Beyoğlu Kuledibi'nde Büyük Hendek Caddezi üzerindedir. İstanbul’un en büyük sinagogu olan bu binanın adı "Barış Vahası" anlamındadır.
Bir iddiaya göre XV.yüzyılda Seferadlar tarafından yapılmış olan Aragon Sinagogu yıkılmış ve yerine Birinci Kız Musevi İlkokulu yapılmıştır. Bu Okulun spor salonunun 1937'de gerekli izinler alınmadan Sinagoga dönüştürülmesi birtakım olaylara neden olmuştur. Cemaat Başkanı Marsel Franko İbadethaneyi Roş Aşena bayramına (Musevilerin Yeni Yıl kutlaması) yetiştirmek için Milli Eğitim Müdürlüğünden gerekli izinleri almadan inşaatı tamamlamış, fakat izinsiz yapıda yapılan değişiklik üzerine Milli Eğitim Müdürlüğü durumu Başbakanlığa iletir ve cemaata okulun tekrar eski haline getirilmesi için İstanbul Valiliğince iki yıllık bir süre tanınır. Bunun üzerine de Marcel Franko görevinden istifa eder. Okul olarak kullanılan ana bina tekrar eski durumuna getirilir ve içeriye Lakerdacı Sokağından giriş verilir. Binanın tören salonunda bir gardrop "Ehal" e dönüştürülür. İbadet günleri de Şişhanedeki Sarı Madam’ın kahvesinden getirtilen iskemlelerle salon kullanılmaya başladı. Bir müddet sonra Beyoğlu’ndaki Musevi nüfusun artması ve çevredeki Sinagogların bu artan nüfusun ihtiyacını karşılayamadığı gerekçesiyle bu sefer muntazam bir program düzenlenir. Bir inşaat komitesi kurulur, devrin ünlü İtalyan Mimarı Denari’ye proje hazırlattırılır fakat bu sırada Teknik Üniversite mezunu iki Musevi genci olan Elio Ventura ile Bernard Motola kendileri de altı aylık titiz bir çalışma sonucunda bir proje hazırlayıp Komiteye sunarlar ve onların projeleri kabul edilir. Gerekli izinler alındıktan sonra 1949'da inşaata başlanırsa da bir yıl sonra para sıkıntısı yüzünden durma noktasına gelinir. Bunun üzerine komisyon üyelerinin borç verdiği 50 000 Tl. gibi devrinde büyük bir meblağ olan para ile inşaat tamamlanır ve toplam maliyeti 300 000Tl.yi bulur. Böylece 25 Mart 1951 Pazar günü büyük bir tören ile Hazzan İzak Maçaro’nun "Baruh Aba" duasıyla Sinagog ibadete açılır.
Sinagog’a o sıralarda Büyük Hendek Caddesindeki dar bir aralıktan girilip çıkılabiliyordu. 1952'de ön tarafındaki binalar satın alındı ve cephe sokağa açıldı. Bu tarihten sonra Hahambaşıların İs’ad törenleri, İstanbul’un en büyük Sinagogu olarak kabul edilen bu ibadethanede yapıldı. 6 Eylül 1986 Cumartesi Sabah ayininde bir grup terörest tarafından saldırıya uğrayan Sinagogda 23 kişi hayatını kaybetti. Onarım için kapatılan Neve Şalom 20 Mayıs 1987'de tekrar ibadete açıldı. 1 Mart 1992'de iki teröristin tekrar bombalı saldırısına maruz kalındı ise de bu kez can kaybı olmadan suçlular yakalandı. Neve Şalom’a en büyük saldırı ise 15 Kasım 2003 tarihinde "Bar-Mitzva" töreni sırasında yapıldı ve büyük bir faciaya dönüştü.
Neve Şalom’un dış cephesi muntazam mermer kaplamalıdır. Buradaki ortada büyük iki yanlarda ise ise küçük iki kapıdan dikdörtgen şeklinde bir giriş bölümüne,ağır ahşap kapılarla da esas ibadet mekanına geçilir. Üç basamakla çıkılan Ehal tam karşıdadır. Ehal ile Giriş kapısı arasındaki mekan sıralar halinde sabit oturma koltukları ile doldurulmuştur. Orta mekanı örten ve 8 tonluk kristal bir avizeyi taşıyan büyük ve görkemli kubbe’nin statik hesapları Badin’e yaptırılmıştır. Kartonpiyerlerini ise Garbis Usta hazırlamıştır. Duvarların üst kısmındaki pencerelerin vitrayları Güzel Sanatlar Akademisinde çizilmiş,özel camları da İngiltere’den getirtilmiştir. Hava akımını sağlamak için biri açık diğeri sağır yapılmıştır. Balkon’daki amfi şeklindeki düzenlenmiş kadınlar mahfeline dikdörtgen şeklindeki giriş bölümündeki merdivenlerden çıkılır.
Kenthaber Kültür Kurulu