22
Aralık
2024
Pazar
ANKARA

Deniz Bitti


Dolandıran Türk. 

Dolandırılan Türk. 

Suçu meydana çıkaran ve yargılayan Alman Mahkemesi. 

Ne kadar ters ve utandırıcı bir durum ! 

Üstelik Alman mahkemesi diyor ki; dolandırıcılığın temelinde “tarikat, ticaret, siyaset” üçgeni yatmaktadır. Alman mahkemelerinde ortaya çıkan kısım, dolandırıcılığın küçük bir kısmı imiş. Tıpkı bir buzdağı gibi asıl büyük kısmı henüz meydana çıkmamış ve işin büyük kısmının Türkiye’de olduğu kararda yer alıyor.
Gurbet illerde, zor şartlarda çalışan onbinlerce insanın, “boğazından, çoluk çocuğunun nafakasından keserek” muhtaçlara yardım etmek niyetiyle yaptığı para bağışları, onun bunun cebine gidiyor.

Avrupa’da “terörist” kimliği vurulan “Müslümanlara” şimdi bir de, bu olay nedeni ile “dolandırıcı” damgası yapıştırılıyor. Türkleri ve Müslümanları aşağılamak isteyenlerin eline fevkalade güzel bir fırsat vermiş oluyorlar.

Bütün bunları temizlemek için, suçluların derhal yakasına yapışmak lazım. Aslında geç bile kalındı. Alman yargısı başladığı günlerde, Türk yargısı başlamalı ve sonuç almalı idi.

Peki, gereği ne kadar zamanda ve nasıl yapılacak ?

Hepimiz tanık olduk. Bu kadar büyük bir olayda, Alman mahkemeleri bir ay içinde kararını verdi. Yargılama süreci Eylül ayı içinde başladı, ay bitmeden dava bitti.
Oysa hatırlayacaksınız, Türkiye’deki pek çok dava, seneler süren yargılamalar sonunda “zaman aşımından” kapanıp gidiyor. Zamanaşımı nedeniyle kapanan davalarda bir kısım insanların yaptıkları yanlarına kar kalıyor. Herkesin kazancı farklı oluyor. Bir kısmının çaldığı para yanına kar kalırken, dava sonunda beraat edenlerin ise yattığı hapis yanına kar kalıyor. Sürüp giden soruşturma veya yargılama sürecinde; intihar edenler, canlarını kaybedenler, hasta olanlar, beyin kanaması geçirenlerin sıkıntıları da işin cabası.

Alman hakimler, Deniz Feneri davasındaki yolsuzluk olayının, Almanya’da yaşanan en büyük yolsuzluk olayı olduğunu söylüyorlar. Gerçi Almanya’da en büyük yolsuzluk olayı olarak kabul edilen bir olay, Türkiye’de küçük ve sıradan bir olay olarak kalabilir. Ama gene de bu işi yapan kişiler; Almanya’nın en büyük yolsuzluk olayını becerdikleri için kendilerine “övünülecek bir pay” çıkarmalıdırlar. Son gelişmeler ve söyledikleri sözler bu yönde. Karar öncesi bülbül gibi şakıyan, suçlarını itiraf eden, hristiyan alman hakimlerinin vicdanlarına sığınanlar, şimdi masum olduklarını söylemeye başladılar. Bu yolla, insanları tekrar kandırabileceklerini düşünüyorlar. Eğer bu kadar şeyden sonra, tekrar kanacak ve aldanacak insan varsa, olayların tüm suçu ve günahı onlara ait olacaktır.

Bir düşünürün söylediği gibi “Eğer bir kişi, seni bir kere kandırırsa suç onundur. Aynı kişi seni ikinci kere kandırırsa, suç ya senindir, ya onundur. Ama o kişi seni üçüncü kez kandırırsa suç senindir.”

Bunlar ve yandaşları; üç kere, beş kere değil, kırk kere kandırdılar. Artık kanmayınız. Eğer kanarsanız; işin günahı, vebali ve suçu sizin omuzlarınıza yüklenecektir. 


Av.A.Erdem Akyüz
Hukukun Egemenliği Derneği Genel Başkanı
Erdemak@gmail.com

NOT : Bu kadar olumsuzluklar içinde Türk Milletinin yüzünü güldüren başarılar da yaşanmaktadır. Pekin’de yapılan Paralimpik (Engelli sporcular) Olimpiyat’larında, Gizem GİRİŞMEN Okçuluk alanında Altın Madalya, Neslihan KAVAS ise Masa Tenisinde Bronz Madalya kazanmışlardır. Kutlar ve teşekkür ederiz.

Yayın Tarihi : 19 Eylül 2008 Cuma 21:25:57
Güncelleme :19 Eylül 2008 Cuma 21:36:41


Bu haber hakkında yorum yazmak ister misiniz?