Rusya’dan 1880 de gelen Musevi Göçmenler ibadetlerini Sirkeci’de Çorapçı Han’da yapıyorlardı. Müstakil bir yer arayışına giren cemaat Sirkeci Garı arkasında Orhaniye Caddesinde 3 katlı bir binayı kiraladılar ve Talmud Tora denilen dini vecibelerin öğretildiği bir okul kurdular. Çorapçı Han’daki sinagog küçük gelmeye başlayınca cemaat bu binayı özel günlerde kullanmaya başladı. Daha sonra Avram Geron adına kayıtlı olan bina satın alınırsa da tapuda işlem yapılmaz. Resmi açılış, İstanbul’un işgali günlerine rastlamıştır. Sirkeci Musevi Cemaatini temsil eden Dr.Jak ve Dr.Robert Behar açılış davetiyesini Sirkeci Polis Merkezi Komiseri Tahsin Bey’e götürürler. Açılışa gelen Tahsin Bey Sinagog’un her tarafının Türk bayrakları ile donatıldığını görünce çok duygulanır ve Hahambaşı Becerano’ya şöyle söyler:
"Vatanımın geçirdiği bu vahim günlerde sadık Musevi unsurunun vatanpervane tezahüratı bizi çok teselli eder,gerek hükümetim adına gerek şahsım namına en hararetli teşekkürlerimi sunmağa söz bulamıyorum."
1930 ve 40'lı yıllarda geniş bir cemaati ve özel Hazzan korosu olan bu Sinagogda Bar Mitzva törenleri ve düğünler yapılırdı. Bu yılların sonlarına doğdu burada ikamet eden Museviler Galata ve Beyoğlu’na taşınmaya başladılar ve 1950'li yıllara gelince eski görkemli günleri çok gerilerde kalmıştı, hatta Roş Aşena ve Kipur Bayramlarında uzak semtlerdeki ailelerin buraya gelebilmesi için otobüs servisleri bile temin edilmişti.
Sinagog’un Ehal’i dikdörtgen mermer bir söve ile çevrili olup üst kısmında aynı mermerden bir levha bulunmaktadır. Sefer Tora’ların bulundugu dolap bir örtü ile örtülüdür İki yanında ise "Menora" denilen haftanın yedi gününü temsil eden yedi kollu şamdanlar bulunmaktadır.
1987 yılında arsanın 3/2 sinin sahibi olan cemaat ile Vakıflar Genel Müdürlüğü arasında çıkan dava sonunda arsa Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilir.
Kenthaber Kültür Kurulu