Beyoğlu'nda Sahne sokağındadır. Surp Yerrortutyan Kutsal üçlük (Baba-oğul-Ruhülkudüs) anlamına gelmektedir. XVI.Yüzyılda bu kilisenin bulunduğu arsanın ve üzerindeki ahşap bir Rum kilisesinin Rumlardan satın alınarak Ermeni cemaatine geçtiğini 1515 tarihli bir hüccet belgelemektedir. Bu arsada önce Surp Echmiadzin ismiyle bir Ermeni ilkokulu yapılır daha sonra da II. Mahmud'un fermanıyla burası kiliseye çevrilmiştir.1807'de Pentekoste yortusunda ibadete açılan ahşap kilise 1810'da yanmış, uzun süre harabe halinde kalmıştır.
II.Abdülhamid'in 1836'da verdiği ferman ile bu ahşap kilisenin kalıntıları yıkılmış ve yerine Garabed Balyan, Minas Ağa ve Serveryan'ın hazıradığı proje ve uygulamalar ve ermeni cemaatinin de maddi desteğiyle bugünkü "Üç Horan" kilisesi inşa edilerek 18 Haziran 1838'de ibadete açılmıştır. 1896'de kilisenin çevresine ruhban sınıfı için lojman ve idari binalar ile Naregyan Okulu yaptırılır. 1870'de geçirdiği yangından sonra ahşap mekanlar bu kez karğir olarak yenilenir. 1807 ,1907 ve 1989 da tekrar onarımdan geçirilir.
Büyük bir avlunun içerisinde yer alan kilise tek nefli bir bazilika planında düşünülmüş daha sonra da bazı ekler ve genişletmeler yapılmıştır. İki şapelinden Surp Minas'a atanmış olanı vaftizhane olarak kullanılmaktadır. Diğeri Surp Krikor Lusavoriç'e atanmıştır. Her iki şapeldeki kapılardan koro bölümüne geçilmektedir. İç mekanda süsleme unsurları olarak mermer ve altın varak çok miktarda kullanılmıştır. Tamamen batı tarzında yapılmış olup klasik Ermeni mimarisinin hiçbir özelliğini göstermez. Çan kulesi asıl mimari ile bağdaşmadığından sonradan eklenmiş olmalıdır. Avluda Pangaltı mezarlığının istimlak edilmesinden sonra kemikleri buraya getirilen Patrik IV.Hagopos (1680)'un bir kiliseyi andıran mezarı ile Başpiskopos I. Iknadios Kakmacıyan'ın lahdi bulunmaktadır.
Kenthaber Kültür Kurulu