bombalama, adam kaçırma, haraca bağlama, uyuşturucu kaçakçılığı gibi böyle şeyler yapmıyor mu?
Metin Tekçe: Bunu ben bilmem. Ben PKK’nın bir üyesi değilimdir. Ben sonuçta yani bütün şiddet uygulamalarına karşıyım. Kim yapıyorsa buna karşıyım. Yapıyor, yapmıyor ben bilmem.
DEVLETİN BELLİ GÜÇLERİ YAPTI
Şükrü Önder: Yani daha önceki olayları da devletin belli güçlerinin yaptığını mı ima ediyorsun?
Metin Tekçe: Evet!
Şükrü Önder: Bunu ispatlayabilir misin?
Metin Tekçe: Hayır.
Şükrü Önder: Yorumla mı konuşuyorsun?
Metin Tekçe: Oradan çıkan bilgi ve belgeler, basına yansıyan bilgi ve belgelere baktığımızda, bunu tahlil etme boyutlarıyla söyleyebilirim. Belki yorumdur.
1984’TEN 1999’A SAVAŞ
Musa Sıvacıoğlu: Savaş dönemi derken neyi kastediyorsunuz?
Metin Tekçe: 1984’ten 1999 yılına kadarki dönem, bana göre Türkiye’de bir savaş dönemi.
İbrahim Özdoğan: Teröre ’savaş’ diyor.
Metin Tekçe: Bu benim görüşümdür ama.
Musa Sıvacıoğlu: Savaş deyince ayrı iki tane güç olur. Silahlı güçler olur, onlar da savaşır. Yani terörü mü kastetmiş oluyorsunuz?
Metin Tekçe: Eğer karşılıklı bir çatışma yaşanmışsa ben buna savaş derim.
Musa Sıvacıoğlu: Savaşta iki taraf olur, taraflar kim?
Metin Tekçe: Bu ortadadır. Yani bu dönen içinde, sonuçta Silahlı Kuvvetler olsun, güvenlik kuvvetlerimizle dağda faaliyet yürüten, çatışmalara giren ve birlikte birbirlerini öldürmüş olan bir PKK gerçekliği vardır, bunlar arasındaki çatışma olarak geçer.
MASKELİLER EVLERİ BASTI
Metin Tekçe: Bombalama olaylarıyla Hakkári’de gözle görülür bir uygulama, arama noktaları, panzerlerin sokaklardan geçtiği, sirenlerin, marşların çalındığı mahallelerde, ev baskınlarında maskeli insanların gidip kapıları kırdığı döneme girildi.
Musa Sıvacıoğlu: Ne marşı?
Metin Tekçe: Mehter Marşı, farklı marşlar, sirenler. Bunu Hakkári Valisi’ne söyledim; ’Ben duymuyorum’ dedi.
Türklüğümle gurur duymam Türk değil Türkiyeliyim
Metin Tekçe: Daha önce de söyledim, şimdi de söylüyorum. Ben Türkiyeliyim, gurur duyuyorum. Ama Türklüğümle değil. Çünkü ben Türk değilim. Kürt’üm. Lazı var, Rum’u var. Bakın onlar sonuçta Türkiye halkıdır, Türkiye halklarıdır. Türkiye’yi oluşturan halklardır. Bunların oluşturduğu bir üst de, bana göre, Türkiye olmalıdır. Ve ben Türkiye olmakla gurur duyuyorum.
Metin Kaşıkoğlu: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla mı gurur duyuyorsun?
Metin Tekçe: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile Türkiyeliyim bana göre aynıdır. Ama bakın Türklük değil. Çünkü ben Türk değilim.
İçişleri Bakanı Kürt ise Kürtlüğü beş para etmez
Metin Tekçe: Müthiş bir hakaret ve böyle müdahale etmeye dönük adımlar oldu. ’Ne oluyor size’ falan. Aynen kurdukları cümle şu oldu: ’Sizin İçişleri Bakanınız gidecek!’ Bakın aynen geçmesini de istiyorum tutanaklara; ’Sizin İçişleri Bakanınız gidecek, siz Belediye başkanlarıyla ondan sonra hesaplaşacağız’ dediler bize. İşte yani buradaki temel düşünce şu, İçişleri Bakanı Kürt olarak. İşte, biz de Kürt’üz ya.
Musa Sıvacıoğlu: Kim söyledi, tanıdığınız yok mu?
Metin Tekçe: Polisler. Oradaki temel görüş zaten oydu, hakimdi. İçişleri Bakanı’nı bile, sanki beni Kürt olarak görerek, işte İçişleri Bakanı. Belediye başkanları. Benim bakışım o değildir. İçişleri Bakanı benim için hiçbir şekilde, Kürtlüğü, Kürt ise bile, Kürtlüğü benim için beş para etmez. Ben bunu açıkça söyleyeyim. İnsan olması benim için önemlidir. Ama genel bakışı ortaya koyuyorum ben.
.
Yayın Tarihi :
16 Mart 2006 Perşembe 11:25:37