İstanbul ili Eminönü ilçesi, Hobyar Mahallesi’nde, 4.Vakıf Han’ın karşısında bulunan Sultan I.Abdülhamid Türbesi, Sultan I.Abdülhamid (1774–1789) tarafından 1776–1777 yılında yaptırdığı imaretin bir bölümünü oluşturmaktadır. Sultan I. Abdülhamid burada bir cami yaptırmak istemiş ancak, Yeni Cami gibi şehrin en kalabalık semtinde bulunan bu büyük mabedin yanına bir imaret yapılmasının daha hayırlı olacağını düşünmüş ve bu imareti yaptırmıştır. Bu imaretin yanına medrese, sebil, çeşme, kütüphane eklemiştir. İmaretin Bina eminliğini Mustafa Ağa, mimarlığını da Beylerbeyi Camisi’ni yapan Mehmet Tahir Ağa yapmıştır. Meşrutiyetin ilk yıllarında bu imaret Evkaf Nazırı Hayri Efendi tarafından yıkılarak ortadan kaldırılmış, yerinde yalnızca türbesi kalmıştır. İmaretin sebili bugün Gülhane Parkı karşısında bulunmaktadır.
İmaretin bir bölümünü oluşturan Sultan I.Abdülhamid’in Türbesi’nin bulunduğu yerde bir manastırın bulunduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Abdülhamit döneminde arsa halindeki yere bu yapı topluluğu yapılmıştır. Türbe mermer işçiliği yönünden son derece muntazam ve barok üsluptadır. XIX. yüzyılda J.P.Von Hammer; “bu türbe güzel ve asil bir stilde inşa edilmiştir. Her ne kadar Kanuni Sultan Süleyman’ın güzel türbesini geçemese de binanın tazeliği ve yeniliği görülmeye değer” diye anılarında bu türbeden söz etmiştir.
Sultan I. Abdülhamid’in türbesi köşeleri yuvarlatılmış kare planlı olup, tümü ile mermerden yapılmıştır. Önünde avlusu bulunan türbenin dış avlu kapısı üzerine sülüs yazı ile Ankebut suresinin 57. ayeti yazılmıştır. Bu avludan üç gözlü bir revak ile türbeye girilmektedir. Türbenin giriş kapısı üzerinde celi-sülüs yazı ile Hattat Mehmet Emin’in yazmış olduğu Fecr suresinin 27.-30. ayetleri bulunmaktadır. Dıştan iki katlı görünümdeki bu türbenin katları birbirinden düz kornişli bir silme ile ayrılmıştır. Üzeri kubbeli olan türbe, 26 pencere ile aydınlatılmıştır. Türbenin içerisi kalem işleri ile süslenmiştir. Kuzey duvarının ortasına Peygamberin ayak izini kapsayan mermer bir pano yerleştirilmiştir. Pencere ve dolapların üzeri ile türbeyi çepeçevre kuşatan bir yazı kuşağı görülmektedir. Mermer üzerine sülüs yazı ile yazılmış olan bu kuşakta Mülk suresine yer verilmiştir. Kubbeyi taşıyan pandantiflerin içerisine de madalyonlar halinde İsm-i Celâl, İsm-i Nebî, Çehar yâr-i Güzin ile Hasan ve Hüseyin’in isimleri yazılıdır. Ayrıca kubbe içerisindeki yuvarlak madalyona da “Yâ âlimen bi-hâli aleyke ittikâli” yazısı dört kez yazılmıştır.
Türbe içerisinde Sultan I. Abdülhamid’den başka oğlu Sultan IV. Mustafa (1807–1808), Şehzade Ahmet (1778), Şehzade Süleyman (1786), Şehzade Mehmet (1784), Şehzade Murat (1785), Şehzade Mehmet Rüştü (1851), Şehzade Abdülmecit, Şehzade II. Murat, Şehzade Beyazıt, Ayn-ı Şah Sultan (1780), Rabia Sultan (1780), Melik Şah Sultan (1781), Mevhibe Sultan (1851), Fatma Sultan (1785), Alem Şah Sultan (1785), Emine Sultan (1790), Saliha Sultan (1786), Rabia Sultan (1781), Emine Sultan (1809) gömülü bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu