Adana Yüreğir Turunçgil Yetiştiricileri Birliği Başkanı Uğur Paksoy, Türk halkının meyve yemeyi sevmeyen bir toplum olduğunu söyledi. Paksoy, "Esas problem Türkiye'de turunçgilde tüketimin teşvik edilememesi, Fındık Grubu gibi reklam fonu temin etmemiz lazım" dedi.
Mersin'de "Akdeniz Bölgesi'nde Turunçgil Tarımı ve Turunçgilin İnsan Sağlığındaki Önemi" konulu konferans düzenlendi. Konferansta turunçgilin özellikle C vitamini açısından insan sağılığı için önemi anlatıldı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nda verilen konferansa ilgi yoğun oldu. AKP Mersin milletvekillerinin de katıldığı konferansta, açılış konuşmaları bölümünde konuşan Adana Yüreğir Turunçgil Yetiştiricileri Birliği Başkanı Uğur Paksoy, turunçgil yetiştiricilerinin imkanlarının son derece kısıtlı olduğunu belirterek, yetiştiricilerin tamamen kendi finansmanlarıyla ilerlemeye çalıştıklarını söyledi. Kaliteli üretimle, ihracatta kaliteyi yakaladıklarını belirten Paksoy, Euro Gap kalite belgeli pek çok kurumun üretim yaptığını hatırlattı. Türkiye'de ve dünyada esas sorunun pazarlama olduğuna dikkat çeken Paksoy, "Esas problem Türkiye'de iç tüketimin teşvik edilmemesi. Türkler olarak meyve yemeyi sevmiyoruz. İç tüketimi bir şekilde artırmamız lazım. Fındık Gurubu gibi reklam fonu temin etmeliyiz" diye konuştu. Üretici ve tüketicinin direkt olarak biraraya gelememesinin ve ürünün halden geçmesinin satış fiyatlarını, ürünün maliyet fiyatının 10 katına kadar yükselttiğini ifade eden Paksoy, "Tüketiciye ürün ulaştığı zaman muazzam bir kar marjı ile satılıyor" ifadesini kullandı. Mersin Ziraat Odası Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi İbrahim Erkal ise, üreticinin tarihte görülmemiş bir sıkıntı içinde olduğunu kaydetti. Erkal, "Yeni sezonda bahçe bakımı yapılamayacağı için kalitede düşüş olacak" dedi. Konferansta ilk sunumu yapan Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Endokrinoloji Metabolizma Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Sezer, yapılan çalışmalarda turunçgillerin başta kanser olmak üzere parkinson, alzheimer, böbrek ve safra kesesi hastalıklarında koruyucu ve tedavi edici özelliklere sahip olduğunun bilimsel olarak kanıtlandığını söyledi. "Bu yüzden her insanın uyması gereken sağlıklı beslenme kriterleri içerisinde turunçgiller çok önemli bir yer tutuyor" diyen Sezer, C vitamini açısından çok zengin, folik asit içeren, kolestrol içermeyen turunçgillerin her sağlıklı kişinin kullanması gereken meyve türü olduğunu belirtti.
MEÜ Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kaya ise, "Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi için C vitamini başta olmak üzere anti-oksidanlar gereklidir. Bu noktada vitaminler ortaya çıkıyor. Bunlarda turunçgillerde bol miktarda var. Ve bu vitaminler günlük depo edilebilen vitaminler değil, aksine günlük alınması gereken vitaminler. Fazla bile alınsa sorun yaratmıyor. Her gün kesinlikle belli bir miktarda alınmalı. Türk toplumunda genelde dengeli beslenmenin yaygın olduğu söylenemez. Proteinler, yağlar, karbonhidratlar hepsi bir miktar bulunmak zorunda, ancak bunların vücutta işlenebilmesi için vitaminlere ihtiyaç var. Vücutta vitamin eksikliği varsa diğer gıdaların da olumlu şekilde kullanılması mümkün değil. Bu nedenle günlük mutlaka C vitamini almak gerekiyor, bu da bol miktarda turunçgillerde var" şeklinde konuştu.
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Ağar da, Türkiye'de turunçgil üretiminin 2.5 milyon ton civarında olduğunu, bunun 1 milyon tonunun ihraç edildiğini ifade etti. Kalan 1.5 tonun turunçgil tüketebilecek yaklaşık 35 milyon insana bölündüğünde, günde 1 portakal veya greyfurt ettiğini dile getiren Ağar, "Ancak maalesef ülkemizde gazlı içecekleri veya başka besinleri turunçgil ürünlerine tercih ediyoruz. Narenciye tüketiminin olumlu etkilerinin halka daha çok anlatılması gerekiyor" diye konuştu.