İstanbul’da Unkapanı ile Azapkapı arasında 1836’da yapılan Hayratiye köprüsünden sonra Karaköy ile Eminönü arasında 1845’de ahşap malzeme ile dubalar üzerinde bir köprü daha yapılmıştır. Cisr-i Cedid isimli bu köprünün uzunluğunun yaklaşık 500 m. olduğu sanılmaktadır.
Köprü 1853 yılında yenilenmiştir. Kaptan-ı Derya Ateş Mehmet Paşa tarafından yaptırılan köprünün malzemesi yine ahşaptı ve köprüyü 96 duba taşıyordu. Bu dubalar çıpa ve zincirlerle birbirine bağlanmış ve demirlenmişti. Köprünün uzunluğu 504 m. genişliği de 14.00 m. idi. Deniz seviyesinden 5.00 m. yüksekliğinde küçük tonajlı gemilerin geçebilmesi için de altında gözler bulunuyordu. Bu köprünün maketi 20 Şubat 1863’de Paris’te açılan Sergi-i Umumi-i Osmani’de sergilenmiştir.
1860’lı yıllarda bu yeni köprünün de yenilenmesi gündeme gelmiş, bu kez tersane olanakları dışında ahşaptan olmayan demir bir köprü gündeme gelmiştir. Bunun için yabancı şirketler devreye girmiş, 24 Eylül 1869’da “Forges et Chantiers de la Mediteranee” isimli Fransız şirketi ile anlaşma imzalanmıştır. Bu sırada İngiliz “Georges Wells” şirketi de aynı yerde köprü yapmak üzere teklif getirmiştir.
Bu arada köprünün birkaç kez yer değiştirmesi söz konusu olmuş, bu arada Azapkapı’ya kaydırılması da düşünülmüştür.
XIX.yüzyıl sonunda tramvayların kent ulaşımında etkinlik kazanması ile eski köprünün yıprandığı ve bu ağırlığı kaldıramayacağı düşünülmüş, bu arada yabancı şirketler de teklifler getirmiştir. Alman “Man Şirketi” ile l907’de anlaşma yapılmışsa da II.Meşrutiyetin ilanı ile bu mukavele geçersiz kalmıştır. Bunun ardından aynı firma ile 14 Ekim l909’da ikinci bir mukavele yapılarak işe başlanmıştır. Tramvay hattıyla birlikte 237.000 altın liraya çıkan köprünün yerine yerleştirilmesi ile eski köprünün sökülmesi işlemi birlikte yürütülmüştür.
Çağın ileri bir teknolojisi ile yapılan köprünün 27 Nisan 1912’de açılışı yapılmıştır.
Köprü 466.6 m. uzunluğunda ve 25 m. genişliğinde olup derinliği ortalama 3.00 m.dir. Köprüyü 28 duba taşımaktadır. Köprünün altındaki bekleme salonları ve dükkanlarının cepheleri, iç bölümleri değiştirilmiştir. Ayrıca köprü dubaları arasındaki açıklığın dar oluşunun Haliç’in kirlenmesine neden olduğu da ileri sürülmüştür. Bu nedenle 1980’li yıllarda köprünün yerine kazıklar üzerine oturan yeni bir köprü yapılması gündeme gelmiştir. Yapımını “STFA-THYSSEN” Konsorsiyumu’nun üstlendiği ve Karayollarının denetiminde sürdürülen çalışmalar devam ederken de eski köprü 16 Mayıs 1992’de yanmıştır. Böylece yapım çalışmaları 47.000.000 dolara keşif bedeli, daha sonra 59.000.000 dolara yükselmiştir. Bundan sonra 12 Haziran l992’de köprü ulaşıma açılmıştır. Köprü 80 m. boyunda 2.00 m. çapında 114 kazık üzerine oturtulmuş ve 80.m.lik genişliği ile de dünyanın en geniş ikinci köprülerinden biri olmuştur.
Kenthaber Kültür Kurulu