Divanyolu’nda, Adliyeden Sultanahmet’e inen yolun sağında bulunan Firuz Ağa Cami, Sultan II.Beyazıt’ın Hazinedarbaşısı Firuz Ağa tarafından yaptırılmıştır. Divanyolu’nun genişletilmesinden önce daha büyük bir avlusu olan cami, kapısı üzerindeki yazıttan da anlaşılacağı üzere, 1491 yılında yapılmıştır. Kitabedeki yazı Şeyh Hamdullah Efendi’ye aittir.
Tek kubbeli küçük camilerin tipik bir örneği ve Bursa üslubunun basit bir karışımı olan Cami, kare planlıdır. İçeride duvarların oluşturduğu dört köşenin yukarı kısımlarına dört bingi inşa edilmiş ve böylece oluşan sekiz köşeli kasnağın üzerine kubbe oturtulmuştur. Caminin iç avlusu yoktur. Yapı kesme taştan olup, kubbe kasnağı 12 kenarlı ve basıktır. Her duvarda altlı üstlü ikişer pencere vardır.
Son cemaat yerinin derinliği 4.25 m. Ve üç kubbelidir. Bu bölümün sütun başlıkları stalaklitlidir. Cümle kapısı dışarı biraz çıkıntılı olup, sade silmeli bir çerçeveye sahiptir. Kapının kenarları yuvarlağa oldukça yakın basık kemerli, beyaz ve pembe mermerden yapılmıştır. Kemer üstünde iki sıra, dört satırlık kitabe, onun da üzerinde sade bademler işlenmiştir. Tam ortada bir şemse, yanlarda ise birbirinin eşi iki geometrik Muhammed yazısı bulunmaktadır.
Firuz Ağa Camisi’nin tek şerefeli minaresi sol tarafta olup, gövdeye geçen pabuç kısmı son derece kısa ve baklavalıdır. Gövde ve kaide arasındaki çap farkı çok azdır. Şerefe ve korkuluk klasik üsluptadır.
Firua Ağa’nın türbesi günümüzde yoktur. Türbe binası Divanyolu’nun genişletilmesi sırasında Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın emriyle yıktırılmış, Firuz Ağa’nın mermer mezar sandukası minarenin bulunduğu sol duvar önünde, açıklıkta durmaktadır. Caminin mezarlığı ise tamamen kaldırılmıştır.
Kenthaber Kültür Kurulu